<1>

315 32 27
                                    

Selam arkadaşlar ilk ficim o yüzden nasıl yazacağım pek bilmiyorum sadece yazım hatası olursa kusura bakmayın

İyi okumalarrrr

------------------------------------------------------------------

Jimin klasik bir hayatı olan sevgi dolu, yardımsever bir çocuktu.  Her zaman her şeyle ilgileniyor, meraklı,enerjik bir karaktere sahipti. Eğlenceli ruh hali sayesinde herkesi güldürmeyi başarır insanların kalbinde kendine özel bir iz bırakırdı.

Busan'ın kalbindeki bir Kore psikiyatri hastanesinde çalışan hasta hemşiresiydi.  Yardımseverliği ve ilgisi sayesinde başına çok şey gelmişti ama umudunu hiç kaybetmeden ve pozitif karakteri sayesinde insanlara yardım etti, zor durumlardan kolayca çıktı ama bunlara rağmen hayatında bir anlam içeren bir şey yoktu. Küçük dünyası klasik şekilde ilerliyordu. Bunu tamamen değiştiren kişiyle tanışana kadar... 

2 yıl öncesine dönüş:

Günüm sabah alarmımın çalmasıyla başladı ve Taehyung'un dün yaptığım bir şey için beni azarlaması ile devam etti tabii ki annemin ağzıma zorla çikolatalı ekmek sokmasını da unutmayalım.

Taehyung her zaman olduğu gibi yine korumacı tavrını gösteriyordu. Azarlamasının nedeni dün bir hırsızın önümde kadının çantasını çalmasıydı.Hiç düşünmeden kadının yardım çağrısına koşmaktı. Taehyung bunu hiç düşünmeden nasıl yaptığımdan durmadan bahsediyordu sanki kendisi kadına yardım etmeyecekti.

Yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmeyeceksem neden yaşıyoruz ki bu hayatı? Kendimiz için mi? Yalan bence bu düşünce kendimiz için yaşamıyoruz. İnsanlık için yaşıyoruz.

Kendim için yaşasam bile bir kişiyi mutlu edemediysem ne anlamı var ki bu hayatın? Sevilmediysen veya sevemediysen hayatı niye yaşıyoruz ki? Yaşamak için çok sebep var ama biz görmemekte ısrarcıyız.

Ben hayatımı daha anlamlı hale getirecek fırsatları değerlendirmeye çalışıyordum. Bir insanın gülüşü bile yaşamaya değer olduğunu hatırlatıyordu bana. Eğer doğduysak demek ki bir sebebi var. O sebebi bulmak bile bizim hayatımızı yaşamaya değer olduğunu gösterir.

Bunları düşünürken küçük pembe arabamla trafiğe sıkışıp kaldığımı fark ettim.  Şansım bir kez daha kendini gösterdi.  Ben “Bakalım daha ne olacak” diye düşünürken birden arabamın önüne birisi atladı. 

Lütfen beni arabanıza alın.

Ne dediğini duymadım ama sanırım pencereyi dövmesinden ve gergin halinden yardım istiyordu.  Bu tedirgin hali devam edince merakım yine galip geldi, arabanın kilidini açtım ve hızla arabaya bindi. 

Sanırım akşam yine Tae beni azarlayacaktı.  Kapıyı tanımadığım birine nasıl açarım diye bir süre söylenecekti ama bu çocuk kötü birine benzemiyordu, nefes darlığı çekiyordu, nefes-nefese kaldığı için konuşmak onun için zordu, terli nane yeşili maviyle karışık olan mint yeşili saç rengi vardı, küçük burunlu, uzun damarlı elleri, beyaz tenli bir vücuda sahipti.  O kadar yakışıklıydı ki, saatlerce bakılabilirdi.  Neyse, çocuğu çok düşündüm o yüzden konuşmaya başlasam iyi olur. 

Merhaba kimsiniz? Nasıl yardımcı olabilirim? Çok koşmuş görünüyorsunuz nefes nefese kalmışsınız.

Konuşma arabayı kullan - Arkamdaki arabanın korna çaldığını ve trafiğin hızlandığını görünce birden gözlerimi ondan ayırıp daha fazla küfür yememek için iş yerime doğru sürmeye başladım - arabanda 10-15 dakika durup  siktir olup gideceğim.

Yardım ederken gördüğüm muameleye bak.

Bu senin tercihindi,kapıyı açmayabilirdin,söylenme,arabayı kullan.

Konuşmamaya karar verdim çünkü ne desem beni tersiliyordu. Sessiz kalmam onun için bir ödül gibiydi. Galiba sessiz biriydi.  Pencereden yola bakıyordu.Birkaç dakika sonra iş yerime yaklaştığımda çocuğun hareketleri tuhaflaşmaya başladı.  Psikolog değildim ama en az 3 yıldır psikolojik travma yaşayan insanlar arasındaydım, onların davranışlarını izlemekle ve temel ihtiyaçları konusunda onlara yardımcı olmakla meşguldüm.  Çoğu zaman hastalar kendilerini heyecanlandıran veya rahatsız eden durumlardan kaçınmak isteyince tırnaklarını yer,etrafa gözlerini büyüterek bakar, garip davranışlar sergilerdi. O da tam olarak bunu yaptı.  Arabanın içinde sürekli kıvranması ve yorgun gözlerinin aniden endişelenmesi normal değildi, arabayı durdurur durdurmaz çikolata kahvesi renginde gözleriyle bana baktı.  Bakışları o kadar güzeldi ki, sert, kaygısız görünüşüne rağmen acı dolu ve yorgundu. Bir insan bu kadar üzgün bakarken güzel olabilir miydi?

Teşekkür ederim, kaba davrandım, söz bir gün bunun karşılığını ödeyeceğim.

Şaşırdım... 10 dakika önce kaba davrandı ama neden birdenbire böyle davrandı?  İyi bir insan mı yoksa kötü bir insan mı bilmiyordum. Bilezdimde daha yeni karşılaştığım biri hakkında ne düşüne bilirdim ki. Ama yine de bu insan hakkındaki düşüncelerim her an değişiyordu ve içimde bir his onu anlamak istiyordu. 

O 15 dakika aklımda pek çok soru bıraktı... Sürekli değişen ruh halinin sebebi neydi?  Hastanede böyle kişilere bipolar kişilik bozukluğu deniyordu, acaba bipolar mıydı?  Neden bu kadar yorgunsun?  Neden kaçtı? 

Rica ederim ama bence dinlenmelisin, yada bir psikoloğa görünmelisin. 

Arabadan indi ve söylediğim cümleyi duyduğu an bana baktı ve sanki çok komikmiş gibi güldü. İhtiyacı olmadığını söyleyip aceleyle gitti ve bir ay boyunca hayatım yeniden kendi yolunda ilerlemeye devam etti ama bu yardım ettiğim kişi Min Yoongi akıl hastanesinde hastam olarak karşıma çıkana kadardı...

------------------------------------------------------------------

MİNT MİN YOONGİMİZ

ManiacWhere stories live. Discover now