4. bölüm - Umut

434 21 5
                                    

"Umut nedir biliyormusun sen?"

---

Öfkeyle ve hüzünle çıktığım apartmana dönüp baktım. "Üzülme, en azından artık beni dinlemen gerektiğini anlamış oldun Alya" bundan çokta emin değildim, iç sesin bazen çok saçma fikirleri olabiliyordu. Ben apartmana boş boş ağlayarak bakarken omzuma bir el dokundu.

"Abla iyimisin? Alpi buldun değilmi?" Mete'nin olanlardan haberi yoktu tabii. "Istemiyor beni, anlık bir heves olduğunu söyledi..." bunları söylerken göz yaşlarım adeta bir şelale gibi gözlerimden akmaya devam ediyordu. Başım artık dönmeye başlamıştı, bir adım daha attım ve o an dengemi kaybettim. "Abla tutun bana taksi burda hala eve gidelim hadi" Meteye tutundum ve taksiye doğru ilerledik.

Gözlerim hala Alp'in dairesindeydi, neden böyle yapıyorduki? Ne yapmış olabilirim ben ona?

"Alya cidden yeter artık, niye, neden, naptımki diyerek kendini sorgulayıp durma. Alp bi pişmanlık, kabul et artık şunu ve unut onu" son zamanlarda iç sesim fazla mantıklı konuşuyordu, dediği gibide Alp aslında bir pişmanlıktan ibaretti. Birde benim gözümden baksanız şu duruma? Yıllarca onu bekledim, onu bulmak için düzenimi bozdum ve hayatımda yanından bile geçmediğim bir yere taşındım, onu bulmak için aileme bile sırtımı döndüm! Onu nekadar sevdiğimi azda olsa anlamışsınızdır belki ama onu unutmak iç sesin söylediği kadarda kolay değildi.

Sürekli aynı düşüncelerle kafamı doldururken evin önüne geldiğimizin bile farkında değildim. Olabildiğince hızlı bi şekilde taksiden indim ve derin bir nefes aldım. Mete yanıma geldi, hala yürüyemiyecek durumdaydım.

"Abla anahtarın nerede?"

Ceplerimi, çantamı heryerimi aradım ama anahtarımı bulamadım. Sonra aklıma geldi...

"Alpi bulmak için aceleyle kafeden çıktın VE EV ANAHTARLARINI KAFEDE UNUTTUN!" Sağol iç ses.

"Kafede kaldı, kafenin anahtarlarını aldım ama ev anahtarlarımı unuttum" dedim donuk bir şekilde. "Tamam, ben bi koşu gidip alıcam onları sende geçen bahsettiğin komşuna git olurmu?"

Başımla onayladım ve Esmanın evine çıktım, kapıyı çaldım.

"Alya, hoşgeldinde... ne bu halin, iyimisin sen?" Sanırım benim için endişelenmişti.

"Ben... iyiyim, içerde anlatsam?"

Esma beni hemen içeri davet etti, rahat ve geniş kanepeye kendimi bıraktım. Nedenini bilmediğim bir şekilde sanki halsizdim?

"Canım benim kim kıydı sana bukadar anlat hadi" Esma yanıma oturup beni pür dikkat dinledi bende Alpin yaptıklarını daha doğrusu söylediklerini anlattım. Esma karşımda bana şaşkınlıkla bakarken başımı onun omzuna yasladım.

"Alya? Esma en yakın dostumuz falan olduda benimmi haberim yok?"

"Dost dediklerim düşmanım, düşman dediklerim dostum olucaksa bu sefer adını koymayalım iç ses, lütfen"

Esma saçlarımı okşadı. "sana şimdi üzülme dersem kötü tavsiye vermiş olurum, istediğin kadar ağla tutma kendini ben yanındayım" bunu duyduktan sonra göz yaşlarımı durdurmam imkansızlaşmıştı. "Gel balkona çıkalım hava almış olursun"

Balkona çıktım ve sandalye'ye oturdum. Kapı çaldı, sanırım Mete gelmişti. Esma kapıya baktı bende balkonda iç sesimle konuştum.

"Zaten tipsizdi"

"Sence ben onun tipinemi aşık oldum iç ses?!"

"Merhametine aşık olmadığın kesin, kalbi temiz demeye dilim varmıyor zaten, o taş kalpli HATTA kalpsiz!"

KomşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin