49. Bölüm - Turan ve Karayel

Start from the beginning
                                    

"Bu Tim'i tanıyorsunuz diğe düşünüyorum. Turan Timi, yani sizden sonra gelen Tim." Bakışları Karan'a döndü. "Karan biliyordur büyük ihtimalle, nasıl olsa akrabası o Tim'de."

Karan yavaşça başını salladı. "Biliyorum Tümgeneral'im."

"Turan Timi ile beraber bir operasyona katılacaksınız. Engerek'e ait olan tarikatı çökerticeksiniz. Bu operasyonu sen yöneteceksin Gece." Dediğinde yavaşça başımı salladım. "Turan Timi yarın burada olucaklar, ona göre hazırlığınızı yapın, dinlenin. Hepinizi yarın tam takır görmek istiyorum." Dediğinde hepimiz yerimizden kalkıp duruşa geçtik.

"Emredersiniz Komutanım!"

"Rahat, çıkabilirsiniz Karayel." Başımı hafifçe eğip odadan hepimiz çıktık.

Telefonuma gelen bildirim ile cebimden çıkardım. Yakup yazmıştı hatta aramıştı bile, lakin benim bakma fırsatım dâhi olmamıştı.

Yakup Binbaşı - Odama gel.

Bir şey yazmayıp görüldü attım, telefonu cebime koyarken Yakup odadan çıkıp odasına doğru ilerlemeye başladı, oflayarak peşinden gittim.

Yürürken telefonu cebimden çıkartıp Karan'a mesaj gönderdikten sonra tekrar telefonu cebime koydum.

Yakup'un odasına girmesiyle peşinden girip kapıyı kapattım. "Ne oldu?"

Yakup bir şey demeden masadaki bilgisayara doğru ilerledi, bir dosya açtı. "Bu zinciri kapına kimin yardımıyla koyduğunu biliyorum." Dediğinde kaşlarımı çatarak bilgisayara baktım.

İrem'in Yakup'un odasına girdiği dakikaları gösteriyordu, tüm konuşmalar sıra sıra kameradan kaydedilmişti.

Tam İrem Yakup'un kulağına yaklaştığı sırada. "Durdur." Dediğimde Yakup kaydı durdurdu. "İrem'in Engerek ile işbirliği yaptığının kanıtı lazım, tamam konuşmalar var lakin kapımın önündeki zinciri demesi lazım."

Yakup hafifçe güldü, cebinden telefonu çıkartıp ses kaydını açtı.

"Gece'yi bitirmek için, Engerek ile işbirliği yaptım. Bir kaç saat sonra kapısının önünde bir zincir olucak."

Kayıt bitmişti, duyduğum şeyle elimi yumruk yaptım. "Bu kadın sırf Tim Komutanı olma uğruna bir orospu çocuğu ile iş birliği yapıyor öyle mi?"

Yakup yavaşça başını salladı. "Gözünü gerçekten senin koltuğuna kaptırmış Gece."

Sinirle gözlerimi yumdum. "Kör şeytan diyor git üstlere tüm herşeyi göster. Ama olmuyor!"

Çünkü bu deliller yetersizdi, ne kadar ses kaydı ve kamera kaydı olmasına rağmen yetersizdi. Bize kendi ağızlarından bir itiraf lazımdı ve bunu Engerek'e karşı olması gerekliydi.

"Yakup, bu kayıtların hepsini bana göndersene, ne olur ne olmaz bende de dursun."

Yakup yavaşça başını salladı. "Tamamdır, şimdi sen git senden sonra zaten İrem gelir."

"Tamam, görüşürüz." Diyerek hızla odadan çıktım.

Sinirli gözüküyordum, çünkü sinirliydim. Sırf Tim Komutanı olma uğruna bir vatan haini ile iş birliği yapması zoruma gidiyordu. Ne kadar İrem'i sevmesem bile zoruma gidiyordu, bir Türk evladının, bir Türk askerinin vatana ihanet eden biri ile iş birliği yapması.

Yazardan....

Yakup oflayarak başını geriye yasladı, İrem durmuyordu, durmayacaktı.

Kapının çalınmasıyla gelen kişiyi az da olsa tahmin ediyordu. "Gel!" Dediğinde ise beklediği kişi odaya girmişti.

Dağların Çift Başlı Kurdu Where stories live. Discover now