Bölüm 14

474 78 59
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

"İyi olup olmadığını merak ettim"

Frejya ne kadar süredir orada öylece durduğunu merak etti o an. Loki gittiğinden beri günler geçmiş bile olabilirdi. Başını iki yana sallayıp arkasını döndü ve Sif'e baktı. "Keçi" dedi en sonunda kenarda keyifle kıyafetlerinin bir kısmını yemiş ve kalanının üzerinde keyif çatmakta olan yaratığı göstererek. "Kıyafetlerimi yedi"

Sif, bir an için gözlerini kırpıştırdı. Onun bu şekilde burada duruyor olması ve ağabeyinin birkaç saniye önce hızlı bir şekilde evden çıkıp gitmesinin nedeni Jay olsaydı çoktan bir pastırma olmuş olurdu. Geçmişte aralarında olan biten her neydiyse bunun üstesinden gelemiyorlar gibi görünüyordu.

İçeri girip dolabına doğru gitti ve kendi kıyafetlerine baktı. Frejya'nın aksine Sif'in dolabı pembe renkler, fiyonklar ve kurdelelerle doluydu. Bunların hiçbiri onun giyebileceği bir şey gibi durmuyordu. Dahası beden olarak da çok birbirlerine yakın değillerdi.

Onun göğüs kısmı kendisininkinden daha genişti. Kalçaları da varlığını belli ediyordu. Boyu uzundu. Sif onun yanında daha çok bir kız çocuğu gibi görünüyordu.

Olabileceğini düşündüğü bir eşofman altıyla Loki'nin tişörtlerinden birini çıkardı. İç çamaşırı konusunda yardımcı olabilecekmiş gibi gelmiyordu. "Bunlar yardımcı olur" diye mırıldandı en sonunda. "En azından çıplak gezmenize engel olmuş olur"

Evet, bu da bir şeydi. Kurtarabildiği sutyeni dışında bir şeyi yoktu. Sessizce üzerini giyinirken Sif'de dikkatle keçiyi okşuyordu. "Loki, nereye gittiğini söyledi mi?"

Gidebileceği birkaç yer vardı. Kafası karışıkken ya da sinirliyken kendini yorma eğilimindeydi. Gerçi Frejya hayatına girdiğinden beri kendisini yorma işini pek yapmıyordu. O bitmek bilmeyen partiler en azından şimdilik durmuştu ve Sif buna minnettardı.

Bir şekilde onunla hem konuşmak istiyor hem de bu işe dahil olmaması gerektiğini hissediyordu. Neden ayrıldıklarını bile bilmiyordu ama bunun Loki'nin kalbinde çok derin ve iyileşmesi mümkün olmayan bir yara bıraktığını biliyordu.

Bir süre tedirgin bir şekilde Jay'e baktı. Sanki keçi ona açık sözlü olmasını söylermiş gibi bakıyordu. "Loki, muhtemelen kalbini yatıştırana kadar geri dönmez" dedi en sonunda. "O kızdığında pek etrafında olmak iyi bir şey değildir."

Bunu biliyordu zaten. Her zaman güllük gülistanlık olmamıştı ilişkileri. Kıskançlık krizleri ve kavgalarda olmazsa olmazıydı. Kızdığında gerçekten gözü hiçbir şey görmeyebiliyordu.

Elinde olmadan hafifçe güldü. Bazı şeyler milenyum geçse bile değişmeyecekti hiç şüphesiz. Üzerini giymesi bittikten sonra saçlarını havlu yardımıyla kuruladı ve havluya sardı.

"Ağabeyim, Asgard'dan döndüğünde kırık döküktü" dedi en sonunda Sif uzun bir aranın ardından. "Nerede olduğunun ya da kim olduğunun bir önemi yoktu ve bende Jotunheim'da devlerin arasında sıkışmış bir yarı elftim" dedi. O günleri hatırlıyormuş gibi dalgın bakıyordu. "Loki, geldiğinde bir kardeşi olduğunu yeni öğrenmişti ama babam bana kızıp beni dövene kadar varlığımı umursamadı bile. O gün o kadar kızmıştı ki babamızı öldürdü. Gözünü bile kırpmadı ve sonrasında Jotunheim'daki devleri dize getirene kadar durmadı"

Bunu bilmiyordu. Onun döndükten sonra çok zor zamanlar geçirdiğini bir iki defa Sif konu arasında söylemişti ama ne kadar zor olduğunu asla anlayamamıştı. O zamanlar kendisi cehennemde bir hücredeydi. Onsuz olmanın verdiği acı, öfke ve onu kendisinden ayıran ailesine duyduğu nefretle boğuluyordu.

TANRILAR DİYARIKde žijí příběhy. Začni objevovat