Bölüm 9

260 72 53
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

İki gün sonra Thor, yanında Frejya ile birlikte bir kere daha Jotunheim'e geldi. Olan biteni kız kardeşiyle paylaşmış ve Loki'nin onlara yardım edeceğini söylemişti. Frejya rahatlama ile endişe arasında yalpalayıp duruyordu. Ancak Njord iki büyük hata yapmıştı. Bunu ne Sif ne de Frejya anlayabilirdi.

Birincisi çekiç ile Frejya'yı takas etmek isteyerek Thor'a ikincisi de Sif'in saçlarına zarar vererek Loki'ye hakaret etmişti. Şimdi bunların sonuçlarına katlanması gerekiyordu.

Her ne kadar aralarındaki ilişkiyi bilmeseler de Sif'in Loki için çok değerli olduğunu anlamışlardı. Kolay kolay kimse için tükürdüğünü yalayacak bir adam değildi sonuçta ve bu durum hem Thor'un fark ettirmemeye çalışsa bile hem de Frejya'nın canını sıkmıştı.

Her ikisi de arabadan inip eve doğru baktılar. Son derece normal görünüyordu. Ne ilk geldiklerindeki o parti sonrası kaos vardı ne de Thor'un son geldiğindeki o parti kaosu vardı. Hatta bahçesinin korkunçluğu olmasa son derece normal görünüyordu.

"Onun tarafından sevilmek istiyorsun"

Annesinin sesini kafasından atmak için başını iki yana salladı. Her şey o kadar hızlı ilerliyordu ki bu konu ile ilgili düşünmek gibi bir durumu olmamıştı. Ne yazık ki Heimdallr sorununu da halledememişti henüz ve şimdi yine buradaydı.

Thor bu sefer tereddüt etmeden kapıyı çaldı ve ellerini ceplerine soktu. Belki kardeşiyle konuşması gerekiyordu ama ona ne diyeceğini bilemiyordu. Özür dilemesi gerektiğine emindi ama yine de bu fırsatı bulamamıştı. Söz konusu özür öylece basit bir şekilde dilenecek bir şey değildi.

Kapı aniden açılınca her ikisi de daldıkları düşüncelerden sıyrıldılar. Sif, başında bir tülbent ile kapıda durmuş utanmış bir şekilde onlara bakıyordu. "Hoş geldiniz" derken o eski neşesinin yerinde bir utangaçlık vardı.

Thor'a göre saçlarının olmaması bile güzelliğinden bir şey kaybettirmemişti. Frejya ise tuhaf bir şekilde ona sarılıp teselli etmekle kendi saçlarını yoklamak arasında kalmıştı. Her ikisi de başlarını salladılar ve içeri girdiler.

Loki, içerideydi. Uyanık ve son derece ayık görünüyordu. Bu da değişik bir durumdu. Ya da işin ciddiyetini yeterince anlatıyordu. "Sen, Samson değilsin, Sif" dedi en sonunda. "O yüzden bu utangaçlığı bırak."

(Samson, mitolojide gücünü saçından aldığı söylenen savaşçı)

Sif, küskün bir şekilde ona baktı. Belli ki saçları onun için gerçekten çok önemliydi ama yine de bir şey demedi ve mutfağa doğru gitti küskün bir şekilde.

"Ona daha nazik davranmalısın" dedi Thor en sonunda kızın arkasından bakarken.

Herhalde onu teselli etme arzusu çok büyüktü. Loki, ona doğru baktı. "İki gündür ağlıyor" dedi en sonunda bıkkın bir şekilde. Bir elini saçlarının içinden geçirdi. Bununla başa çıkmayı pek beceremiyordu. Sif, genel olarak hep neşeli ve sevecendi. Bitmek bilmeyen ağlama krizleriyle başa çıkamıyordu. "Bu işi bir an önce bitirelim" dedi.

Her ikisi de onun kafasında neler geçtiğini anlayamayarak ona baktı. Muhtemelen yine çok karışık ve bir o kadar da gıcık bir plan kurmuştu. Frejya, kaşlarını çattı. "Ne planlıyorsun?"

Loki, onun sesini her duyuşunda tüylerinin diken diken olmasına gıcık oldu. Onun üzerinde en ufak bir şeyde bile etkisi olması çok gıcık bir şeydi. "Thor, Sif ile birlikte Nidavellir'e gidecekler" dedi en sonunda.

TANRILAR DİYARIWhere stories live. Discover now