10

405 45 95
                                    

chapter 2

flx
Burnumun dibindeki iğrenç kokuyla gözlerimi kırpıştırdım. Minho, elindeki tepsi ile karşımda duruyordu. Ramen getirmişti, kokudan anlaşıldığı üzere. Bu kadar berbat kokmasına gerek yoktu.

"Yemek ister misin?"

Tepsiyi ittirdim, burnumu kırıştırdım.

"Berbat kokuyor, bunu yiyemem."

Gözlerime garip garip baktıktan sonra tepsiyi sabırlar çekerek yere bıraktı. Ramen kasesinin yanına koyduğu chopstickleri eline aldı. Ne yapıyordu? Kendisi mi yedirecekti?

"Bana karşı şansın olacağını mı düşündün Felix. Yiyeceksin."

Chopstickleri parmakları arasından yere fırlattım. Sırıtarak ellerini yanaklarıma koydu. Omuzlarından tutup ittirmeye çalışıyordum, ancak öyle güçlü ki yerinden bile kıpırdamıyor. Yerdeki kasede olan Ramene elimi daldırdım. Bir de soğuk getirmiş, piç. Suyu bileklerimden aşağıya akan Rameni Minho'nun ağzına tıktım.

Afallayıp, olduğu yere oturdu. Yavaş yavaş da olsa öfkeleniyordu. Hadi ama! Nerede bu Bay Hwang!

..

hy
Seungmin ve Minho bir işler çeviriyordu, belliydi. Geç olmadan anlasaydım şuan böyle bir şey yaşanmazdı. Mekanın görkemi, paralar, elmaslar hepsi beni öyle büyülemişti ki. Üzerine bir de Seungmin'in tahrik edici davranışları..

Bilerek yapıyordu, beni tuzağına çekmeye çalışıyordu. Bunu da en kolay Felix üzerinden yapabilirdi. Ona zarar vermezler diye düşünüyorum, kaldı ki Felix ne kadar zayıf olursa olsun onlara karşı koyabilirdi.

Seungmin'den önce varmalıydım. Mekanda yaşananlar aklıma doldukça daha çok hız yapıyordum. Sinirlerim alt üst, nereden çıktıysa bu lanet davet. Felix'i de zora soktum, ailesi bana güveniyordu bir de.

Felix'i kullanarak neden beni kendine çekmeye çalışıyordu ki? İstese beni kendi elleriyle götürürdü. Ya istediği ben değilsem,
yapmak istediklerini göstermek için beni Felix'in olduğu yere çekmeye çalışıyor ise..

İstediği ben değilim, istediği benim elde ettiklerim. Benim olanı, benden almaya çalışıyordu.

Adi herif, tam onun yapacağı türden şeyler bunlar. Kafamı sağa sola sallayıp aklımdakileri dağıttım. Kafam dolu iken araba kullanamıyordum. Garip bir huy.

Gaza daha fazla yüklenip önümdeki arabaları bir bir geçtim. En son bir trafik ışığına denk geldiğimde frenledim. Ani frenin etkisi ile sarsılsamda başımı toparlamam zor olmadı. Saate bakmak için kolumu kaldırdım, bileğimdeki saate baktığımda gece yarısına yaklaştığını gördüm. Camdan dışarıya başımı çıkarttım, trafik fena kitlenmişti. Kornaya üç, dört defa bastım. Ardımdaki araç bana tepki olarak korna çaldı. Galiba daha fazla devam edersek, koro çıkacak.

Camdan içeriye girdiğim zaman telefonumun çaldığını duydum. Sanırsam az önceden beri çalıyordu. Yanımda boş duran koltuğun üzerinde titriyordu.

Numara yabancı gözüküyordu, telefonu açıp sesi dışa verdim.

"Alo? Hyunjin-aa!"

"Lee.. Lee Minho?"

"Sana bir kaç fotoğraf yollayacaktım, vazgeçtim. Bakmayacağından emin olduğum için. Onun yerine bulunduğumuz yerin konumunu atacağım."

"Pe-"

Siktir, yüzüme kapatıyor bir de.

___________

lee know
*bir konum gönderdi*

___________

ara verdiğimi söylesem bile, okuyanlardan
bölüm isteyenler var diye yazdım. galiba devam edeceğim fice, her neyse bölüm nasıldı??

lütfen, oy verip yorum yapmayı unutmayın bebeklerim <3

💓

you can be the boss daddy | hyunlixWhere stories live. Discover now