paseo

533 84 117
                                    

"Anne ne zaman gideceksin? Babam evde babannem ile yalnız kalıyor. Bir şeye ihtiyaçları olabilir."

Jungkook mutfak da ki bulaşıkları temizleyen annesinin peşinde dolaşırken sordu. Bayan Jeon sabır dilercesine başını nefes alıp gözlerini yumarken elinde ki tabağı tezgahın üzerine bırakıp arkasını döndü. "Babannen evde ki herşeyin yerini biliyor. Bir şeye ihtiyaçları olursa bunu halledebilirler." Tabağı tekrar eline alıp üst dolapların kapağını açıp diğer tabakların üzerine yerleştirip dolabın da kapağını kapattı. "Ayrıca."dedi kirlendiğini hissettiği elini akan musluğun altına tutarken."Açık konuş sizi rahatsız mı ediyorum?"

Jungkook annesini yanıltmak amacıyla başını iki yana sallayıp omzuna dokundu."Asla anne, seni hep yanımda istedim ben."

Bayan Jeon, kuruladığı ellerini oğlunun omzuna yaslayarak sordu. "Sorun ne o zaman yavrum?"

Jungkook bu soru hakkında düşündü, sorun neydi hiç bilmiyordu. Şuan Taehyung ile araları iyiydi, yani bilmiyordu. Tekrar o haline döner mi tereddütteydi. Ama bunu annesine söylemeyecekti.

"Sorun yok anne, birazdan Taehyung gelir sofrayı kurup hazırlanalım."

Bayan Jeon yemeği karıştırmak için tencerenin kapağını kaldırıp eline tahta kaşığı aldığın da oğlunun sözleri ile duraksadı. "Ne hazırlığı? Bir yere mi gidiyoruz?"

Jungkook annesini onaylar bir biçim de başını aşağı yukarı salladı ardından çorba için bir kaç kase çıkardıktan sonra salona doğru ilerledi. Güzel bir gece olacaktı...

__

"Ne giymeliyim?"

Jungkook bordo renginde ki kıyafet dolabının önünde, elini çenesine koymuş ne giyeceğini düşünüyordu. Taehyung siyah gömleğinin düğmelerini iliklerken eşinin bu haline gülümsedi. "Ne giysen yakışır yavrum."

Jungkook dudaklarını büzerek yerinde sızlandı. "Giyecek hiç bir şeyim yok."

Taehyung askıdan çıkardığı ceketini kollarından geçirirken, eşinin yüzlerce katlanmış elbisesine bakarak kaşını çattı. "Gülüm, dolabın yüzde doksanı senin kıyafetlerinle dolu."

"Ama giyecek hiç bir şey bulamıyorum." Taehyung kıkırdayarak eşinin arkasından yaklaşarak beline kollarını sardı. Dudaklarını kulağının arkasına bastırmadan önce derin kokusunu içine çekti. Bununla bedeni titreyen jungkook gözlerini kapatıp dudaklarını ısırdı. Taehyung'un sıcak nefesi kulağına değiyordu ve her değdiğin de delirecek gibi hissediyordu.

Taehyung ağırca eşinden ayrılıp kıyafet dolabına ilerledi. Çıkardığı beyaz gömleği kolunun üzerine astı, ardından parmağını kazakların üzerinde gezdirdi. Gözüne kestirdiği siyah katlanmış süveteri yerinden çıkarıp onu da kolunun üzerine astı. Ardından sıra altına giyeceği pantolonlardaydı. Askı da ki gri kumaş pantolonu yerinden çıkarıp gömlek ve süveter ile beraber ona şaşkınlıkla bakan Jungkook'a uzattı. "Bunları giy yavrum."

"Bir dakika da nasıl bu kadar güzel bir kombin yapabildin?"

Taehyung cüretkar bir şekilde sırıttı ve eşinin üzerine doğru yürüdü. Jungkook yanlış bir şey dediğini düşünüyorken, Taehyung eşinin alnına dudaklarını bastırıp kulağına doğru eğildi.

"Bebeğim, ben Kim Taehyung'um."

___

Hazırlanan çift ve Bayan Jeon sonunda arabayı bindiğin de gitmek için hazırlardı. Taehyung arabayı çalıştırıp gaza köklenmiş ön camı açmak için kapı kolunun orda ki düğmeye basmıştı. Annesi ön koltuğa geçince Jungkook arka koltuğa binmek zorunda kalmıştı. Taehyung'un yanında otursaydım diye düşündü hemen. Ama kısa sürdü çünkü şimdi annesiyle bunun için kavga etmek istemiyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 27 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Nobody Save You | TaekookWhere stories live. Discover now