Aşkı kullanmak ♦︎ 15

494 79 58
                                    

"Rüzgâr Bey'i en başta ambulansa ardından da karakola götürün." Poyraz gözlerini kendisini izleyen Rüzgâr'ın sakin gözlerine çevirdi. "Parmak izi ve imzalı ifade alalım Rüzgâr Bey'den."

"Emredersiniz, komiserim." Genç polis elini öne doğru uzatarak Rüzgâr'a baktı. "Buyurun, Rüzgâr Bey."

Rüzgâr usulca kalktı oturduğu yerden, başı hâlâ hafif hafif döküyor ve ağrıyordu fakat bu Rüzgâr'ın sorun edeceği bir şey yoktu. Gözleri genç polisin yeşil gözlerine bakıyordu. "Kıyafetlerim yukarıda kaldı." Ardından gözlerini kendisini şüpheli bir şekilde izleyen Poyraz'a çevirdi. "En azından üstümü giyinmeme izin verin. Böyle çıplak gelmeyeyim."

"Bir de saçlarını kurula istersen, ıslak ıslak gelme."

Rüzgâr gözlerini kapatıp içine çok derin bir nefes çektikten sonra yavaşça gözlerini açtı ve Poyraz'a baktı. "İşleri zora mı sokalım yani? Pekâlâ, nasıl isterseniz, komiserim. Avukatım olmadan şuradan şuraya gitmiyorum. Yaralıyım ve mağdurum, bir de üstüne siz mobbing uyguluyorsunuz." Poyraz sinirlice ona bakarken Rüzgâr iki kaşını kaldırarak bir adım daha öne gelip nefeslerini Poyraz'ın yüzüne verdi. "İşleri daha da yokuşa sürmemi ister misiniz?"

"Git giyin üstünü." Poyraz ona başka bir şey demeden kendilerini gergin bir şekilde izleyen polis memuruna döndü. "Gözün üzerinde olsun, oyalanmadan karakola getir."

"Emredersiniz, komiserim."

.

Poyraz oturduğu yerden herkese sinirli bakışlar atıyordu. Karakola geleli yarım saati geçmişti fakat Rüzgâr hâlâ gelmemişti. En sonunda dayanamayıp telefonunu eline aldı. "Kazım, nerede kaldınız?"

"Komiserim, bir beyin tomografisi çekildi -"

Poyraz kaşlarını çatarken hızla öne doğru geldim. "O kadar mı ciddi durum? Şimdi nasıl?"

"Rüzgâr Bey inatla iyi olduğunu söyledi ve beyin tomografisi çektirmek istemedi fakat doktor sonunda ikna etti. Sadece Rüzgâr Bey'in hastanesine geldik."

"Rüzgâr'ın hastanesi de mi varmış?" diye mırıldandı Poyraz. "Neyse, ne zaman gelirsiniz?"

"Kırk dakikaya orada oluruz, komiserim."

Poyraz hiçbir şey demeden telefonunu kapatıp kendisini önündeki dosyalara ve raporlara vermeye çalıştı fakat başaramıyordu, durmadan aklına Rüzgâr'ın banyodaki hâli geliyordu. Yüzündeki acı ifade gözlerinin önünden geçti. Kendine gelince acısını göstermemeye, gizlemeye çalışması.

Raporu hazırlıdıktan sonra birkaç dosyayı okuyup imzasını attı ve geriye çekildi. Şakak kemiğinden keskin bir ağrı usul usul girmeye başladığı anda ağrının birazdan tüm kafasına yayılacağını bildiği için çekmecesinden ağrı kesici hapı çıkardı ve iki yudum suyla içti. Birkaç dakika sonra kapısı iki kez çalmıştı, içeriye komiser yardımcısı girdi. "Komiserim, Özgür amir sizi çağırıyor."

"Tamam, geliyorum." diyerek salladı kafasını Poyraz ama hiç de gitmek istemiyordu. Şimdi amiri tarafından sorguya çekilecek ve bu da yetmez gibi azar işitecekti. Ellerini masasının üzerine koyup ağırlığını vererek kalktı ve üzerindeki siyah gömleğini düzeltip odasından dışarıya çıktı, ilk gittiği yer amirinin odası olmuştu. Kapıya iki kez tıklattıktan sonra kapıyı açtı. "Amirim, beni çağırmışsınız."

"Poyraz, gel şöyle." diyerek masanın önündeki deri koltuğu gösterdi amir. Ardından bilgisayarına dönüp birkaç tuşa bastı. "Bir türlü çözemedim şu illeti. Buraya tıklıyorum başka yere atıyor beni. Bir ara şu yardımcını yolla benim odama da halletsin şunları."

altı kurşun bir iz , GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin