6.Bölüm

144 15 1
                                    

Bölüm şarkısı : Onur Can Özcan - İntihaşk


Eve geldikten sonra bir süre ağlamaya devam etmişti Dalya.
Aslında kalbinin kırıklığını bir Nebze yumuşatmıştı abisi.
Ne garip ama bayıldığı adamın sağ kolunda bulmuştu teselliyi.

Uyandığında ise saat 14:15 ti.
Yatağın içinde herzaman ki gibi gerinmişti. Derin bir Oh çekişin ardından başı tutmuştu.
Kapı öyle bir gürültüyle açılmış Sitare öyle öfkeli duruyordu ki, Dalya popsunun üstünde gerilemişti.

" SENI AYYAŞ KÖPEK, SENI BOK YIYENIN KUZENI SEN BENIM AKLIMI ALMAK ZORUNDAMISIN. NERDEYDIIINNN?! Diye kükremişti Sitare.

Dalya'nın gözleri daha da irilemişken elinin altındaki çarşafı sıkıyordu.

" YA BIRI SANA DOKUNSAYDI? YA BIRI SENI KAÇIRIP ORGANLARINI ÇALSAYDI? NE BOK YIYECEKTIN? diye kükremeye devam Eden Sitarenin lafı üstüne

" Allah korusun aşko", diyip kulak memesini hafifce sıkıp kafasına tıklamıştı.

Dalya anlıyordu ve yaptığının ne kadar sorumsuzca olduğunuda biliyordu fakat o an düşünememişti. Kafasında geçen bir çok düşünce vardı. Nasıl bu kadar kolaya bitebilmişti ki?

Insan durup hep en olmazı isterdi, olmayıncada acı çekerdi. Ezelden beri bozulmayan bir Ritual gibiydi bu. Iki kere ikinin dort etmesi kadar somut.

Gözyaşları ondan izinsiz usulca akmaya başlamıştı ve en çokta bundan nefret eder olmuştu. Aslında bu kadar hassas bir insan olmamıştı fakat kalp çok farklıydı. Bunuda deneyimlemişti sonunda.

" Ben onu seviyorum ve bunu söylemekten çekinmedim. Içimden geçtiğì gibi. Oysa bana ne kadar aptal olduğumu hatırlattı ve bunu bir tokatla pekiştirdi hepsi bu. Olan biten bu", diyebilmişti.

Sitare duyduklarına inanmakta zorluk çekiyordu. Nasıl bu kadar kolay aşık olabilmişti aklı mantığı almıyordu.

Sitare" bir dakika bir dakika" diyebilmişti başını sağa sola hafif sallarken. Anlayamamıştı, yada yanlış anlamayı ummuştu.
" sen ona ilanı aşk ettin ve o sana tokat mı attı? " kafamı mahçup bir şekilde eğince
"Kim ya bu ? Sen kendine bunu nasıl layık gördün ?Dalya aptal mısın sen? Hemen Kalk Polis gidip şikayet edelim, kalk" diye elini uzatmıştı Dalya'ya.
Sinirden elleri titriyordu. Bu nasıl olurdu?

Dalya"aynı zamanda kovdu beni, daha doğrusu istifamı kabul etti" diye burun kıvırmıştı.
Sitare ağır ağır yine yatağa oturmuştu.
Dalya herzaman uçarı ele avuca sığmayan bir kız olmuştu fakat bu kadarı onun için bile fazla sayılabilirdi. Nasıl aşık olmuştu iki dakika içinde uğrunda bu kadar küçük düşecek kadar.
Sitare alnını ovuyor dizi ritmik bir şekilde titriyordu.

" dalyam, iki dakikada ne aşkı? Ne söylemesi? Ne tokatı? Ne kovaması Allah aşkına Ne oluyor sana?" Dalyanın saçını okşuyor gözlerine bakmaya çalışıyordu.

" o adam sana böyle Adice davranırken nasıl bu kadar kaptırabildin kendini söylesene" sessini kontrollü tutmaya çalışıyordu. Şuan ona bunun için bağırmak istemiyordu.

Dalyanın gözlerinden yaşlar usul usul akarken " bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Birden bire oldu, zaten aşk böyle birşey değil mi?" Gözyaşlarına artık hıçkıriklari da eşlik eder olmuştu.

" cok canim aciyor. anlatamayacagim, anlayamacagin kadar cok. Gecer buda böyle diyeceksin" Sitare'nin aralanan dudaklari kapanmisti.

"Gecer bende biliyorum yada umuyorum, gecerken benden ne götürecek? benden ne kalacak geriye? Sitare ben ne zaman bu kadar aptal oldum? Adam bana ümit in "Ü" sünü vermedi. Ben o karanlik gözlerde hic bir kipirti göremezken ne yaptim kendime? Şuan onu beni istemedi diye suçlayamıyorum bile çünkü ahmagin tekiyim ben".

Karo As ◇Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon