6'

4.1K 423 167
                                    

Merhaba!

Race 23 Bin okunmayı aştı ve bölümü bu kadar uzun beklettiğim için özür diliyorum.

Kelime haznem yeterli mi, kelimelerin akışı düzgün mü pek kestiremiyorum.

İyi okumalar güzelim.

***

Gözlerimi araladığımda nerede olduğumu kestiremiyordum. Başımdaki ağrı yüzüme akın etmiş bir şekilde yayılırken kısık çıktığını düşündüğüm sesimle inlemiştim. En son ne olmuştu? Neler yaşanmıştı? Hatırlayamıyordum.

Gözlerimi tamamıyla açıp etrafa baktığımda kaldığım yerin hastane olduğunu ancak idrak edebilmiştim. Tam hastane olduğunu doğrulmaya çalışırken kapının açılması ile kafamı geri yastığa bırakmıştım. O sırada yanıma doğru elinde tepsi ile ilerleyen hemşire olduğunu düşündüğüm kadın konuşmaya başlamıştı.

"Günaydın Bay Jeon." diye seslenmişti bana. Tepsiden eline aldığı şırınga ve yanında ilaç tüplerinin bulunduğu,  tüplere tek tek şırıngayı batırmış şırıngaya dolan ilaçları ise asılı olan serum şişesine boşaltmıştı.

Konuşmak istiyordum neler olduğunu sormak istiyordum, fakat o kadar yorgundum ki ağzımı bile açamıyordum. Hemşire kadın konuşmaya çalıştığımı fark etmiş olsa gerek ki "Kendinizi yormayın lütfen Bay Jeon." demişti. Neler olduğunu öğrenmek istiyordum.

En önemlisi Taehyung neredeydi?

Aklımdaki tek isim oydu.

Yavaş yavaş en son onunla yaşadıklarım gözümün önünden geçmeye başlamıştı.

'Arabasını yakmıştım ve en son bahçeye düşmüştük.'

Arabasını yakmam, bu çok aptalcaydı. Ve en önemlisine gelecek olursak hatırladığım kadarıyla annesinin resminin arabada olduğunu bağırarak söylemişti bana. Ama bir insan o fotoğraftan neden iki veya üç tane çıkarıp muhafaza etmezdi ki.

Ben nereden bilebilirdim ki annesinin fotoğrafının olduğunu gözüm dönmüştü.

Bencilceydi. Aklıma gelen ilk kişinin Taehyung olması bencilceydi. Onu düşünmemeliydim, hak etmiyordum. Ve daha doğru düzgün tanımıyordum bile. Ama yarış günü arabama çarpıp bu duruma düşmemi sağlayan, sevişme teklifini asla unutmayacaktım, aklımın bir köşesinde saklanacaktı.

"Bay Jeon beni duyuyor musunuz?" diye seslenen kadınla irkilmiştim. Öylesine dalmıştım ki önümdeki hemşirenin bile dediklerimi duyamaz olmuştu bir kaç dakikada.

"Ah, evet şey dalmışım bir an.." zar zor araladığım ve şiştiğini düşündüğüm dudaklarımla konuşabilmiştim. Hemşire serumu ayarlayıp tam gidecekken onu durdurmuştum.

"Pardon, ailem burada mı?" diye soru yöneltmiştim. Jin Hyung, Hoseok hyung ve Jimin'in beni merak ettiğine adım kadar emindim.

"Bay Jeon üç kişi buradalardı günlerce, haftalarca, hatta 2 ay boyunca,  hep burada bekleyip gitmedikleri için  zar zor konuşup evlerine dönmelerini rica ettik onlara, uyandığınızı doktorunuza haber vereceğim ve oda ailenizi çağıracaktır." Siktir ne 2 ay mı demişti o? Ben günlerdir uyuyor muydum? 2 ay demişti.. 2 aydır sikik gibi yatıyor muydum bu yatakta!

Şok içinde hemşirenin anlattıklarını dinledikten sonra Jin Jimin ve Hoseok'u aramalarını rica etmiştim. Hemşire odadan ayrıldıktan sonra içeriye polisler girmişti. Polisler yanıma doğru ilerlerken elindeki ajandalara bir kaç bir şey yazarak geliyorlardı. 

race | taekookWhere stories live. Discover now