(3) Korku

158 9 0
                                    

Hayatım aynı sakinikle gidiyor diye söylemiştim ya ben çok geçmeden Allah cezamı verdi sanki bu kendini beğenmiş adamı bana göndererek..

Kapıda Salih beye kendi arabamla gitmek istediğimi söylüyorum o kesin emri olduğu için beni Patronunun Passatıyla götürmek istediğini söylüyor , bunca yıl kendimi güçlü bir kadın olarak görüyordum fazla güçlü değilmişim sert bi dille red edemediğime göre bir korkum olduğu ortada Salih beyin ilettiği mesajda "Madem Avukatım, benim arabamla gelmemek için bir nedeni yok zaten benim Avukatım olduğundan açık hedef haline geldi ölmek istemiyorsa gelir" demiş.

Durduk yerde bir de düşman sahibi oldum. Gittikçe çamura battığımı söylememe gerek yok galiba ..

Evet arabaya bindim ne yapıyım incelik yapıp şoför göndermiş sonuçta yoksa niye bineyim canım hem akşam saatleri iş konuşmak için en uygun saatler..

Of daha ne kadar kendimi kandırmak için bahane bulacağım kendime acaba bu adamla tanıştık tanışalı öz saygıma hakaret ediyorum. Kendi düşüncelerim de boğulmuşken yolun bittiğini Salih beyin sesiyle anladım..

" Geldik Gece Hanım "

Asıl şoku beyimizin şirketine değil de lux bir eğlence mekanına geldiğimizde yaşadım. Artık itiraz hakkımın olmadığını anladığımdan sessiz kalarak arabadan indim, yanımda benim yaşlarda sarışın uzun boylu ve güvenlik olduğunu iri cüssesinden belli eden genç bir adam belirdi.

" Merhaba Gece Hanım hoşgeldiniz Karan bey yukarıda bekliyor beni takip edin lütfen " dedi

Mekana girmemle müzik sesinin kulaklarımı sağır edecek kadar yüksek olduğundan yüzümü ekşiterek mekanda yürümeye başladık.

Böyle mekanlardan lisede yaşadım bir olaydan beri nefret ediyorum çılgınlar gibi dans eden insanlar ve içmekten sarhoş olmuş yürümekte güçlük çeken insanlar gözüm hangi detaya takılsa bilemiyorum mekan çok hoş dizayn edilmiş yukardan sarkıt şekilde inen lambalar genelde bordo ve krem rengi uyumlu bar tabureleri merdivenlere yöneldiğimiz için görüş alanım daraldı ama ortada büyük alan insanların eğlenmesi için ayrılmış duvar kenarı boyunca dinlenmek ve bu seste olabildiğince sohbet etmek için lobiler var tabi onların rengi de uyum sağlaması için bordo koltuklar ve krem masalarla dizayn edilmiş.

Merdivenlerden üçüncü kata kadar çıktık buranın sadece özel birine ayrıldığı o kadar belli ki son merdiveni çıkar çıkmaz bi güvenlik sistemi karşılıyor sizi kapının yanında ki tuşları es geçerek bi kart okutuyor.

Genelde Adliye koridorlarında alışık olduğum kapıdan geçiş izni vermesi için kartımızı okuttuğumuz için yabancılık çekmiyorum ama aklıma da bu kadar güvenliğe neden ihtiyaç duyduğu sorusu beynimi kemiriyor.

Gold rengi bir kapıya doğru yol aldık kapıyı tıklatıp bekledik hala ses yok bakışlarım yanımda ki korumaya döndü bıyık altından gülüyor gibi mi gördüm bilmiyorum sanki kapıda ki kişinin ben olduğumun bilincinde gel demiyor hissi baş gösterdi.

İçimde bana yapılan bir terbiyesizlik olduğunu düşündüğümden olsa gerek bir anda zan zan vurmaya başladım kapıya ve sonunda ses verdi beyimiz göz devirmemek için zor tuttum kendimi..

"Kapıyı kırmaya gerek yok gir içeri" dedi Karan bey ama ben kapının önünde ki düşüncelerimin doğrulandığını anladım bilerek bekletmiş adi adam.

İçeri girdiğimiz anda baştan aşağı utanmaz bir şekilde süzdü beni yerimde biraz rahatsızlandım ama cevap verme isteğime de engel olamadım "Kapıyı ilk çaldığımız da duymadığınız için kapıyı sert çalmak durumunda kaldım " dedim

"Yoo duydum " dedi rest çeker gibi o baskın sesiyle bir an bütün korkularım yok oldu.

"Ha bi ego tatmini yapayım dediniz anladım "diye cevap verdim üzerinde siyah dar gömleği kolları katlanmış bir şekilde masasında çok karizmatik göründüğü gerçeğiyle gözlerimi istemeden üzerinde gezdirdim .

"Ego tatminini başka şekillerde tatmin ediyorum ben şimdi oturun " diyerek beni yine şaşırttı. Ardından "Anıl koçum sen çık"dedi.

Adının Anıl olduğunu öğrendiğim sarışın adam yine gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi "Peki abi " diyerek kapıdan çıktı. Aşağı da gördüğümde suratı duvar gibiydi geldiğimden beri ikinci gülme isteğini bastırıyor üstelik bana yapılan saygısızlığa gülüyor burdan deli çıkmasam iyidir.

Ben ise masanın karşısında yer alan kahve tonlarında deri koltuğuna geçip oturdum sinirden çantamın kordonlarına tırnaklarımı geçirirken gözlerimi dikmiş birbirimize gözlerimizle savaş açmış gibi bakıyorduk kendini bilmiş ifadesiyle devam etti.

"Avukat Hanım son zamanlarda bana diklendiği halde uzuvları yerinde olan tek insansınız keyfini çıkarın lütfen "dedi
"Ah ne kadar naziksiniz teşekkürler " diyerek restine rest çektim ve devam ettim

"Artık ne diyecekseniz deyin işlerim var bakmam gereken dosyalar olduğunu düşünmüşsünuzdur umarım ah şimdi umrumda mı falan diyeceksiniz ama sizin dosyanızın da üstünde çalışmam gerek"dediğim an sinirli bakışları beni delip geçecek gibi bakıyordu.

Sinirlenecek birşey yok ukalaca konuşmaya devam edeceğini kurduğu ilk cümleden anladım zaten ve artık öz saygıma bunu yapmasına izin veremem benim de bir sınırım var.

Beni Umutla tehdit etmiş olabilir ama şuan bana vereceği zararı pek göz önünde bulundurmayacak kadar beni sinirlendirdi.

"Bana değil mahkemede Hakim'e bu dişinizi gösterin karşımızda ezeli düşmanım İlyas Kurtboğan var artık sizde hedef tahtasına girdiniz emin olun tanımak istemeyeceğiniz bir kişiliğe sahip sapkın herifin teki şerefsiz " Ne duyduklarımı daha sindiremeden devam etti .

"Elini kolunu kırmam tabiki sebepsiz değil gireceğimiz ihale de servis yapan bir kadına ona servis yapıldığı sırada kadının bacağına elini atıp senin için de ihale gerekli değil umarım tek fiyatın vardır dedi o saniyeden sonra kendimi tutamadım aslında o şeref yoksunu iti vurmam gerekti fakat ihaleden önce silahları dışarı bıraktık "diyerek açıklamaya devam etti.

Söylediklerinin hangisi beni daha dumura uğrattı bilmiyorum ama bu öğrendiklerimden sonra o şerefsizin ceza alması için elimden geleni yapacağım.

Gittikçe bu karanlık dünyaya adım adım yaklaştığımın da farkındayım ama artık dönemem.

Bakışlarımı ne zaman çantamın kordonuna dikmiş ve düşüncelere dalmıştım bilmiyorum sorularıma cevap almak beni biraz olsun rahatlaması için kafamı kaldırdım tekrar bakışlarım bana bakan o kısık gözleriyle karşılaştı sanki ne düşündüğümü çözmek ister gibi bakıyordu. Pekala,biraz toparlanıp tekrar konuşmaya başladım.

"Karşı tarafın güçlü olduğu da aşikar fakat anlamadığım böyle insanların dünyasında dava açmak değil çekip vurmak normal olan değil miydi?" fazla açık bir soru sormuş olabilirim haddim olmayarak biraz imalı da konuşuyorum vereceği tepki biraz gerilmeme sebep olsa da sordum .Kafamda ki sorunların ardı arkası kesilmiyor hepsine cevap bulmak için yanıp tutuşuyordum.

Yıldıza basmayı unutmayın canlar 🤗

Veto 100 ile başlayalım arkadaşlar
Güzel yorumlarınızı da bekliyorum.

AVUKAT HATUNUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum