Bölüm 3

280 74 94
                                    


YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... İYİ OKUMALAR... 


Loki, onlar gittikten sonra bir süre daha mutfakta oturmaya devam etti. Kafasının içinde o kadar çok düşünce dönüyordu ki takip etmekte bile zorlanıyordu. Ne yapması gerektiğinden bile emin değildi. Yıllar sonra bir anda karşılarına çıkıp evini talan etmişlerdi. Hangi akla hizmetle Frejya'yı onun karşısına çıkarırlardı?

Kendi bile ne yaptığından emin olamadan hızla ayağa kalktı ve salonda ortalığı toparlamaya çalışan Sif'in yanına gitti. Thor, her zaman olduğu gibi geçtiği yerlerde iz bırakma konusunda bir uzmandı. Neredeyse evde sağlam bir eşya bırakmamıştı. Misafirlerin arasında uyananlar çoktan kaçmışlardı akşamdan kalma olanlarsa hala kendilerine gelmeye çalışıyordu ve o lanet keçi hala bulduğu bütün kumaşları çiğnemeye devam ediyordu.

Sif'in önünde durup kollarını göğsünde birleştirdi. "Benim mail adresim mi var?" diye sordu meraklı bir şekilde.

Sif, ona bakmaya zahmet etmedi. Hızlı bir şekilde elindeki torbaya kırılan parçaları ve çöpleri doldurmaya devam etti. "Sosyal medya hesabınız ve telefonunuzda var" dedi sakin bir şekilde.

Bunların hiçbirinden haberinin olmamasının bir nedeni olmalıydı. Biri neden bunlardan birine ihtiyaç duyardı ki? Kalçasını hala yarı sağlam olan koltuğa dayadı. "Neden?" diye sordu gerçekten çok merak etmişti.

"Başka dünyalardaki haberlerden ya da gelişmelerden başka nasıl haberdar olabiliriz ki?"

Bu işleri eskiden gezginciler yapardı. O zamanlar teknoloji diye bir şey yoktu tabi ki. Heimdallr, Asgard A.Ş.'yi kurmadan önce kesinlikle her şey daha kolaydı.

Loki, biraz gıcık olmaya başladığını hissetti ve bu hissiyatı giderek büyüyordu. Özellikle de Sif onu görmezden geldikçe. Başını çevirip etrafına bakındı. "Sif, şu şeyi bırakıp benimle konuşman lazım yoksa gerçekten keçiyi yiyeceğim"

Neyse ki keçi elindeydi. Başka hiçbir tehdide tepki vermiyordu çünkü. Her ikisi de bir gün Loki'nin sözünü yerine getireceğini ve keçiyi yiyeceğini biliyordu ancak o gün gelene kadar Sif, onu bir şekilde korumaya ant içmiş gibiydi.

Genç kadın, bıkkın bir şekilde elindeki poşeti yere attı. "Efendi Loki" dedi en sonunda. "Siz bir tanrısınız ama uzun zamandır hiç de tanrı gibi davranmıyorsunuz"

Jotunheim fahişeleri aşkına!

Yine mi bu lanet olası nutuktu? Loki, bıkkın bir şekilde gözlerini devirdi. Sif her fırsatta bunu ona söylemekten hiç kaçınmıyordu. Hatta fırsatları kaçırmamak için özel bir alarmı bile vardı. Her on beş dakika da bir çalıyordu. Sonuçta Loki, onun eline nutuk çekebileceği çok fazla fırsat veriyordu.

Ancak Sif bu sefer fazla ileri gitmişti bunun kendisi de farkındaydı. Elbette ki özür dilemek şöyle dursun suçlu görünmeye çalışmıyordu bile. "Loki" dedi en sonunda ayağa kalkarak. "Kendini Jotunheim'e kapattın. Asgard'daki görevlerini umursamıyorsun sen Jotunheim'i bile umursamıyorsun. Tek yaptığın lanet olası partiler verip, sızana kadar içmek ve kadınlarla birlikte olmak"

"Yapmak için sence de çok keyifli bir etkinlik değil mi?"

Sif, Loki'ye asla ulaşamıyordu. Duymak ya da görmek istemediği herhangi bir şeyi yok sayma konusunda bir uzmandı. Bir süre sessizce ona baktı. Belki onun gibi olan tanrıları görürse o zaman her şey değişir diye düşünmüştü ama belli ki hiç de öyle olmuyordu. Frejya, ile karşılaşmanın onda bir şeyleri değiştirmesini ummuştu. Belli ki Loki öyle olmaması için her şeyi yapacaktı.

TANRILAR DİYARIWhere stories live. Discover now