55 ❄️ Dünür

Start from the beginning
                                    

"Tü! Kuduruk seni." 

Önüme döndüm saçlarımı savurarak nazlı nazlı. Gözlerimi bebeğimin yüzüne çevirdiğimde uyuduğunu fark ettim. Eli göğsümün üzerindeydi hâlâ. Temkinli bir şekilde yataktan kalkıp beşiğe ilerledim. Anneannemle babaanne konuşuyordu kendi aralarında. Beşiğe yatırdım tatlı kızımı. Üzerini örttüm bunalmayacağı şekilde. Yumuşak yanağını okşadım baş parmağımla. Allah rahatlık versin, bebeğim.

Göğsümü kapatıp elbisenin ipini omzuma çıkarttım. Üzerime çeki düzen verdikten sonra arkamı döndüm. Fısıltıyla konuşuyorlardı. Yanlarına ilerlerken babaanne bana döndü. 

"Çok fena, Asiye. Her şeye cevabı var." dedi bana karşı. Sol elimle saçlarımı savurup sallanarak yürüdüm yanlarına bilerek. Anneannemle babaannenin ortasına oturuverdim. Babaanne cıklıyordu.

"Her yeri oynuyor bunun." dedi sinirle. Bebeğim uyanmasın diye fısıltılı konuşuyordu. Sinirden kıpkırmızı çıktı. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Ayıp.

"Allah canını almasın, Fidan." deyip babaannenin dizine vurdu anneannem. Gülüyordu. Kıkırdadım. Dünürünün kolunu cimcikledi sonra. Yüzünü buruşturdu, babaanne. "Kız sen hepimizden tecrübelisin."

Ağzım açık kaldı. Ne?

"Sus, Asiye. Şu kuduruk kızın yanında konuşma böyle şeyler." dedi yerinde toparlanarak. Utandı. Gözlerini bana çevirdi sonra. "İyice kudurur. Tutamayız elimizde."

Yüzümü buruşturdum. "Ne kudurukluğumu gördün, babaanne? Ayıp oluyor, alınıyorum." dedim mızmızlanarak. Sol omzuma vurdu şap diye. Hı?

"Kolların, omuzların çıplak. Hasta olacağım korkusu yok." dedi söylenerek. "Kocaya kıvırtacağım diye giymişsin."

Omuz silktim umursamazca. Başımı anneanneme çevirdiğimde gülümsüyordu. Elini saçlarıma getirip okşamaya başladı.

"Fidan... Torunumuzun kıymetlisi ne güzel değil mi? Dili de pek tatlı. Rabbim nazarlardan saklasın. Anne de oldu. Pek güzel oldu."

Duygulandım. Gülümsedim içtenlikle. Babaannenin sesini duydum sonra.

"Ya ya ne demezsin... Şeker şeker!" dedi söylenerek. Başımı çevirdim babaanneye. Bana bakıyordu. Başımı omzuna yaslayıverdim. İrkildi. Kedi gibi sürtündüm. Bir şey demedi. 

"Bak ne güzel seviyor seni." dedi anneannem. Gözlerimi kapattım. Bir şey yapmadı. Durdu biraz.

"Bu kadar yeter. Bebek gibi duruyor. Kalk hadi."

Başımı omzundan kaldırıp eski hâlime döndüm. Babaanneye döndüm. Biraz yumuşayan bakışlarıyla bana bakıyordu. Kaşlarını çatmayı da ihmal etmiyor. 

"Babaanne sen beni çok seviyorsun. Şımarırım diye yüz vermiyorsun. Yoksa nazar değer diye mi sevmiyorsun beni. Hı?" deyip dişlerimi göstererek gülümsedim. Yüzünü buruşturup ağzını şapırdattı.

"Küçük Gülnur..." deyip anneanneme döndü. "Gülnur ile gelini bir. Aynılar."

Dudaklarımı aralayacağım vakit gözlerini bana çevirdi. "Bir şey olmaz sana. Bu çeneyle herkese mum tutturursun." dediğinde sırıttım.

"Güzel yavrumun tatlı diline laf ediyorsun ama senin de ondan aşağı kalır yanın yok, Fidan." dedi anneannem gülerek. Babaanne yazmasını düzeltti keyiflenerek. Oy oy naz da yaparmış.

"Oy dünür oy. Nazını sevsinler senin." dedi anneannem takılarak. Kıkırdadım. Babaanne coştu.

"Sus Asiye. Yeni yetmenin yanında..." dedi bana doğru. Kaşlarım havalandı şaşkınlıkla. Ağzım açık kaldı.

Kar TanemWhere stories live. Discover now