17. Bölüm: Kalbimin Sesi

142 9 4
                                    

Keyifli okumalar...

.

Aşık olmak benim için düne kadar berbat bir şeydi. Bir de seni sevmeyen birine karşı bir şeyler beslemek çok kötü hissettiriyor, en önemlisi sevilmediğini hissettiriyordu. Bunları bizzat ben bildiğim için söylüyorum size. Şimdi ise sevdiğim adamın da beni sevdiğini ögrenmek en güzel haberdi.

"Sana sevdalandım Laren. Ben sana seni gördüğümden beri sevdalıyım." 

Bu cümleye kalbimi bırakabilirdim. Onun ağzından çıkan bu kelimeler her şeye bedel gibi dursa da çektiklerimi tabii ki de unutturmayacaktı. Zaten unutmazdım, unutamazdım. Eğer unutursam en büyük zararı kendime yapardım. Nerede olmam gerektiğini öğrenmiş, bilmiştim. Ama şimdi olmamam gereken yerde olsam da pek bir şey olmazdı.

Çünkü yanında olmamam gereken kişi beni yanına çekmiş, bana aşık olduğunu çoktan söylemişti. İşte bundan sonra gelecek ayrılıklar zor olacaktı bizim için. 

Her şeyi öğrendikten sonra biraz Savaşla kalmış, Berna'yı alıp eve gelmiştim. İdil işten erken çıkmış, eve gelip bizim için yemekler hazırlamıştı. Masaya oturduğumuzda oldukça yorgundum. Ama sonra onu getirdim aklıma. Sevdiğim adamı. Adını koymuştuk sonunda.

En çok da bu mutlu etmişti beni. Dudaklarım iki yana kıvrılırken İdil'in gözünden kaçmamıştı. Bana döndü ve gülümsedi.

"Laren hanım bugün çok mutlusunuz." Dedi hala kıvrılmış olan dudaklarıma bakarak. "Birileri sizi çok mutlu etmiş olmalı." Dediğinde kaşlarımı çattım.

"Kim mutlu edecek ki beni?" Diye sordum omuz  silkip dudak büzerken. Ağzıma salatalık atıp bana imalı imalı bakan İdil'e baktım.

"Bilemedim şimdi." Dedi ve durdu. Aklına gelince gülümsedi.  "Savaş Efken miydi ismi?" O da beni taklit edip ağzına salatalık atarken öne doğru  eğilmiş başını sağa sola sallamıştı. Bana inat  yapıyordu bunların hepsini. Ama sanırım desem  pek problem olmazdı.  Kapı ve zil aynı anda çalmaya başladığında kimlerin geldiğini anlamak pek de zor gibi durmasa da kaşlarımı çattım. İdil'in de kaşları çatıldığında sandalyemi geri iterek masadan kalktım.

Kapının önüne doğru yürüdüm ve bir süre kapının ardından duyulan seslere dikkat kesildim. Sadece bizim kızlar değil Pençe Timi'de gelmiş gibi duruyordu.

Kapının koluna uzanarak kapıyı açtığımda karşımda bir sürü kişiyi görmeyi beklemiyordum. O da gelmişti. Kalbimin sahibi olan adam...

"Laren!" Deyip üstüme atlayan Zerda'yı kucaklayıp ellerimi sırtına koydum. Başını omuzumun üstüne koydu ve içi sanki içine sığmıyormuş gibi konuştu. "Seni çok özledim."

"Bende öyle."

Geri çekildiğinde karşımda duran Arya'ya baktım tatlı tatlı. O da bana özlemle baktığında ben ileri atılıp sarıldım ona. Herkes içeriye geçmişti. "Özlendin kardeşim."

"Sende öyle." Dedim ve Arya'nın çaprazında kalan Havin'e baktım. Kardeşime, her şeyime baktım. Arya, geri çekilip içeriye geçerken Havin resmen üzerime atlayıp sıkıca bana sarıldı.

KALBİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin