3 // Git

130 11 7
                                    

Aradan bir kaç dakika sonra yine ve yine o kız "Oppaaaam." Diye bağırarak yanımız- pardon çok özür diliyorum, Siwoo'nun yanına damladı. İlk başta hiçbir şey demedim, sadece Siwoo'nun tepkisini izledim. Gözlerim onun gözlerine gittiğinde bakışlarını bana çevirdi ama hemen o kıza geri baktı ve ayaklandı. Tek kaşımı kaldırıp ona bakarken, o Jia'nın kolundan
tutup kapıya kadar ilerledi ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Uzakta olduğu için ne dediğini duymamıştım ama Jia'nın yüzünden her şey anlaşılıyordu.

_____________________________

Sinirden resmen kıpkırmızı olmuştu, Siwoo kızın kulağından geri çekilince rahatlamış bir tavır aldı. Ama Siwoo'nun aksine, Jia'nın kaşları çatıldıkça çatıldı. Sinirli gözlerini bir kaç saniye bana çevirdikten sonra hızlıca sınıftan çıktı. Jia gittikten sonra Siwoo tekrar  yanıma geldi. "Artık yanımıza gelmicek." Yanımıza?

"Yanımıza derken? Hatırlatırım Siwoo bizim değil senin yanına geliyordu." Derken senin kelimesini bastırarak söylemiştim. Bunun üzerine çapkın bir gülümseme ile saçlarıyla oynamaya başladı. "Hmm... Bakıyorum da birileri fena kıskanmış." Kıskanmış kelimesini uzatmış .

"Ne?! Ben mi?! Ne kıskanıcam be." Diye ani yaptığım çıkış yüzünden yüzümün kızardığını hissedebiliyordum. O da kafasını gülerek iki yana salladı ve kafama hafif pat pat yaptı. "Tamam tamam. Bir şey demedim, hadi kalk da bahçeye inelim." Konuyu değiştirmesi çok iyi olmuştu. Kafamı olumlu anlamda sallayıp ayaklandım.

Ama merdivenleri tam inerken tanımadığım bir kız kolumdan tutarak beni durdurdu. Siwoo ile anlamsız bakışmalar atarken kız ağlamaklı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Luna unni, yalvarırım yardım et." Kolumdan çekiştirmeye başlayınca durdurmak zorunda kaldım. "Bir dakika, neler oluyor? Bi' sakin ol." Sakinleştirmeye çalışırken hafifçe sarstım. Anında parmakları ile gözyaşlarını silip elimi tuttu.

"U-unni... Jia, Jia bu sefer Yejun'a çok kötü şeyler yapacak. N'olur yardım et." Gözlerim dehşet içinde açılırken bir yandan da sinirle dişlerimi sıktım. Tanrı aşkına bu Pembe sıçan gerçekten iyi bir dayağı haketmiş ti. Kafamı olumlu anlamda salladım. "Nerede o sıçan?!" Diye dişlerimin arasından konuştum. Hemen titreyen elleri ile arka bahçeyi gösterdi. "A-arka bahçedeler." Lafını bitirmeden arka bahçeye doğru koştum.

O kadar hızlı koşuyordum ki nefes almak için duraksamak zorunda kaldım, nefeslerimi düzelttikten sonra koşmaya devam ettim. Bi 4-5 dakika sonra arka bahçeye inmiştim. Gözlerim hemen o sıçanı aradı, bu sefer onu gerçekten gebertecektim.

Arka bahçeye tamamen girdiğimde kulağıma ağlama sesleri, bağışlar, yalvarışlar, çığlıklar geldi. O kadar çok sinirliydim ki gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. "Ne oldu? O çok sevdiğin unnin gelmedi değil mi? hadi söylesene bu sefer seni elimden kim alıcak?!" Yerdeki kızı tekmeleyerek gülüyordu. Yejun'un her çığlığında Jia ya olan öfkem artıyordu. Çok vakit kaybedip te yerde ki kızın acı çekmesini istemediğim için direkt aralarına daldım.

Shifting NöbetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin