Biz en dipten başlamıştık Eliz ile. En dipten, insanların bize iğrenerek ya da acıyarak baktığı çocukluk döneminden, çok büyük meblağlar ile hayatımızı döndürdüğümüz zamanlara kadar az buz şey yaşamamıştık.

On sekiz yaşında, o yurttan çıktığımızda sadece iki öksüz olarak, sefil bir şekilde yaşamak için, sıvası bile olmayan bir eve taşınmıştık.

Onun da kirasını ödeyeceğimiz meçhuldu. Eğer iş bulamazsak, gece yarısı kirayı ödemeden, ev sahibine görünmeyip, kaçma planımız bile hazırdı.

Bizi biraz şansımız kurtarmıştı Eliz ile. Zümrüt ile tanışmasaydık, her şey daha da felaket olurdu.

Onu hapise girmekten kurtarmıştım ve hapise girmekte olduğu suçtan, daha ağır suçlar işleyerek, hala dışarıda kalmaya devam ediyordu.

Eliz, Zümrüt ile çalışmak için fazla sıradandı. Fakat ben onun için ise bulunmaz nimettim.

Hipertimezi benim için, ruhsal anlamda büyük bir çöküntüydü. Keza hayatımın bir çoğu, asla unutamayacağım bir sürü çürümüş cesetler ile doluydu.

Normal bir zihniyete sahip olmayı çok isterdim ama hipertimezi olmasaydım da, Zümrüt elimden tutmazdı benim.

Yine o eski, çürümüş yerde ekmek almak için tanrıdan yardım ister hale gelebilirdim.

Eliz'i hiçbir zaman önemli görevlere atamamıştı. Çünkü akıl zeka ve hafıza işiydi verilen görevler.

Zümrüt beni eğitmişti. Bugün sanırım beni görseydi benden ümidini keserdi. Çünkü fazlası ile amatör davranmıştım.

İşin içine duygusal bir bağ girdiğinde hep böyle olurdu. Zümrüt'ten öğrendiğim ilk ders buydu.

Profesyonel davranmak için, önce karşındakinin kim olduğunu unutman gerekiyordu.

Ben bu gece karşımdaki insanın düşmanım olduğunu yeterince belli etmiştim. Devrim Atalay ise olduğundan daha sivri zekalı bir adamdı.

Eliz'den defalarca kez bu cümleleri duymuştum. Hep ona hayran hayran bir şeyler anlatırdı.

Ben ise oldukça saçma bir şekilde abarttığını düşünüyordum.

Oysa öyle değildi. Gerçi ben de amatörce davranmıştım. Anlamaması imkansızdı.

Kendime yaptığım hata yüzünden yine sinirlenmiştim.

Ben bu kadar zayıf değildim. Ben Zümrüt Kızılca'nın en iyi ajanlarından biriydim.

Tüm insanları elimde döndürecek kadar da zekiydim. Ölmemiştim, şu an ipler Devrim Atalay'da görünebilirdi ama ben kimsenin kuklası değildim.

Eğer Devrim Atalay bu durumun sorumlusu ise, onu yok edecektim. Bunun için de ölmemem ve bu adama yakın olmam gerekiyordu.

Ama eğer başkası ise, onu ellerim ile un ufak edene kadar ezecektim. Devrim Atalay'ın birçok düşmanı olabilirdi.

Onlar da yapmış olabilirdi. Bundan önce emin olmam gerekiyordu, kime saldıracağımı bulmam için.

Çünkü bu yer bir sürü yer altı mafyasının, iktidar sağlamak istediği karanlık, gri bir şehir hapishanesiydi.

Alt tabaka sayılan insanlar ise, kendini bu iktidar savaşından geride tutup, kanlı savaşlara müdahil olmayanlardı.

Onlar genelde sıradan insanlardı, ve hükumetin karartma yasası yüzünden karanlık piyasadan haberdar değillerdi. Cüzi miktarda kendilerinden üstlere tüm zamanlı kölelik yapıyorlardı.

Devrim (+18)Место, где живут истории. Откройте их для себя