🌸dört🌸

2K 382 330
                                    

Selamlar, nasılsınız? Nasıl gidiyor?

Bölümü okuduğunuz tarihi ve saati buraya bırakınız. 

Öyle bir yoğunluğun içerisindeyim ki hiçbir şeye yetişemiyorum inanın, bu yüzden dün gece geleceğini söylediğim herhalde bir türlü bitmedi kendisi. Bunca yoğunluğun içerisinde yorumlarınızı görmek beni çok mutlu edecek inanın.

Bu bölüm +160 oy ve güzel bir yorum sayısına ulaştığında yeni bölüm gelecek.

Umarım keyifle okursunuz efenim, gelecek bölüm görüşmek üzere.

🌸

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🌸

Acaba tırnaklarını mı yaptırmalıydı? Belki şu renkli tırnaklardan yaptırmış olsaydı serçe parmağı bu kadar komik durmazdı. Saçları, saçları ne durumdaydı? Bütün gün koşturup durduklarından saçları birbirine girmiş, açık havada çekim yaptıklarından kirlenmiş olmalılardı. Acaba karavanlardan birinde gizlice saçını yıkamalı mıydı? Belki de makyözün yanına gidip onu daha canlı göstermesi için yüzüne birkaç bir şey sürmesini isteyebilirdi.

Min Yoongi ile sözleştikleri saate geldiklerinde Jimin'in hazır olup olmadığına dair birçok şüphesi bulunuyordu. Kıyafeti yeterince özenli değildi, sabah çıkarken eline birbiriyle uyumlu ilk geçen şeyleri giymişti. Bu şüphelerini Min Yoongi'nin ilk geldiği seferde ona attığı flörtöz bakışların da giderebildiği pek söylenemezdi. Böyle bir fırsat insanın ayağına bir kere gelirdi ve Jimin bunu en iyi haliyle karşılamak istiyordu.

Göğsünün içinde atan kalbi heyecandan ritmini şaşırıp duruyordu sanki, Jimin'in nefesini zora sokuyordu. Min Yoongi'yle buluşacaktı tabi, ne olacaktı ki başka? Hissettiği bu sıkışıklığın anlamı bu olmalıydı, yüreğini büyütüyor, heyecanını içine sığdırmaya çalışıyordu.

Önemli bir meseleleri vardı konuşacak, Min Yoongi öyle söylemişti Jimin'e. İkisinin konuşması gereken mühim bir mesele vardı. Üstelik Min Yoongi Jimin'e neden gelmediğini de sormuştu. Jimin nereye gidecekti ki? Anlayamamıştı. Koskoca Min Yoongi onu g-

Gece yaşananlar, sabaha kadar etrafında türlü düşleri şekillendirip durduğu anlar geçti yine Jimin'in aklından, hızlı hızlı. Ne söylemişti? Min Yoongi onu davet etmişti de fark etmemiş miydi?

Ah, tabi ya!

Jimin öyle büyük bir öz güvenle Min Yoongi'ye imalarda bulunmuştu ki elbette konserden sonra onu beklemişti. Jimin nasıl gözden kaçırmıştı ki bunu? Adama "Dene beni." diyen kendisiyken Jimin nasıl bunu fark edememişti ki.

Jimin bu fırsatı bir kez kaçırmıştı ve şimdi eline ikinci bir fırsat geçmişti. İkinci bir fırsat kimsenin eline geçmezdi.

Her şey sorunsuz ilerlemeli, harika olmalıydı. Elindeki sahibi belirsiz sarı benekler umurunda değildi Jimin'in, eğer fularını çözmezse sorun olmazdı. Bu geceyi Min Yoongi ile geçirecekti, hiçbir güç buna engel olamazdı.

another cinderella story|yoonminWhere stories live. Discover now