"Tabi, ne isterseniz sorabilirsiniz." Dedi beni onaylarayak.

"Yasak kat demiştin yanlış hatırlamıyorsam. O kat sadece bana mı yasak?" Dedim.

Sorum onu güldürmüştü. Merdivenleri bitirip uzun koridorun sonundaki Maude'un odasına doğru ilerlemeye başladık. Bana dönüp "hayır, kraliçem. Orası herkese yasak. Kral Maude dışında hiç kimse gidemez." Dedi.

Aldığım cevap daha da meraklanmama sebep olmuştu. O katda ne vardı acaba?

Sonunda odanın önüne geldiğimizde Roger bana döndü.

"Bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim." Dedim. İri cüssesine oranla kısa kalan boyum yüzünden ona kafamı kaldırarak bakıyordum.

"Bu benim için büyük bir onurdu." Diyip baş selamı verdi ve bulunduğumuz yerden uzaklaşmaya başladı. Onun gözden kaybolmasıyla elimi kapı kulpuna atıp hızlı bir şekilde açtım ve içeriye girdim.

Kapıyı açmam ile gözlerim anında büyük odada çalışma masasında oturan Maude'u bulmuştu. Kalbim onu görmenin heyecanı ile hızlı bir şekilde atmaya başlamıştı.

Belli ki beni fark etmemişti. Ya da ben öyle düşünüyordum.

*

(Yazar anlatımından)

Maude, sevgili eşinin kokusunu almasıyla odasına geleceğini anlamıştı. Kokuyu derin derin içine çekti. Bu koku onun herşeyi olmuştu. Bir dakika bile bu kokuyu almaktan maruz kalsa çılgına dönerdi.

Saatlerdir kafasını gömdüğü çalışma masasının üstündeki parşömenlere baktı. Belli ki işi daha uzun sürecekti.

Elini boynuna götürüp erkeksi bir şekilde kütlettikten sonra şarap şişesinde ki son yudumu içti. Bugün eşi ile ilgilenememişti. Joyce'un doğum günü olduğu için farklı ülkelerden farklı ırklar, gelecekti. Aslında çağırdığı ırkların çoğu uzun zamandır tanıdığı kişilerdi. Yine de tedbiri elden bırakmamak için elinden geleni yapmıştı.

Elena ile uçurumda yaşananlardan sonra Maude, rahat bir uyku çekemez olmuştu. Her anını tetikte ve eşini kontrol ederek geçiriyordu. O olaydan sonra bir hafta geçmiş ve Maude bu bir haftalık süreçte nerdeyse hiç uyumamıştı. Hoş! Normalde de pek uyuduğu söylenemezdi zaten.

Kapının çalınmadan girilmesi ile dudaklarının kenarları kıvrıldı. Sevgili eşi gelmişti. Eğer bir başkası odasına kapısını çalmadan gelirse hiç düşünmeden öldürmesine sebep olabilecek bu hareketi sevdiği kadın yapınca mutlu olmuştu. Elena'nın bu hareketi eskisi kadar Maude'dan çekinmediğini gösteriyordu.

Elena, içeri gelince Maude bilerek tepkisiz kaldı. Elena'nın tepkisini merak ediyordu.

Elena, içeriye tıpkı daha önce de yaptığı gibi kapıyı çalmadan girdiği için kendisine kızmıştı. Yapacak birşey yoktu artık.

Maude'un hala kendisini fark etmediğini düşünen Elena, ne yapacağını bilemez bir halde odanın ortasında Maude'un sırtıyla bakışıyordu.

Maude, olması gerektiğinden biraz fazla hızlı atan kalp atış seslerini dinledi. Çok güzeldi...

"Uhmm," diye yapmacık bir öksürük sesi çıkardı Elena. Amacı burda olduğunu belli etmekti. Oysaki Maude onun geldiğini hatta adım seslerinden bile ne zaman geleceğini önceden biliyordu. "Müsait misin?" Diyerek devam etti.

Maude, Elena'nın kendisine yönelttiği soru ile oturduğu sandalyeden ayağa kalktı. Arkasını dönüp eşinin eşsiz güzelliğine baktı. Ona doğru birkaç adım attı ve hemen önünde durdu.

Parlayan IşığımWhere stories live. Discover now