8 ∞ Kan bağı

249 85 44
                                    

_____________________________________________

Luke'un ağzından;

Üç şey uzun süre gizli kalamaz.

Güneş, ay ve gerçek.

SENE 2018

YANGINDAN 3 AY SONRA

Ravena malikanesinde ve kasabada gördüklerim, gözlerimi ne zaman kapatsam gözümün önüne gelmeye devam ediyor, olan biten her şey zihnimde tazeliğini koruyordu. 

Abim Jayden'ın önce takıp sonra yere fırlattığı dokunulmazlık yüzüğünü, yerden almadan yakıp çıktığım o malikaneyi arkama bile bakmadan terk etmiştim. 

İçimde oluşan yoğun öfke ve nefret duygusu geçmiyordu. Suratımda ise bu duyguların aksine mimiksiz bir ifade vardı. Tepkisiz ve duygusuz bir haldeydim.

Halbuki ben, acının sadece ruhu olan insanları değiştirdiğini düşünürdüm. Yanılmışım, beni de değiştirdi... 

3 ay önce, asırlarca kaldığım malikanenin bahçesinde duran ağacın altına önce annem Marisa'yı gömmüş sonra malikaneyi yakmış ve oradan hızla uzaklaşmıştım. Ormanlık alana gitmiş ve ne yapacağımı bilemeden yürüyorken, birden şans eseri önüme terk edilmiş bir dağ evi çıkmıştı. Bu terk edilmiş dağ evinde, o gün bugündür kaldım ve ne yapacağımı düşündüm.

Aslında Ravena malikanesini yaktığım gece, buradan tamamen ayrılıyordum. Ayrılırken aklıma gelen bir düşünce beni burada tutmuş, ayrılmama engel olmuştu.

Bana göre onca yaşanandan sonra, kinimin önceliği abim Jayden'ı bulmaktı. 

Ama vicdanımın önceliği daha ağır basıyordu. Hayatını kaybeden arkadaşım George'un geride bıraktığı, onun tek kızı Giselle gelmişti aklıma. O gün alevlerin içerisinde hayatta kalmayı başarabilen, yetişip sadece onu kurtarabildiğim kızına karşı çok borçlu hissediyordum. 

Keza en çokta George'a borçluydum. Asırlar boyunca var olduğum dünyada, ilk defa bir insanla hayal kurmuş, dostumla çocuksu olabilmiş ve korsan olmayı düşünmüştüm. Halbuki ne yazık, kendimin kim olduğunu unutmuşum.

Zaten George'la geçirdiğim süre zarfında her zaman ona kendimi borçlu hissettim. O benim ne olduğumu bilen, benden korkmayan, bana güvenen, beni asla yargılamayan yegane sırdaşımdı. Bir çok durumda yanımda olmuştu, bense onun yanında olamadım. Eşiyle mezarları dahi yok. 

Eşiyle uyurken yanarak öldükleri küçük taş evlerinde, yattıkları odadan külleri rüzgarlarla savrulurken, bense kapılarında durmuş sadece izlemekle yetinmiştim. Çünkü her şey için çok geçti, vardığımda kalpleri atmıyordu. Şimdiyse geriye sadece kızı Giselle, bana dostumdan kalan tek hatıraydı. Artık bana emanetti. Benim giden dostumun arkasından ona ödeyebileceğim tek borç,  Giselle'di... 

Giselle'in bu kasabada sadece evi ve ailesi vardı. Olanlardan sonra ise hiç bir şeyi kalmamıştı. Bu nedenle, benim geri kalan hayatını idame ettirebilmesi için ona destek çıkmam ve korumam şarttı. Ona yapacağım her yardımı gizlice yapmak istiyor olsam bile, şartlar gerektirirse yüz yüze gelmekten eskisi kadar korkmuyordum.

KUTSAL YA DA BEYAZWhere stories live. Discover now