Bölüm 7

1.4K 219 56
                                    


YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Ve böylelikle Birleşmiş Krallık denilen bu kayıp ülke kurulmuş oldu. Bağnaz bir perinin hayatı boyunca dinlediği sözlerin beynini yıkaması sonucu binlerce yıl önce hapsedilmiş iblisleri kafeslerinden çıkararak. O iblisler ki barış içinde yaşayan halkları kırıp geçirdiler ve artı kalan bir avuç yaratığa hükmediyorlar.

Bazen ormanın dışına çıkıyorlar ve böylece daha fazla esirle beraber geri dönüyorlar. Demarco'nun, yani iblis kral bir şeylerin peşinde olduğunu biliyorum. Kendisi için açılan madenlerde çalışmaya zorluyordu. Bunun bir tür iblis yaratmak için olduğunu çok sonra öğrendim.

Bu toprakların altında binlerce yıl önce yaşanan savaşta öldürülmüş binlerce iblisin ve onlarla savaşan yaratıkların cesetleri vardı. Artık yok olmaya yüz tutmuş olan kemikleri toplayıp onlara yeniden hayat veriyordu. Böylece ordusu günden güne daha da büyüyordu.

Bir diğer madenler ise silahlar içindi. Güçlü karanlık büyülerle bezeli silahlar içindi. Bir önceki seferde yaptığı hataların hiçbirini tekrarlamamaya kararlıydı. Demarco, bu konuda çok sağlam adımlar atıyordu.

Herhalde ilk adımı bakire bir peri kızını tutsak etmek olmuştu. Bu onun için çok önemliydi. Eğer bekaretimi bozabilirse o zaman ona sağlanacak olan gücü istiyordu. Ancak bunu bir perinin kendi isteğiyle vermesi gerekiyordu aksi halde Demarco mahvolurdu.

Elbette ki buna asla izin veremem. Demarco bir gün ona izin vereceğim düşüncesiyle beni burada tutmaya devam ediyor. Kraliçesi olarak tanıttığı kadının aslında bütün o esirlerin içinde en değerli olanı ama yine de bir esirden farkı yok.

Bazen bütün bunlara neden katlandığımı sorup duruyorum sürekli. Sonra bir kere daha yalnızca bir kere görebildiğim o kadın aklıma geliyor. Yvette'den gerçekten çok etkilenmiştim. Ufak tefek ve bir o kadar da gücünün farkında olan bir kadın gibi görünmüştü bana.

Ne zaman pes etmeye yaklaşsam onun sözlerini düşünüyorum. Bana söylediği gibi güçlü olmaya çalışıyorum. Böylece ardımda kalanlara yardım edeceğimi umut ediyorum en azından. Çünkü hayatta kalanların yardımıma ihtiyacı olduğunu biliyorum.

Eskiden bulunduğum bu küçük odanın benim için bir hapishane olduğunu düşünürdüm. Buradan kaçmak ve o minik gölde azıcık olsun özgür olduğumu hissetmek beni ayakta tutardı. O zamanlarda yıldızlara bakmanın büyük bir keyfi vardı. Artık onları görmek mümkün değildi...

Gökyüzünü daimî olarak karanlık bulutlar kapatıyordu. Çünkü iblisler güneş ışıklarından hoşlanmazlardı. Güneş çok nadir olarak arada sırada varlığını hissedebileceğimiz zayıf bir huzme gibi ortaya çıkıyor ve ardından hemen kayboluyordu.

Bazen bu da umutlanmama neden oluyordu. Çünkü arada bir görünen ışık huzmeleri her şeyin yolunda gideceği hissini veriyor bana. Bir gün karanlığı yok edebilirmişim gibi. Sonuçta güneş hep orada ama sadece biz göremiyoruz.

Bir de tabi ki Sasha var...

Onu merak ettiğinizi biliyorum. Bende merak ediyorum. Bunca zaman sonunda bile âşık olduğum adamı hiç unutmadım. Her anım ve her dakikam onu özlemekle geçiyor. Elimde ona ait en ufak bir hatıra bile yok. Yalnızca anılardan ibaret...

Tek bildiğim Sasha'nın hayatta olduğu. Demarco beni kontrol etmek için onu hayatta tutuyor. Bir kafesin içinde bağlı olarak, hapsedilmiş bir şekilde. Nerede olduğu konusunda en ufak bir fikrim bile yok ve onu aramak için dışarı çıkamıyorum. Çünkü eğer Sasha serbest kalırsa Demarco'nun benim üzerimde çok az etkisi kalacağını biliyor.

ASLAN KRALWhere stories live. Discover now