🌸yirmi🌸

1.3K 197 258
                                    

Selamlar, nasılsınız? Nasıl gidiyor?

Bölümü okuduğunuz tarihi ve saati buraya bırakabilirsiniz.

Benim için yazması epey keyifli bir bölüm oldu, tamamlamak için vakit bulamadım pek ama olsun, sonunda bitti.

Umarım siz de okurken benim aldığım kadar keyif alırsınız. Öptüm hepinizi.

İyi okumalar!

🌸

Bay Hwang Hyunjin ile görüşme nasıl geçmişti ikisi de emin değildi bundan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bay Hwang Hyunjin ile görüşme nasıl geçmişti ikisi de emin değildi bundan. Bir araya gelmelerinin sebebi işti en başında, fakat o gün, daha ayaklarının tozuyla buluşmalarının sebebi yalnızca tanışmaktı. İş konuşulmayacaktı ve öyle de olmuştu da, Hwang Hyunjin, her ikisine de attığı davetkar bakışlarıyla onlara yalnızca ismiyle seslenmelerini söylemişti. Bu konularla alakalı ikisinin de bir meselesi yoktu. Ama ortada her ikisinin de meselesi vardı.

Hyunjin'nin yanından planladıklarından daha geç, Yoongi'nin rezervasyonları olduğunu söyleyerek kalkışlarına kadar düşündükleri süreyi biraz aşmışlardı. Bundan şikayetleri var mıydı her ikisi de emin değillerdi ancak Yoongi'nin sözleri kesinlikle ona ondan kurtulmak için bir bahane uydurmak değildi. Sahiden de rezervasyonları vardı ve Yoongi, bütün rezervasyon işlerini Seokjin'e yıkmış olsa da hepsini tek tek araştırmış, planlamış ve en sonunda mükemmel, romantik bir Paris kaçamağı hazırlamıştı.

"Demek," dedi Jimin Yoongi'nin başbaşa gezebilmeleri için kiraladığı, valenin biraz önce getirdiği arabaya doğru yürürken. "bütün hayranlarınla flörtleşiyorsun Min Yoongi." Jimin bir soru sormuyordu fakat Yoongi onun sesindeki o tekinsiz tınıyı duyabilmişti.

"Söyleyene bakın." dedi suratını asarak. "Korece konuşurken aksanını duyunca kızaran bendim sanki." Jimin aniden durarak kollarını göğsünde birbirine bağladı ve arabanın diğer yanındaki Yoongi'ye çatılı kaşlarının altından baktı.

"Sendin tabi." Başını hafifçe yana eğerken gözlerinden Yoongi'ye ne kadar gıcık olduğu okunabiliyordu. "Kulaklarına kadar kızardın Yoongi. Söylesene fetişin mi var yoksa?"

"Uydurma." dedi Yoongi arabanın kilitlerini açıp yolcu koltuğuna otururken. Biraz evvel Jimin elinden anahtarı kaptığından kaderine teslim olmuştu. Jimin de onun gibi şoför tarafının kilidini açtıktan sonra arabaya bindi ve kapıyı biraz sertçe kapattı. "Bir kere seni görünce beş yüz kere baştan aşağı süzdü. Utanmasa salyalarını akıtacaktı."

"Hyung," Jimin, sesini incelterek Hyunjin'in kötü bir taklidini yapmıştı. "Sana hyung diyebilirim değil mi Yoongi-shi? Ölmüş bitlerin güldü sana hyung diyince."

Yoongi keyifsizce suratını buruşturmaya çabaladı ama Jimin'in tatlı öfkesi dişlerini kamaştırdığından öfkeleniyormuş gibi bile yapamıyordu. Kıskanılmak da feci halde hoşuna gitmişti. O güne kadar sürekli Jimin'i birilerinden kıskanıp duran hep kendisi olmuştu. Jimin onun yıllardır hayranı olmasına karşın Yoongi'ye hiç kıskanç yüzünü göstermemişti. Yoongi'yi öyle bir almıştı ki avcunun içine pervane gibi peşinde dönmekten başka bir çare bırakmamıştı ona. Önce Jungkook vardı, Jimin'le açıktan açığa flört ediyor, Jimin'in onu reddetmesini umursamıyordu. Yoongi onların yakın arkadaş olduklarını öğrendiğinde bu kıskançlığını bir kenara bırakabileceğini sanmıştı ama ikisinin kafasının güzel olduğu bir akşam, üstelik de eğlenmek için gittikleri bir barın tuvaletinde Jimin'e sakso çektiğini öğrendiğinden beri Yoongi Jungkook'tan nefret ediyordu. Ve onu kısmanmayı hiçbir zaman bırakamayacaktı. Bir kere o Jimin'in en az kendisi kadar güzel olan penisini Yoongi'den önce tattığını düşündükçe delirecek gibi oluyordu. Sonra da neydi o Jimin hyung diye dolaşan oğlan, Yoongi ona da gıcık oluyordu. Jimin'e içinin gittiğini anlamamak için kör olmak gerekirdi. Bir de Ji-hoon vardı tabi. Yoongi ondan Jungkook'tan bile çok nefret ediyordu. Jimin çiçeklerinden kurtulacakmış. Hah. Ancak rüyasında görürdü. Düşündüğünde bile Yoongi'nin tüyleri diken diken oluyordu. "Kavga mı edeceğiz şuan?"

another cinderella story|yoonminWhere stories live. Discover now