3. bölüm - buldum seni...

437 22 9
                                    

Akşam olmuştu, Ardayı ve arkadaşları gittikten sonra kafeyi kapattık. "Mete sana olan sürprizimi unuttum ben, otur şöyle getiricem hemen" dedim ve Mete dediğimi yapıp sandalye'ye oturdu. Hemen arka tarafa gidip evden getirdiğim ders kitaplarımı aldım ve onları Mete'nin önüne bıraktım.

"Abla bunlar ne?" Diye sordu bana.

"Ders kitapların, okula kitapların olmadan başlamak mantıksız olurdu değilmi" diye cevap verdim gülerek.

"Nasıl yani, okulamı başlıyorum!" Dedi Mete sevinçle.

"geç bile kaldın" dediğim an Metenin yüzü düştü

"Ne oldu?"

"Annem ve kardeşlerim, hem çalışıp hem okuyup onlara nasıl bakıcam ben" dedi Mete. O an kendimi kötü hissetmiştim, Mete haklıydı. Annesine ve kardeşlerine bakıyordu, çalışıyordu ve aynı zamanda okula gidip ödevlerini yapması gerekiyordu. Bir dakika ya, ona ben yardım edebilirdim!

"Peki, evden çalışmaya ne dersin?" Diye sordum

"Evden çalışmakmı? Ne yapıcam evden kafeyimi yöneticem?" Diye sordu bana şaşkınlıkla

"Hayır akıllım! okuluna gidiceksin, ödevlerini yapıcaksın evdekileri üzmiceksin bende sana maaşını vericem"

"Abla olmaz öyle şey, hem sen tek başına kafeyi nasıl yöneticeksin. Yeterince derdin yokmuş gibi birde benimle uğraşıcaksın" dedi başını yere eğip

"Ablacım, ben bir şey söylüyorsam bir bildigim vardır. Lütfen beni kırma ve dediklerimi yap" dedim yumuşak bir ses tonuyla. Mete biraz düşündükten sonra teklifimi kabul etti. "Kalk hadi geç kalıcaz" dedi bir anda

"Nereye?"

"Alp abiyi bulmaya" dedi gülümseyerek. Bunu duyar duymaz hemen ayaklandım, ortalığı toparlayıp çantamı aldım.

"Hadi çıkalım!" Dedim telaşla

"Tamamm" dedi Mete ve ceketini aldı. Kafeden çıktık, kapıyı kilitledim ve Mete ile birlikte Ceydanın şarkı söyleyiceği Müzikhole gittik. Kapıda korumalar vardı sanırım sadece davetliler girebiliyordu.

"Merhaba, Ceyda hanımı görmek için gelmiştikte" bunu söylediğim an korumaların ikiside beni baştan aşağı süzdü ve içeri davet etti.

Mete ile birlikte Ceydanın hazırlık yaptığı odayı bulduk

"Ben burda bekliyorum sen konuşursun"

"Tamam" dedim ve kapıyı tıklatıp odaya girdim.

"Buyrun?" Dedi sarışın uzun saçlı kız. "Şey, Ceyda hanım sizsiniz galiba. Ben fazla vaktinizi almadan birisi hakkında size sorular sorucaktım" dedim utanarak

"Tabii" dedi uzun, sarı saçlı Ceyda. "Alp, Alp diye birisini tanıyor olabiliceğinizi söylediler bana. Siz Alp Keskin'i tanıyormusunuz?" Diye sorduğum an Ceyda'nın bakışları değişti, kaşlarını çattı ve "sevgilim olur kendisi" dedi. O an sanki kalbime bir bıçak saplanmıştı, ne oluyordu? Neden bukadar kötü hissediyordum? "Hey, sana diyorum napıcaksın Alpi?" Dedi Ceyda agresif bi ses ile.

"Şey, b-ben..." dedim ve devamını getiremedim.

"Söylermisin artık, birazdan sahneye çıkıcam" dedi Ceyda yine agresif bi ses ile. "A-Alp b-benim çocukluk arkadaşımda, eee n-nerde y-yaşıyor acaba?"

Bu soruyu sormak okadar zor gelmiştiki, nerdeyse göz yaşlarımı tutamıyordum.

"Adın neydi?" Diye sordu bana tahammülsüz bi şekilde.

"A-Alya, Alya Yildiz"

Ceyda telefonunu alıp bi köşeye gitti sanırın Alpi aramıştı. Bir kaç dakika sonra konuşmasını bitirip yanıma geldi ve bir kağıt verdi.

"Al, Alpin ev adresi" bunu söylerken bana çok öfkeli bakıyordu sanki... sanki "hemen şimdi defol git" der gibi.

"Sağol" dedim ve olabildiğince hızlı bi şekilde odadan çıktım. "Abla, ne oldu? Aldınmı adresi?" Dedi Mete. "Aldım, hemen şimdi gidelim ama nolur" Mete hiç zorlamadı ve hemen o ortamdan beni çıkarttı. Taksi'ye bindik ve Alpin yaşadığı eve gitmek için yola çıktık. Elim ayağım titriyordu, sebebini asla bilmiyordum ama birazdan kötü şeylerin olucağını tahmin edebiliyordum. Yaklaşık yarım saat sonra bi apartmanın önünde durduk, taksici "burası" dedikten sonra derin bir nefes alıp verdim. Taksiden indik apartmanın önünde bi süre durdum.

"Buldum senı..." diye mırıldandım. Apartmana doğru adımlarımı attım, her adımımda daha fazla korkuyordum ama yinede o apartmana girdim, 4. Kata çıktım ve daire 16 nın kapısını çaldım. Bekledim, bekledim ve yine bekledim. Bi süre kapıyı kimse açmadı, ısrarlar kapıyı tekrar çaldım. Bu sefer açmıştı, bu oydu! Yıllar sonra Alpi görmüştüm elim ayağım hala titriyordu.

"Alp" diye mırıldandım.

"A-Alya" dedi şaşkınlıkla bana bakarak. Geliceğimi bilmiyormuydu?

Kendimi tutamayıp Alpin boynuna sarıldım aynı zamanda göz yaşlarımıda tutamıyordum. Kokusu... okadar güzel bir kokuyduki ona sarıldığımda hep kendimi evde hissederdim, halada öyle hissediyorum. Bir anda Alp geri çekildi. Bunu neden yaptığını anlayamamıştım

"Seni çok özledim" göz yaşlarımla birlikte sadece bu cümle çıkmıştı ağzımdan, devamını getiremiyordum.

"Senin ne işin var burada?" Diye sordu bana. Buda neydi şimdi?

"Seni bulmak için buraya taşındım, ve buldumda!" Dedim ve ona tekrar sarılmak istedim, fakat Alp yine adımlarını geriye attı. "Buraya neden geldiğini bilmiyorum ama geldiğin gibi git şimdi" dedi öfkeli bi ses ile. Olanlara asla anlam veremiyordum, eski Alp nerede?

"A-Alp b-ben-"

"SEN hemen şimdi defolup gidiyorsun ve birdaha bu sokağın 5 kilometre yanından bile geçmiyorsun ANLADINMI BENİ!" okadar sinirliydiki biraz daha devam etsem mutfaktan bir bıçak alıp beni onunla tehtid edebilirdi. Susmadım, yapamazdım bunu o yüzden konuşmaya devam ettim.

"A-Alp s-sen benim çocukluk-"

"Geçmiş geçmişte kaldı, evet küçükken aramızda bir şey geçti arkadaşlık değildi o. Artık benim bi hayatım var, senden çok daha güzel bir sevgilim var" bu söylediği...

"o bir pişmanlık Alya, hemen şimdi ona en sertinden bir tokat at ve onun için harcadığın saniyeler adına yüzüne tükür"  bu benim iç sesimdi yine en zor zamanımda çıkmıştı ve bana yapmam gerekeni söylüyordu, ama ben hiç bir zaman onu dinlemedim...

"Alp neler diyorsun sen saçmalama tanıyamadınmı beni Alya Yıldız ben" hala anlamayıp devam edicek kadar salaktım, ben konuştukca o beni dahada çok kırıyordu.

"Hala anlamıyorsun değilmi, o sadece anlık bir hevesdi bitti gitti!"

Onun aşkına okadar inanmıştımki onu bulduktan sonra beni eskisi gibi seviceğini sanmıştım. belki bana çıkma teklifi eder diye hayal etmiştim, ama o hayallerimi darmadağın etti yine beni ortada bıraktı, yine bana sırtını döndü.

"Beni dinleseydin şimdi bukadar acı çekiyor olmazdın Alya" iç sesime hak verdim onu dinliyicektim. hırsla Alpe bir tokat attım

"Seni farklı sanmıştım, ama sen diğerlerinden dahada kötüymüşsün, keşke seni hiç tanımasaydım" tokatın ardından bu cümleyi kurup hızlıca ağlayarak apartmandan çıktım. Umutla girip hüzünle çıktığım bu apartman bundan sonra benim kabusum olucaktı, bundan emindim...

3.bölüm sonu

---

Selamm, bu bölümü yazarken ben şahsen cok eğlendim umarım sizde okurken zevkle okumuşsunuzdur.

KomşuWhere stories live. Discover now