Bölüm.7

145 22 1
                                    

Hikayede geçen olay ve kurumlar   tamamen hayal ürünüdür.   

          🚩Oy ve yorum yapmadan geçmeyin lütfen :)

                      İyi okumalar.

                         
                          Bölüm.7

        Yorgun birisi için yürümek, uykusu olan birisi için gözlerini açmak. Ve eklerdi dedem, bacaklarını kaybetmiş bir insan yorgun olsa bile yürümek ister, bir ömür karanlıkta olan kör birisi uykusu olsa bile görmek ister.

Yüzlerce ihtimalin içinde yaşayıp gidiyorduk. Bugünün aslaları yarının illalarına dönüşüyordu.

Şimdi düşünmek için geç kalmış gibi gözlerimi yeniden açtım. Çoğunun hayal ettiği bir yaşamın içindeyim. İlk önce özgürce, dünyanın bir ucunda yaşarken, şu an fantastik filmden fırlamış birisiyim.

Aklım ve mantığım uygun bir anlatım bulamıyor. Fakat ben bu konuda yapacaklarıma odaklanmayı seçiyorum.
Rüyalarım bir işaretse onları sonuna kadar takip edeceğim.

Şu ana kadar bir rüyanın içindeymiş gibi hissettim ve davrandım. Önce düştüğüm savaşta bana çevrilen namluyu sonra yakılmak için alıkonan cadılardan birisi sanılmamı hatırlayınca tüylerim diken diken oldu.

Kendimi gerçekliğe çekip ve hızlı bir şekilde eski benliğimi, istediğini alan ,kendine güvenen o kızı geri getirmeliydim.

Ayaklarımı sıcak yataktan dışarı sarkıttım. Parmaklarım zemine dokuduğu an serinlik ayaklarımdan tüm vücuduma yayılmıştı.
Elimle gözlerimi avuşturdum. Yıllardır uyuyormuşum gibi hissediyordum. Biraz sersemlemiş ve ayılamamış.
Elbisemin eteklerini düzeltip ayaklanıyordum ki oturduğum yerde kala kaldım.

" Ne çok uyuyorsun sen."

Arkamdan gelen sesle vücudumun her teli harekete geçmiş gibiydi. Birisi sırtıma bıçağı saplamadan önce pencereden atlamak için çırpınıyordum sanki.
" Arkanı bana dön! " Yatak örtüsünü ellerimle sıkarken kara bahtımla barıştım. İlk önce ayağa kalktım. Şimdi yavaşça geriye dönmeliyidim. Odaya gizlice birinin girmesi yetmezmiş gibi ben bu birisini yine tanıyordum.

Saçlarımı isyan edercesine arkaya savurdum.  " Adamlarımın yemeğine zehir katarken bu kadar korkak değildin ama?" Kinayeli gülüşüne daha fazla katlanmamak için arkamı döndüm.

Siyah bir parçadan şal omuzlarını ve göğsünü kapatmış, kahverengi pantalon giyinmişti. Saçları düzenli arkaya yatırılmıştı. Yüzündeki ifade oldukça sakin ve düzdü.
Ali. Ya da her kimse işte.

" Ne işin var burda? Nasıl buldunuz beni?" Duvara yaslanmış, kollarını göğsünde bağalamıştı. Dudağının tek taraflı kıvrılmasıyla yaslandığı yerden kalktı. Adımları odanın içinde dolansa da bana yaklaşmıyordu.

" Buldunuz mu? Burada benden başkasını görüyor musun? " konumuz bu mu dercesine dik dik baktım.
Onunsa sanki dünya umrunda değilmiş gibi etraftaki bir kaç parça eşyayı süzüyordu.

Aramızda sadece yatak vardı. Bağırsam yardımıma gelecek birisi yoktu. Beni suçlu diye yakacaklardı. Gözlerim anında dolarken dişlerimi sıktım.

Kalbim ışıkları sönmüş evde yanan mum misali titriyordu. Bir adım daha geriye attım ve sonunda duvarla buluştum.

Yüzüme , bana bakmaya gerek duymuyormuş gibi  sadece odayı inceliyordu. En sonunda tavana kaldırdı gözlerini , bir kaç saniye öylece kaldı. Yutkunurken boğazında oluşan yumrunun hareketini takip etmek saatin oklarının dönüşü gibiydi.

Bir Avuç BarutWhere stories live. Discover now