primer matrimonio

3.4K 245 230
                                    

Bölüm 01

Jungkook ayakkabısı olmadan,çıplak ayaklarıyla toprak yoldan koşuyordu. Bir yandan ağlıyor bir yandan da kalbi yerinden çıkacak gibi oluyordu. Jungkook'un peşinde adamlar vardı ve onu yakalamaya çalışıyorlardı. Ayaklarına batan küçük taş ve otlar çok acıtıyordu ayağını.

Yarım saat olmuştu, Jungkook yine evden kaçmak için gece saatlerini kullanmayı seçmişti. Yanına kıyafetlerini bile almamıştı.Nereye gittiğini bilmeden koştukça koşuyordu.

Evleri ormanın içinde, şehirden uzak da olduğu için peşinde onu kovalayan adamların onu bulması kısa sürmüştü. "Nereye kaçacaksın daha!" Adamlardan birisi seslendiğin de Jungkook aniden kulaklarını kapattı koşmaya devam ederken. Uzak olmayan köprü Jungkook'un odağına girince yavaşlayan adımlarını daha hızlandırdı. Şuan nefes nefeseydi arkasında hissettiği adamlarla nefesi bir yerlerine kaçıyordu adeta.

Sonunda gelince sallanan ip köprüyle düşecek gibi olsada durmadı. Bu köprü uzundu ve sallandığı için koşmak zor oluyordu. Gözleri karşıdan gelen ışıkla kamaşınca koluyla bakışlarını sakladı. "Yardım edin!" Jungkook ışığı tutan kişiye seslenmiş daha hızlı olmaya çalışırken arkasını da kontrol etmişti. Uzunları yakan bu arabanın sahibi sürücü kapısını açıp kendini dışarı atmıştı.

Arabadan inen adamın uzun dalgalı saçlarını karanlıkta belli belirsiz gören Jungkook kurtulacağını düşünerek dudaklarını kıvırdı. Kısa olmasına rağmen siyah saçları gözlerini kapatıyordu Jungkook'un. Arabadan inen deri ceketli adam sonunda yanan farların önüne yavaşça geçtiğin de Jungkook tanıdık gelen bu kişiyle kaşını çatıp olduğu yerde durdu.Konuşmayı unutmuş gibiydi, çığlık bile atamıyordu.Arkasında onu kovalayan adamlar da kaçmaması için kollarıyla siper ederken deri ceketli adam konuştu."Kocanı gördüğüne sevinmedin mi Jungkook?"

Kendisinden kaçtığı adam tam da karşısındaydı. Deri ceketli at yelesi gibi saçlara sahip adam dudaklarını gevşekçe havalandırıken bir kaç adım attı ileriye ve adamlarına seslendi memnun bir şekilde sırıtırken."Yakalayın." İşte Jungkook tekrar dönüyordu o cehenneme.

Bir hafta önce.

"Siz Kim Taehyung Jeon Jungkook ile hiç bir baskı altında kalmadan,kendi hür iradenizle evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Taehyung sevgilisinin gergince bacağını sıkan elini okşayıp güven verircesine gülümsedi."Evet." Jungkook hissettiği haz ile kıvrılan dudaklarını saklayamadı. Nikah memuru bu sefer  mavi ,jilet gibi takım elbise giyen Jungkook'a sormuştu."Siz Jeon Jungkook hiç bir baskı altında kalmadan kendi hür iradenizle bir ömür boyu beraber olacağınız bu adamla evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" Jungkook dolan gözlerini saklamadan önce onları izleyen kalabalığa sonrada onu canından çok seven sevgilisine çevirmişti. Gözlerinden bir damla düşüp tenini kirletince Taehyung elini yanağına koyup baş parmağı ile yavaşça silmeye başladı. Jungkook gözlerini yumup büyük ve narin elin avuç içine yanağını yaslayıp gülümsedi. Nikah memuru ve bütün kalabalık Jungkook'un bilindik cevabını beklerken sabırsızdı.

Jungkook sonunda hazır hissettiğin de mikrofona dudaklarını yaklaştırıp,"Evet."diye bağırdı. Kalabalık sevinçle birbirlerine sarılırken nikah memuru dokunsan ağlayacak olan bu çifte,"Birbirinizi öpebilirsiniz."demiş artık resmi olarak evli olduklarını gösteren nikah cüzdanını Jungkook'a uzatmıştı. Jungkook ikiletmeden kabul etmiş elleri arasında kaybetmek istemezcesine sıkmıştı.Bütün salon öpüşmelerini beklerken Taehyung sevgilisinin kızarık gözlerine bakıp kafasını yaklaştırdı. Dudakları bir mıh gibi birbirlerine çekilirken bütün salon film izler gibi çığlık atıyordu. Taehyung bu öpüşmeyi uzatmak istesede Jungkook yeterli olduğunu düşünerek adamın göğsünden ittirmişti yavaşça.

Nobody Save You | TaekookWhere stories live. Discover now