Chapter 3: Black, Crouch, Rosier.

66 10 0
                                    

¹

Okullar açılalı yaklaşık bir ay olmuştu.
Bu bir ay içerisinde ben ve Regulus arkadaşlık açısından daha da ilerlemiştik. Aralarda Barty'de bizimle takılıyordu.

Ayrıca okula daha da uyum sağlamıştık.

Her gün beraber takılarak, ders çalışarak, resim çizerek geçiyorduk. Tabii hâlâ okulu keşfetmeye çalışıyorduk.

Gözlerimi her sabah aynı anda çalan dört kurulu saatin sesi ile aralamıştım.
Narcissa, Dorcas ve Emily ile yarım yamalak bir şeyler konuşmuş ve sonra hazırlanmaya başlamıştık.

Narcissa, Regulus'un kuzeniydi. Pek konuşmamız yoktu fakat bizden iki sınıf büyük Bellatrix'ten, Narcissa'yı tercih ediyordum.

Emily ise daha içine kapanık, garip bir kızdı. Slytherin olması bile beni şaşırtıyordu.

Dorcas ile ise diğer kızlardan daha çok konuşuyorduk. Kafa yapımız biraz daha uyuşuyordu.

Ortak salona indiğimde zaten uyanıp giyinmiş, şimdi sakin sakin günlük gazeteyi okuyan Regulus'un yanına gittim. Gazetenin arkasından ona baktım,

"Ne var ne yok haberlerde?"
"Mm- Pek bir şey yok. Karanlık Lord ile alakalı birkaç şey, mm- pardon çoğu şey onunla alakalı."

Sırıtarak ona baktım. Gözlerimi devirip onun gazeteyi bitirmesini bekledim.
Bir şeyler okumayı çok severdim fakat bu gazeteler değildi.
Zamanında her gazeteye baktığımda, sürekli babamla ilgili kötü haberleri görüp okumak beni bunalttığı için bir daha gazete okumamıştım.

Regulus gazeteyi bitirince yerinden kalkmıştı. İkimizde ağır ağır yürüyerek kahvaltıya gidiyorduk.

Karşıdan gelen Sirius, James, Remus ve Peter'ı görünce Regulus'a yan yan bakmıştım.
Çünkü tam olarak üstümüze geliyorlardı.
Sirius uzun ve gereksiz güzel saçlarını geriye atarak Regulus'a baktı,

"Naber küçük kral?"

Regulus gözlerini devirdi,

"Bana şöyle seslenme. İyiyim."

Sirius sırıtırken bana döndü, ki bunu hiç beklemiyordum,

"Senden naber cüce?"

Söylediği ile suratımı buruşturdum.

"Sensin cüce."
"Süt içmeyi mi unuttun çocukken bu boy ne?"

Dediği ile sırıtmamı engelleyememiştim.

"Çok ayıp Black. Belki fakir bir aileden geliyorum, süt alacak paramız yoktu."
"Bir Slytherin'in mi süt alacak parası yok, siktir oradan, siz gerekirse çalarsınız."

Bu sırada Büyük Salona girmiştik. Gözlerimi devirip ona ters ters bakarak Slytherin masasına geçmiştim.
Masaya oturup tabağa genelde her sabah yediğim şeyleri koyarken Regulus'a baktım,

"Abine nasıl katlanıyorsun?"
"Mecbur, ne yapayım, abim sonuçta atsan atılmaz."

İkimizde birbirimize sırıtırken sessizce rutin kahvaltımızı yapmaya başlamıştık.

Arkadaş edinmeyi hiç böyle düşünmemiştim. Regulus ile neredeyse aynı kişiliğe sahiptik. Her gün uyguladığımız rutin, okuduğumuz kitaplar, favori derslerimiz, uyku düzenimiz, karakterimiz.
Ona her baktığımda kendimi görüyor gibi hissediyordum. Kendimle arkadaş gibiydim. Bu yüzden ikimizde birbirimize arkadaşlık yaparken hiç zorlanmıyorduk.

who is she? / barty crouch jr.Where stories live. Discover now