(8) Yıkılan Tabular

90 8 5
                                    

Bana doğru yaklaşan Karan la ne yapacağımı bilemedim. Kaçsam mı yok yok her türlü yakalar. Acaba bayılsam mı en azından bu karşılaşma sonraya kalır ya benim ne günahım var bu durumda anlamadım ki.

"Avukat! o sapık seni üç saattir gözleriyle yerken o yanındaki it ne halt ediyordu ?" beni kaç saattir izlediğini bildiğine göre kendisi de görmüştü ama müdahale etmemişti. Bu durumda o da biraz sorumlu değil miydi? Ayrıca Çağlar dan bahsederken tiksinir gibi bahsediyordu.

"Senin mekanın mı burası ? " Aferin Gece konumuz bu çünkü.
"Avukat ! " diye kükredi ya bu hareketi alışkanlık haline getirmiş yapmazsa galiba duramıyor.

"Ya ben ne bileyim ne halt ediyordu içiyorduk işte farkına varsaydım haddini bildirirdim " masumca açıklama yapıyorum çünkü içki etkisini artık göstermiş dilimi yuvasında tutmak için içsel bir savaş veriyorum. Beynim doğru kelimeleri seçmek için dilim ise doğru telaffuz edebilmek için çaba sarfediyor.

"Burda kan görmek ister misin? Yoksa Şimdi benimle geliyorsun " bahsettiği kan kime ait olur bilmiyorum gözleri ateş çıkarıyor öfkesinin ne ben hedefi olmak istiyorum ne de masum insalar.

" Yahu burda ki insanlar eğleniyor sadece suçu ne insancıkların ?"dememle gülümsedi ilk defa bile isteye gülümsedi ne o gamzesi mi var bir de Aman Allahım bu kadar özelliği bir adama vermek çok değil mi! Kafam yerinde değil söylediklerimden mesul değilim! çok güzel gülümsedi be !

Ben onu seyre dalmış dururken
"O içlerinde itin de olduğu insancıklara birşey olsun istemiyorsun değil mi? "
"I ı" dedim umarım hayır dediğimi anlamıştır şayet dilim,düşündüğümü konuşamıyor !

"Hmm o zaman gidelim " yürümeye başladı ama yürüyecek olan organlarım iflas etmiş durumda çünkü yerdeki karolardan anladığım kadarıyla aynı hizadaki karoların üzerinde sürekli yer değiştiriyorum ne kadar aynı hizada yürüyor oldugumu sanmak istesem de bir sağa bir sola yalpalıyorum.

Yanında yürümediğimi farketmiş olacak ki arkasını dönen Karanla iyice telaşlanıp zaten yürümekte zorlanan bacaklarım birbirine dolandı tam düşecekken korumalardan biri belimden yakaladı. Korumayla yüz yüze gelmemiz hiç hoş olmasada minnettarım.

Daha ne olduğunu anlamadan dönen başım iyice dönmeye başladı çünkü hızla kolumdan tutulup başka bir bedene yapıştım. Güzel kokan bir beden tanıdık bir kokusu olan beden.Zihnimin karışık olması yanıltmıyorsa şuan Karan' a yapışmış o da kollarını bana sarmış birbirimize bakıyoruz yakından daha kara görünen gözleri beni karanlığına daha çok çekiyor. İçkinin ayarını kaçırdım değil mi yoksa bu kadar içine çekilmek istemezdim o güzel bakan kara gözlerinin..

Gözlerini benden ayırıp korumaya sinirli bir bakış atarak "Elinin ayarını sikerim lan" diyerek kızdı evet teşekkür etmeyi kesinlikle küfür kullanarak karşılıyor.

"Yaa sen beni mi kıskandın ?" dudaklarımdan dökülen kelimeler beynime uğramadan yol alıyor biran önce uyumam benden alakasız hareket eden bedenimden kurtulmam gerek aksi takdirde yarın içinden çıkamayacağım bir hâl alacak .

Yüzü bir anda gevşeyen Karan "Hoşuna mı giderdi kıskanmam ?" diye sordu. Niye gitsin saçmalama diye saçmalamak istesem de dudaklarımdan "Belki" dökülüverdi.

Bir hamleyle bir elini bacaklarımın altından bir elini de sırtımdan geçirip beni kucağına aldı. Kulağıma yaklaşıp kimsenin duymayacağı şekilde "Kıskandım"dedi bunu söylerken kıpırdayan dudakları kulaklarıma dokundu ılık nefesi kulaklarıma ve saçlarıma çarptı. Beni verdiği cevapla iyice şapşala çeviren adama kıkırdadım ve başımı boynuna gömdüm.

AVUKAT HATUNWhere stories live. Discover now