AVUKAT HATUN

(5) En İyi Hamle

Karan yoğun bir günün ardından evine geçmişti şehirden biraz uzak bir yer seçmişti kendine ,yolları bir orman yolunu anımsatıyordu iki tarafıda yol boyunca ağaçlarla çevriliydi.

Ucu görünmeyen bir arazi üzerine inşa ettirmişti burayı şehirden kaçmak kafasını dinlemek için eğlence mekanları yeterince kafasını ağrıtıyordu mekana yakın olmak için her mekanın yanında bir evi de bulunuyordu ama şehrin sesi ve kalabalığını sevmiyordu . Devasa siyah kapılar aracın görünmesiyle açıldı.Siyah jep inden indikten sonra kapıda ki korumalar yerlerinde huzursuzca kıpırdandılar.

Sert adımlarla yanlarına yaklaşıp herhangi bir durumun olup olmadığını sordu . Korumalar bir sıkıntı olmadığını söyleyince gözünüzü dört açın diyip eve adımladı.Kapıda hafize hanım karşıladı.Evin emektarı çocukluğunun tek iyi tarafıydı. "Hoşgeldin Karan oğlum "

"Hoşbulduk Hafize ana" diyerek
üç katkı büyük evine girdi.En üst katta olan odasına çıktı.Kendini yorgunca koltuğa bıraktı.Gömleğinin üst düğmelerini açıp saçlarını dağıttı rahat bir nefes aldı .O sırada evin diğer çalışanlarından biri olan Melike kapıyı çaldı ve açıp içeri girdi.

Üzerinde mini siyah eteği ve göğüslerinin görünecek kadar önü açık beyaz gömleğiyle içeriye süzüldü. Elinde tuttuğu fincanı Karan ın oturduğu koltuğun önündeki masaya iyice eğilip bıraktı. " İyi akşamlar Karan bey Hafize hanım yorgun göründüğünüzü söyleyince kahve getirdim " dedi Karan tabiki niyetini anlamıştı kızın verdiği görsel şölen herşeyi açıklıyordu biraz daha eğilse göğsü dışarıya fırlayacaktı.

Karan önce kıza sonra masaya bıraktığı kahve ye baktı.
"Ne zamandan beri bu kata Hafize hanım dışında biri çıkıyor " sert bakışlarını kısıp kıza baktı . Kız ne diyeceğini şaşırıp eli ayağına dolaştı. Karan ın kalbi kadınlara kapalıydı fakat böyle kadınları gördükçe midesi bulanıyordu

"Şey Hafize hanımın işi vardı da ben getirdim" diyerek saçmaladı.
"Bir daha değil odama girmek bu kata çıkmayacaksın şimdi defol işine aşağı katta bak" diyerek kovdu. Kızın hareketlerinden hiç hoşlanmadı Hafize anayı bu konuda tembihlese iyi olacaktı.

Oturduğu yerden kalkıp kendini banyo ya attı. Kısa bir duşun ardından elbise odasına girip sadece altına eşofman geçirip siyah büyük yatağına kendini bıraktı.Günlerdir uyumadığından yorgundu biraz uyuyabilirse dinleyecekti.

Gecenin bir yarısı telefonun çalmaya başlamasıyla hemen gözlerini açtı uykusu çok hafifti hiçbir zaman ağır bir uykusu olmamıştı ki zaten .Komodin üzerinde duran dijital saate kaydı gözleri gece 4 e geliyordu ."Ne var Semih" karşıyı dinlemeye başladı.

"Abi bizim depolardan birini patlatmışlar " dediği an Karan yumruklarını sıkarak kalktı yataktan ,dişlerini sıkarak konuşmaya başladı.

"Kim lan hangi depo nasıl cesaret ederler böyle birşeye"üstünü değiştirmek için hemen kıyafet odasına yürümeye başladı "Çamlıktaki Silah deposu abi İlyas Kurtboğan yaptırmış " ismi duyar duymaz "GELİYORUM ! " diyip telefonu kapatıp koltuğun üzerine fırlattı. S*ktiğimin yerinde ben korumaları laf olsun diye görevlendirdim diye söylene söylene yürüdü.

Dolaptan çıkardığı siyah takımını hızla giyinmeye başladı. Merdivenlerden hızla inip kapıdan çıktı.

"ANIL ! "diye adeta kükredi bütün korumalar bi anda aynı yöne doğru döndü hemen çeki düzen verdiler kendilerine , Anıl bahçenin içinden hızla çıkıp geldi "Buyur abi" diyip kafasını eğdi . "Hazırlanın çıkıyoruz buranın güvenliğini de artır" diyip arabalara doğru yürüdü Salih koşarak gelip kapısını açtı "Çamlıktaki Silah deposuna acil "dedi 5 araç siyah kapıların açılması ile peş peşe çıktı evin bahçesinden yola koyuldu.