Bölüm 17

1.4K 157 52
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

Sasha, çadırdan çıktığında Lotus hala uyumaya devam ediyordu. Onu bu şekilde yalnız bırakmak içinden pek gelmiyor olsa bile neler olup bittiğini tam olarak öğrenmesi gerekiyordu. Onu biraz fazla yormuş olduğu için genç kadın bir süre daha uyuyacaktı muhtemelen. Bedeni alışık olmadığı aktivitelerin içine girmişti.

Etrafına bakındı ardından boynunu iki yana eğdi. Tam olarak eskisi gibi hissediyordu. Neredeyse hapsedildiği günkü gibi bedeni tamdı. Birkaç saat önceki halinden eser kalmamış gibiydi. Yine de duş alması gerekiyordu kesinlikle.

Havayı kokladı ve ağır adımlarla bu küçük yer altı köyünde ilerlemeye başladı. Çadır kentti bir nevi. İblislerin ellerinden kurtulanlar buraya sığınmışlardı. Ancak gördüğü kadarıyla her biri ağır yaralı ya da bitik durumdaydılar. Hiç de savaşabilecek durumda gibi görünmüyordu hiçbiri.

Dikkatli bir şekilde toraktan oyma ufak tepeye doğru gitti. Aradığı kişi orada oturuyordu. Üzerine bir pelerin geçirmişti ve dalgın bir şekilde oturduğu yerden çadır köye bakıyordu. Sasha'yı gördüğünde gözlerinden bir parıltı geçti ve hızla ayağa kalktı.

Jace hiçbir şey söylemeden ona doğru geldi ve sımsıkı sarıldı. Sasha, buna karşılık elinde olmadan gülümsedi ve o da karşılık verdi. Birinin tenini hissetmek, sıcak bir bedene dokunmak, canlı olan bir ete biraz yabancılaştığı bir histi ama tanıdıktı.

Jace geri çekilip ona baktı ve saygıyla başını eğdi. "Aramıza hoş geldin" derken yaşadığı duyguların arasında kaybolmuş gibiydi. Gözleri dolmuştu.

Bunca zaman boyunca o bir hapisteydi. Toprağın altındaydı ve kafasının içindeki tuhaf seslerle delirme raddesine gelmişti ama onların neler yaşadıklarını tahmin bile edemiyordu. "Uzun zaman oldu, dostum" dedi. "Ben yokken burada iyi işler çıkarmışsın"

Yapması gerektiğinin yarısını bile yapamamıştı. Jace'in gözleri çadırların üzerinde gezindi ardından gerisin geri oturup sırtını duvara yasladı. "Sen yokken en çok Lotus acı çekti" dedi en sonunda. "Onu korumaktan çok uzaktık. Demarco ve diğerleri ona eziyet edip durdu. Ama o hiç yılmadı"

Hiç de tanıdığı o masum ve çekingen peri gibi değildi. Onun yanına geçip oturdu. Açıkçası onun bu kadar dirayetli olmasından çok mutluydu. Lotus, onun hayatının anlamıydı. Başını eğip bir süre durdu. "Hayal meyal hatırlıyorum" diye mırıldandı en sonunda. "Beni hapisten kurtarmıştın ve ben gözümü burada açtım. İçimde bildiğim tek şey hissettiğim boşluk duygusuydu. Bunun nedeninin ne olduğunu biliyorum. Uyandığımda onu bulmak istiyordum ama ne olduğunu bilmiyordum aradığım şeyin." Başını çevirip ona baktı. "Ama şunu biliyorum ki o, senin sayende dayanabildi. Eminim ona gerektiği kadar destek olmuşsundur"

Onun desteği olmasaydı asıl bu yer altı kendi kurulamazdı. Jace, bir askerdi, kral değildi. Ona belli bir amaç verilirdi ve o da savaşırdı. Lotus, ona belli bir amaç vermişti. Sasha'yı bul ve geri kalanlarını kurtar...

Eğer o bunu yapmamış olsaydı ne iblisler ne de Demarco onu öldürebilirdi. Sürüsüzdü, amaçsızdı ve saklanarak yaşıyordu. Bütün bunlar kendisini öldürmesi için yeterde artardı bile. Başını kaldırıp tavana baktı. Burada gökyüzünü görmek mümkün değildi. Hoş gerçi dışarıda da görmek pek mümkün değildi. "Magnus ve Yvette onu onaylıyorlardı" dedi en sonunda.

Anne ve babasının adları Sasha'nın ağzında metalik nahoş bir tat bıraktı. Gözünü açtığında hatırladığı ilk anı Yvette'nin cansız bedeninin kollarında yattığı andı.

ASLAN KRALWhere stories live. Discover now