<13

362 25 5
                                    


-

"Çok güzel çıkmış! Bir tane daha çekelim." Sahilin taşlık bölgesine koştu. Her fotoğrafta olduğu gibi yine kusursuz ve güzel çıkmıştı. Bunuda kendi telefonuma kaydedecektim.

Koşarak geldi yine yanıma. Telefonu kendi hizasında eğip güzelmi diye baktı. Bir fotoğraf ne kadar güzel olabilirse okadar güzel çıkmıştı işte. Üzerinde uzun bir kaban vardı ve ona çok yakışıyordu. Denizden gelen rüzgarla saçları uçuşuyordu ve gözlerini kapatıyordu.

Fotoğrafı beğenmiş olacakki sırıttı ve kendi elinede alıp öylede inceledi. Kendini incelemeyi seviyordu bunu farketmiştim. Ayna karşısında ben söylemesem 2 saat boyunca durabilirdi.

Bazı duyguları kabul etmiştim artık. Aşıktım ona. Hoşlanma veya etkilenme falan değil direkt düpedüz aşıktım. Karşılık alıp alamayacağımı bilmiyordum ama benim bu aşktan vazgeçmeye niyetim yoktu. Beni nasıl görürse görsündü ben seviyordum ve bu bana yeterdi.

"Ben çok sevdim burayı daha çok gelelim." Yaptığı herşeye benide katıyordu ve ben bunu çok seviyordum. Yaptığı herşeyi bana anlatıyordu, Gitmek istediği yerlere benim götürmemi istiyordu, Sıkıldığı zaman daha eğlenceli şeyler yapmak yerine benimle konuşmayı tercih ediyordu.

Ona aşık olduğum için kızmadımda kendime. Ona aşık olmayacaktımda kime olacaktım? Hayatımda tanıdığım en mükemmel insandı. Herşeyiyle. Güldüğü zaman dünyanın en mutlu insanı oluyordum. Onu herşeyden çok istiyordum. Herşeyiyle benim olmasını.

"Eve gidelim mi? Üşüyeceksin." Dedim. Dudaklarını büzdü. Soğuktan dolayı pembeliği biraz gitmişti dudaklarının.

"Ama ben durmak istiyordum." İstese onla bir ömür bile kalırdım burada. Ama hava soğuktu ve onun zayıf bir bünyesi vardı. Buz dolabını açtığında bile hafif titriyordu.

"Hava soğuk hasta olacaksın. Giderken lolipop alırım sana hem olur mu?"

Hemen yanıma adımladı. Tatlı şeyleri çok seviyordu. Özellikle çikolataları. Ama haftada sadece birkaç kere alıyorduk çünkü herşeyi gibi dişleride hassastı.

Çokta uzak olmadığı için arabayla gelmemiştik ve ben buna pişman olmuştum. Bedeni titdiyordu ufaktan ve burnu kızarmıştı. Elimi omzuna attım biraz daha hızlı yürüyebilmesi için. Hemen markete uğradıktan sonra eve varmıştık.

Kiracıya sövmüştüm eve ilk geldiğimde. Bir ev arkadaşım olacağını bilmiyordum sonuçta... Ama ona teşekkür ediyordum artık. İyiki keklemiş beni. İyiki bana önceden söylememiş ve ben reddetmemişim. Bu ev onunla güzeldi. Evi ev gibi hissettiriyordu.

"Kabanımı asar mısın boyum yetişmiyor." Askılığa asmaya çalışıyordu ama herseferinde kaban yüzüne düşüyordu.

Alıp astım elinden. O gülümserken iç çekip yüzüne doğru eğildim. Yakından dahada güzeldi... İçim gidiyordu bukadar güzel olmamalıydı.

"Çok tatlısın. Isırasım geliyor bazen." Dedim alt dudağımı ısırıp pembeleşmiş yanaklarına bakarken.

"Karşılıksız olması ihtimali beni üzüyor." Deyip dahada yaklaştım yüzüne sanki hiç yakın değilmişiz gibi.

Göerime daha önce hiç bakmadığı gibi bakmaya başlamıştı. Çok... Çok değişikti bakışları. Ne hissediyordu şu an? Etkilenmişmiydi? Rahatsız mı olmuştu? Maviler niye böyle bakıyordu bana?

Kulağıma yaklaştı usulca. Titreyen sesiyle konuştu.

"Я думаю, это не бесплатно"
(Sanırım karşılıksız değil)


RUSYALI (BXB)Where stories live. Discover now