14 // O Kötü Ruh..

67 8 5
                                    

Ben: fmıgcmgnvsdmf görüşürüz o zaman.(❤)

Siwoo☠: Görüşürüzz.(❤)

___________________________________________

"Luna, geldik in hadi." Telefondan kafamı kaldırıp dışarı baktım. Restoranda gelmiştik, emniyet kemerimi çıkartıp arabadan indim. Kafamda tek bir şey vardı ve aklımdan bir saniye dahil gitmiyordu. Bu nasıl olabilirdi ki? Benim babam kötü bir insan değildi, ama o kötü ruh nasıl babamın bedenine girdi?

O saldırı gününden sonra ne oldu da kötü ruh musallat olmuştu? Anlamıyordum, hiçbir şey anlamıyordum. Neden di? Nasıl dı?

"Luna iyi misin? Konuşmak istemezsen anlarım ama ilk önce içeri geçelim." Hana unninin omuzuma dokunması ile gözlerimi ona çevirdim. "Unni, iyiyim merak etme. Bu konuşarak hallolur mu bilmiyorum ama ne olursa olsun halledicem." Dolmuş olan gözlerimi görmemesi için kafamı aşağıya eğdim ama Hana unni çenemden hafifçe tutarak kafamı kaldırdı ve buruk bir şekilde gülümsedi.

"Halledicez Luna. Beraber halledicez, umutsuzluğa kapılma olur mu?" Şuan deli gibi ağlamak istiyordum. Buna gerçekten ihtiyacım vardı.

Ne düşündüğümü anlamış olacak ki kolumdan tutup kendine çekti ve kollarını sırtıma doladı. Bende kollarımı Hana unninin beline dolayıp kafamı omzuna gömdüm.

Gözyaşlarımı tutamadım, sessizce aktılar. "Bilmiyorum unni. Ne yapıcam, nasıl yapıcam... Hiçbir şey bilmiyorum." Kendimi daha fazla tutamadım, restorandın önünde Hana unniye sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

"Merak etme, kurtarıcaz annen ile kardeşini. Babanı da kurtarıcaz. Biz senin yanındayız Luna, ne olursa olsun senin yanında olmaya da devam edicez. Düştüğünde biz kaldırıcaz, hata yaptığında düzeltmene biz yardım edicez. O yüzden şimdi sil gözlerini ve başını dik tut."

Yavaşça benden ayrıldı ve kafamı kaldırdı. Yüzünde 'Güçlü olmalısın' diyen bir ifade vardı. Ben de gözlerimde ki yaşları silip kafamı salladım. "Kurtarıcaz onları." Diyerek onu onayladım. Hana unni ise bunu duyduğunda gururlu bakışlar eşliğinde restoranda döndü. "Hadi içeri girip Bayan Chu nun o muhteşem eriştelerini yiyelim." Dedi. Buna hayatta hayır diyemezdim ki.

Arıca diyen de net aptaldır.

Hiçbir şey demeden restoranda girdik. Mun oppa ise çoktan girmişti, üstüne Bayan Chu nun yaptığı erişteyi yemeye başlamıştı!

"Yhaa!! Bizi neden beklemedin?" Hana unni, Mun oppanın karşısında ki sandalyeye oturmuş ve ona doğru kaşık sallamıştı. "Ne yapabilirim? Oyalanmasaydınız." Diyerek omuz silkti. Hana unni ise hayretle kaşlarını kaldırıp Mun oppaya doğru uzandı ve ensesine bir sille yapıştırdı.

Mun oppa ise vurmanın etkisi ile ağzında ki erişteyi geri püskürttü. "Sen galiba beni öldürmeye yemin ettin ha!" Diyerek sitem etti. Ardından elinde erişte dolu tabaklar ile Bayan Chu geldi. "Aygoo! Hala çocuk gibi didişiyorsunuz. " Elinde ki tabakları alıp masaya koydum. "Ama ilk Hana başlattı, benim bir suçum olmamasına rağmen o sataştı!"

"Mun çocuk musun? Artık grubumuzun en küçük üyesi sen değilsin. Lütfen birazcık olgunlaş." Hana unni'nin bu cümlesini Bayan Chu da desteklemişti, Mun oppa ise dudaklarını büzüp eriştesini yemeye devam etmişti.

"Bu arada bir sorunumuz var. Herkesi toplayın. Yung a gitmemiz lazım." Hana unni bu cümleyi kurarken son derece de ciddiydi, büyük ihtimal babamın kötü ruh olmasını söyleyip bir çözüm yolu bulacaktı.

Shifting NöbetimDove le storie prendono vita. Scoprilo ora