Uyanışınla rüya olduğunu farkettin ve o çaresizlikten kurtuldun.
Hemen yanı başında seni uyandırmak için omzunu tutan Wonbin'e baktın bir an.
Wonbin bir kaç dakikadir rüyanda korktuğunu farkedip seni uyandırmaya çalışıyordu. Yüzündeki endişe onu da endiselendirmişti. Yanında ki masanin uzerindeki şişeden biraz su alıp sana uzattı
Wonbin : iyi misin? Biraz su iç
Yavaşça doğrulamana yardım edip suyu içmeni sağladı.
Hala rüyanın etkisiyle wonbin'e korkuyla bakıyordun.
Wonbin : kötü bir şey mi gördün? Yüzün bembeyaz olmuş
Ουπς! Αυτή η εικόνα δεν ακολουθεί τους κανόνες περιεχομένου. Για να συνεχίσεις με την δημοσίευση, παρακαλώ αφαίρεσε την ή ανέβασε διαφορετική εικόνα.
Ani bir hamleyle battaniyeyi üzerinden çekip kalktın. Yüzün buz gibiydi
Wonbin kolundan tutup
Wonbin : nereye gidiyorsun? Bu halde gitmen doğru değil
Sen: beni bulması an meselesi. Çoktan aşağıya inmiştir. Nasıl uyuyabildim ki gitmem gerek
Wonbin kolundan sıkıca tuttu
Wonbin: seni karşıdaki kasabaya götürebilirim
Bir kaç saniye durup düşündün. Biraz orada kalmak iyi olabilirdi. Seni bulamazdı
Wonbin seni yavaşça Yatağın üstüne oturtup önünde dizleri üstünde eğildi.
Wonbim: Birkaç eşyamı alıp çıkalım burada bekle ve sakinleş
Wonbin etrafta çantasına eşyalar koyarken bileğinden düşen bilekliğin her bir boncuğu bir yere düştü. Bir iki boncukta senin ayağının yanında durdu. Eğilip boncuğu aldın. Bu bilekliği çok iyi taniyordun. belki başka birinde de olmasının mümkün olabilirdi Ama aradaki siyah boncuk o gün kursta düşüp kırılan boncuğun ta kendisiydi.kirilmis haliyle Kalp şekline benzettigin için atmayıp onu kullanmıştın. Boncuğu inceledikten sonra wonbin'e bakmaya başladın. Aceleyle boncukları toparlamaya çalışıyordu. Elindeki boncuğu ona uzattın. şaşkınlığını yüzünde tutmaya devam ederken.
Wonbin Çantasını sırtına atıp elini sana uzattı.
Uzattığı eli tutup hızla kulübeden ayrıldınız. Biraz ilerde bir kayık vardı çalılıklara gizlenmiş. Wonbin suya doğru itekleyip binmene yardım ettikten sonra uzun yolculuğunuz başlamıştı. Yaklaşık 7 saattir sudaydiniz hava kararmıştı ve hayli soğumuştu. Wonbin ceketinin altından ellerini birbirinize ovuşturduğunu farketmişti. Çantasındaki eldivenleri çıkarıp buz tutan ellerine giydirdi. Tekini çıkarıp Wonbin'e uzattın.
Sen: bir tekini sen takarsan takarım.
Wonbin : içinin rahat etmediğini farkedince diğer teki taktı ve gülümsedi.
