50. Bölüm - İsteme

Start from the beginning
                                    

"Yarın istemem var baba, Alperen Korgeneral'den isteyecekler beni." Burnumu çekip gözlerimi kırpıştırdım. "Keşke sen olsaydın babam, keşke senden isteseler di beni." Annemin mezarına baktım. "Annem ile hazırlasaydık her şeyi, sende kızımı vermem ben diğe tuttursaydın." Yanımdaki köpeğin havlaması ile hafif güldüm. Köpek başını dizime koyduğunda gülümsedim.

Elimi babamın mezarında olan toprağa koydum. "Keşke, keşke deseydiniz baba. Bir abim daha olduğunu deseydiniz. Böyle daha mı iyi oldu?" Başımı arkaya çevirip beni izleyen üç adama baktım.

Biri bana hem abi hem baba olan Ata Barlas Doğu'ydu.

Biri bana hem arkadaş hem abi olan Ayaz Baran Doğu'ydu.

Diğeri ise benim hayatımın aşkı olan Karan Çevik'di.

Bugün bir karar vermiştim, ve o kararı bu akşam iki insana da açıklayacaktım.

Önüme dönüp zambağın yarısını babamın mezarına, yarısını da annemin mezarına yerleştirdim. Köpek başını dizimden çektiğinde ayağa kalkıp ilerlemeye başladım.

Karan'ın yanına geçtiğimde abimler gözümün içine bakıyordu, dudaklarımı ıslattım. "Bir kaç, bir kaç saat sonra ikinizde benim evimde olun." Dediğinde ikiside yavaşça başını salladı.

Karan kolunu belime doladığında ilerlemeye başladık. Başımı Karan'ın göğsüne yasladım. "Ne yapacaksın?"

"Bilmiyorum desem, inanır mısın?"

Güldü. "Sen ne dersen de, ben senin dediğin her şeye inanırım."

Bu sefer gülen ben oldum. "Ne yapacağımı bilmiyorum, kalbim affet diyor, aklım ise hem affet hem affetme diyor." Adımlarımı durdurup Karan'a baktım, gece mavisi gözlerine. "Ne yapacağım ben Karan?"

Elini yanağıma yerleştirdi. "Buna ben karar veremem Ala'm, bu senin bileceğin bir iş. İstersen affedersin, istemez isen affetmezsin. Ama bu kararı vermeden önce iki abini de dinlesen bir iyi olur."

Başını hafif omzuma doğru yatırdım. "Öyle mi diyorsun?"

Tebessüm ederek başını salladı. "Öyle diyorum Yüzbaşım."

Güldüm. "Karargah dışındayız, bana Yüzbaşım demene gerek yok, biliyorsun değil mi?"

Omzunu silkti. "Biliyorum, ama hoşuma gidiyor."

"O hoşuna gidenlerin arasında neler var?"

Düşünür gibi yapıp bana baktı. "Orman yeşili gözlü, eski kül yeni kan kırmızısı saçlı, bir diğer adı Gece olan bir Kıdemli Yüzbaşı." Dediğinde güldüm.

Aklıma gelen şeyle hızla Karan'a baktım, şaşırmış duruyordu. "Ne oldu yavrum?"

Elini tutup arabaya doğru ilerledim. "Sana bir sürprizim var Yüzbaşı."

"Nasıl bir sürpriz?"

"Eve gidince görürsün."

Evde malzemelerin olması gerekliydi, umarım evde malzemeler vardı.

Yaklaşık yarım saat sonra eve geldiğimizde Karan'ı hala sürüklüyordum. Kendisi olayı anlamasa bile laf etmiyordu.

Banyoya geldiğimizde kaşlarını çattı. "Ala'm, yavrum ne oluyor?"

Dağların Çift Başlı Kurdu Where stories live. Discover now