6.Bölüm: Limonata ve Park

214 19 9
                                    

Merhabalar kelebeklerim.
Şimdiden yıldızı parlatırsanız sevinirim.
İyi okumalar dilerim.

'Çiçekler açar elbet,mühim olan
beklemektir.'

Küçük Prens

🦋

"Çıkabilirsiniz." Hocanın izni üzerine sınıflardan çıkarken sınıflarından çıkan Zerda ve Arya'yı görüp hızlıca yanlarına gittim.

"Kızlar!" Dedim gülerek. Bana döndüklerinde onlarında yüzlerindeki gülümseme ile bakıştım.

"Hadi aşağı inelim." Dedi Zerda bana ve Arya'ya baktıktan sonra. Başımızı salladıktan sonra hızlıca merdivenlerden inip bahçeye çıktık. Herkes gitmeye başladığında kızlara anlamsız bakışlar attım.

Yaptıkları şeye anlam veremezken önünde durup ellerini birbirlerine çarparken bağırdılar. "Savaş eniştemiz nerede!"

Hızlıca tedirgin bakışlarım bahçede gezindi. Kimse duymamıştı inşallah. Kızlara işaret parmağımı kaldırdım ve susmaları için işaret parmağımı dudağıma çıkardım.

"Enişte Savaş." Uyumlu bir şekilde kelimeler söylerken bir yandan öldürücü bakışlarımı atmaktan kaçınmıyordum.

En sonunda yaptıkları şeye bir son verdiklerinde gülmeye başladılar.

"Laren." Sesin geldiği yöne döndüğümde sakallı,biraz yaşlı,uzun bir adam bana bakıyordu. Kimdiki bu adam. Kızlar bana baktığında omuz silkip adamın yanına doğru adımlarımı atmaya başladım.

Adımı,okulumu nereden biliyordu?

"Kimsiniz?" Dedim karşısında durduğumda. Çattığım kaşlarıma baktıktan sonra yüzüme baktı.

"Ben Ünal Ceylan, Havin'in babası,annenin kocası." Dediğinde boğazıma saplanan yumruğu zorla yuttum. Babam değil miydi annemin kocası?

Aradan iki ay geçmişti. Koca iki ay!

Fakat ben bu durumu kabullenmek istemiyordum. Babam,sadece dağdaki köpeklere düşman olan babam aldatılmış olamazdı. Annemin şimdiki kocasına düşman olamazdı.

"Merhaba Ünal Bey,bende Laren." Adımı biliyordu,ama ben yine de bu konu üzerinde resmi durmalıydım.

Bakışları üzerimde dolaştıktan sonra arkamda duran ve bize bakan kızlara döndü. Sıkıntılı bir nefes aldı.

"Numaram bu kartta." Dedi ve gömleğinin kısmında olan cepten bir kart çıkardı. Adı,soyadı ve numarası bulunuyordu. Kim bilir bu kartları kimlere kimlere veriyordu. "Başka zaman tek konuşuruz." Dedikten sonra siyah,filmli camlarına sahip olan arabasına şoför yardımı ile bindi.

KALBİMDEKİ SENTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang