12. Bölüm

21 4 0
                                    

Hatırlatma: Çetin elini Dalyanın küçük eline uzatıp şefkatle tutmuştu. Eli çok soğuktu ürperdi genç kız.
" teşekkür ederim" deyip fırlayıp çıkmıştı evden. Kapının vurulma sesi ile kendine gelen Dalya ilk defa ağlamamış, tebessüm etmemişti. Bu kez Affallamıştı..

Dalya;
5 koca gün geçmişti o gecenin üstüne. Çetini görmemiştim. Selim abiye sorunca yurtdışında, geldi ama Şehir dışında, toplantısı var zırvalıklarını duymaktan ziyadesiyle yorulmuştum. Kafamda binlerce soru işareti ile bırakmıştı beni. O geceyi düşününce heyecanlanmıyordum bile. İlk defa bu kadar şeffaftı. O gece olanları hiç kimseye anlatmamış, içimde tutmayı başarmıştım. İçim bile acımıyordu. Kendimi terk edilmiş gibi hissediyordum, sanki , sanki beni yüzüstü bırakmış gibiydi. Saçmaladığımın farkındaydım ama artık pekte mantıklı düşünemiyordum. Gözlerimin içine bakan o kara gözlerin bana ne anlatmak istediğini anlayamamıştım.
Çetin defterini kapatmıştım! Önce aklımda sonra kalbimde öldürecektim onu. O benim sevgimi hak etmiyordu.!

✨✨✨✨

8 gündür Çetin kayıplara karışmıştı. Dalya en başlarda çok merak etsene artık umursamıyormuş hatta Çetin diye biri hiç olmamış gibi davranmayı seçmişti. Son 3 gündür sormuyor , konusu geçince muhabbeti hemen kapatıyordu. Görünürde çok mutluydu. Işıldıyordu, hatta eskisinden daha cıvıl cıvıldı. Bu durum La Sombre de birtek Selimin dikkatini çekmişti. O gece ne yaşandı bilmiyordu, fakat Çetini bu kadar pervasız davranmaya zorlayan birşey olduğu kesindi.

Dalya şarkılarını söylemeye devam ediyordu. Aytaç ile araları eskisinden daha yakındı. Selim onun bu durumdan çok memnun olmadığını görebiliyordu. Bir an Aytaç'a çok sıcak bakıyor fakat sonrasında sanki onu gördüğüne şaşırıyormuş gibiydi. Elbette Selim istemişti , bu alt yapıyı o lanet gece Selim hazırlamıştı fakat sonuçlarını kestiremiyordu. Alnını sıvazlamaya başlamıştı.
Cebinden telefonunu çıkarıp rehberinden Çetinin numarasını bulup aramıştı.

" nerdesin abi", diye sormuştu karşıdan cevap gelmeden " bak burası karışık, her nerdeysen çık gel ben hiç birşey anlamıyorum anasını satayım!" Diye bağırıyordu.
Çetin onu bu kadar geri planda tutmazdı. Nerde olursa olsun bilgilendirir en azından adamları alırdı yanına. Şuan bir başına kalmıştı. Ona birşey olacak korkusu canını sıkıyordu Selimin. Evet o Gölgeydi, fakat yanlız bir Gölge düşmanlarının açık hedefi haline gelebilirdi. Onun yerinse gözü olan sırtlanlar çoktu.

" abi , Allah aşkına söyle nerde olduğunu, bak kafayı yiyeceğim burda" diye mırıldanmıştı.
"Sal beni Selim, işim var iyiyim. Herşey senin kontrolünde, sana güveniyorum Koçum" cevap vermesine müsade etmeden kapatmıştı telefonu.
Selim Sahnede şarkı söyleyen kızı izliyordu. En sevdiği Slow şarkıları bile söylemiyordu artık, halbuki işe başvururken bize bunu yapabilmek için ısrar etmişti.

Huzursuzca kıpırdandı yerinde. Odasına geçince Keremi arayıp Dalyanın sahnesinden sonra odasına gelmesini istedi. Bu işi çözecekti.

Aradan geçen 1 saatin ardından, Dalya Selimin odasına paldır küldür dalmıştı. " sen beni mi özledin abilerin en asabi şirini" deyip Selimin sandalyesinin arkasından dolanıp kollarını boynuna dolamıştı. Selim onun bu hallerini çok seviyordu ama Dalya nın sağlıklı bir süreçte olduğuna inanmıyordu. Bu kız Çetin için gecelerce ağlamış, kendini deli etmişti. Şuan hiç birşey yokmuş gibi davranması Selimi geriyordu.
Elini Dalyanın ellerinin üstüne yerleştirmişti. Yavaşça doğrulmuştu oturduğu yerden.
Dalya şimdi karşısındaki Sandalyede oturuyordu.
"Özlerim, abiyim ben. Nasılsın bakalım?" Diye sormuştu Selim çok doğal bir şekilde.
Dalya yüzünde kocaman bir gülümseme ile
"Çok iyiyim, hatta baya baya iyiyim" diye şakımıştı.
Selimin kaşları bir an havalanıp şüpheyle kısılmıştı. Selim onun önüne bir bardak içki koyarken kendi de bir dak almayı ihmal etmemişti.
" Çetini sormayacak mısın?" Diye sormuştu. Dalya bir an duraksadı ama hemen kendini toparlayıp
" Kim patronunun nerde olduğunu sorgularda ben sorgulayacağım , anlayamadım" diyerek bardağı dikmişti kafasına. Selim elindeki şişeden biraz daha doldurmuştu.
" o senin aşık olduğun adamdı, patron olarak tam olarak ne zaman görmeye başladın" diye sormuştu şüpheyle. Dalya önündeki bardağı da kafasına dikince Selim bir kez daha doldurmadı.
Gözlerini yuman Dalya, genizini yakıp beynini uyuşturan alkolle acılı bir nefes çekti içine.
"Ne istiyorsun abi benden?" Diye sormuştu çağresizce.
"Ben unutmaya çabaladıkça , heleki bana iyi gelmeyeceğini söyleyen senken şuan bu ısrarın niye? Amacın canımı acıtmak mı? İstemiyorum onun hakkında konuşmak, onu düşünmek istemiyorum, onu sevmek istemiyorum anlıyormusun Is-te-mi-yo-rum!" Sonlara doğru bağırmaya başlamıştı. Selim onun yanına geçip onu saracakken eli ile durdurmuştu. Olduğu yerde çakılı kalmıştı genç adam. Böyle bir tepki hiç bir zaman görmemişti Dalyadan.
"Lütfen bana dokunma, en azından şuan. Seninle son kez bu konu hakkında konuşup kapatmak istiyorum bu konuyu. Çetin o gece beni eve bıraktı, ben onu kahve içmeye davet ettim", gözlerini kapatmış o geceyi düşünüyor bir yandan anlatmaya devam ediyordu
" gelmedi, bastı gitti. Ben ağladım tabi yine ", histerik bir şekilde gülmüştü. Gözündeki yaşları silecek gücü bile bulamıyordu.
" aradan bir saat geçti geçmedi, kapım Çaldı ve o geldi". Selim bu olayların hiç birini bilmiyordu. Can kulağı ile dinliyordu. İçindeki endişe gün yüzüne çıkınca Dalyanın çenesinden tutup göz göze gelmelerini sağladı
" sana birşey mi yaptı Dalya, bana söyle kardeşim. Ben senin yanındayım , Herzaman senin yanında olurum". Gerilmişti. Alacağı cevaptan korkuyordu.
Dalya olumsuz anlamda başını sallayınca rahatlamıştı.
" kahve içtik, o benden onun için şarkı söylememi istedi, bende söyledim." Demişti. Selimin kaşları şüpheyle çatılmıştı.
Çetin böyle birşeyi neden istemişti? Basıp gittikten sonra tekrar neden dönmüştü o eve? Oturmayan birşeyler vardı.
" sonra", diye cesaretlendirdi onu Selim. Dalya kafasını toplamaya çalışarak
" belli bir zaman sonra başını dizimin üstüne koydu, saçlarıyla oynadım ve o uyudu . Sabah uyandığımda o uyanıktı zaten ama çok tuhaftı. Sinirliydi bir o kadar endişeli, bana ben uyumam dedi birşeyler sayıkladı çıkması gerektiğini söyleyip defolup gitti işte."
Selim karışmıştı. Hayretler içersinde dinliyordu olan biteni.
" bi-bir dakika, Çetin uyudu mu?" Diye sormuştu oda. Dalya bunların hepsinin çıldırdığını düşünüyordu artık. Kafasını yukarı kaldırıp sabır diliyordu artık.
"İnsanız abi uyuruz hani , sabahın 5 i ne olacaktı?" İyice cozutmuştu bunlar.
"Kaç dakika , kaç saat uydu Dalya. Bak bu çok önemli. Hatırlamaya çalış güzelim lütfen " diye üstelemişti.
"Emin değilim , 3-4 saat felan bilmiyorum abi " diye hayıflanmıştı. Selim hemen telefonunu çıkarmış odanın içinde Volta atıyordu.
Dalya endişelenmeye başlamıştı artık. Selim elini saçlarının arasından geçirmişti.
"Hah, merhaba Sevin hanım Selim ben. Evet , evet. Size birşey soracağım. Hasta mahremiyeti zırvalıklarını bir kenara bırakın çünkü şuan durumlar çok karışık. Çetin bey sizi aradımı bu 8 gün içinde ?" Diye sormuştu. Dalya da ayaklanmıştı artık.

Karo As ◇Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt