Bölüm 11

1.1K 195 54
                                    

YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... 50 YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Maxima onun yalnız dönmesini beklememişti. Bunca zamandır Kralı bekleyen perinin de koşa koşa onunla geleceğinden emindi. Ancak Jace yalnızdı. "Lotus nerede?"

"Demarco uyanmış" derken erkeğin sesi yorgun çıkmıştı. Genç kadından elbiselerini aldı ve giyinmeye başladı. "Peki, Sasha?"

O kısım bir sorunluydu açıkçası. Zincirleri kesmeyi başarmışlardı ancak Sasha demirlere yaklaşmalarına izin vermiyordu. Dahası çok öfkeliydi ve karşısındakilerin kim olduğunu bilmediği belliydi. Dönüşmeye ve insan olmaya da yanaşmamıştı.

Genç kadın alt dudağını ısırınca Jace kaşlarını kaldırdı. Çok nadiren endişeli görünürdü. "Ne oldu?"

"Sasha" dedi Maxima ama tam o anda çadırın kapısı açıldı ve Rhys içeri girdi. Her ikisi de dönüp ona baktı. "Sasha" dedi Rhys. "Kafesini kırdı ve şu anda ormana doğru gidiyor"

Dışarıda onu arayan binlerce iblis vardı ve Demarco onu öldürme emri vermişti. Jace bu sefer kıyafetleri çıkarmakla uğraşamazdı. Hızla çadırın dışına doğru atıldı ve devasa aslan dört ayak üzerine düştü. Rhys'ın bembeyaz tüylerle bezeli aslanı hemen yanındaydı.

Maxima, hızla aslanlardan birinin sırtına bindi ve her üçü de asi şehrinin dışına doğru koşmaya başladı. Koku alma duyuları sayesinde krallarının yerini bulmak konusunda zorlanmamışlardı. Birkaç dakika içinde diğerlerinden daha büyük olan aslan ortaya çıkmıştı.

Zayıftı ve kemikleri görülebiliyordu. Toprakta bunca zaman kalmış olan tüylerinde artık parlaklıktan eser kalmamıştı. Üstelik uzun zamandır kullanmadığı bacakları da onu taşıma konusunda yetersiz kalıyordu ve yalpalıyordu.

İki aslanda krallarının önüne geçtiklerinde Maxima aşağı inip geri çekildi. Sasha, zayıf olabilirdi ama hala kraldı. Karşısındakiler başlarını öne eğerek saygılarını gösterdiğinde kükremekten vazgeçti. Genç kadın başını çevirip endişeli bir şekilde tünelin sonuna doğru baktı.

Doğru, Sasha hala kurtarılmıştı ama hala toprak altındaydı. İsyancı birliğini buraya kurmak onlara daha güvenilir gelmişti çünkü ama bir asırdır gömülü halde yaşayan kral için bu geçerli olamazdı. Sonunda özgürlüğünü eline almıştı ve hala toprak altındaydı.

Maxima bir süre durdu. Bununla ilgili yapabileceği bir şey var mıydı onu bile bilmiyordu? Birinin beynini düzeltmek onun uzmanlık alanı değildi. Daha kötüye de götürebilirdi. Şu durumda onu iyileştirirse Sasha onlara saldırabilir ve kaçmak için uğraşabilirdi.

Geri doğru birkaç adım daha attı. Ancak aslanın dikkatini çekmişti. Herkesi ve her şeyi tehdit olarak gördüğü için şu anda durumu çok dengesizdi. Maxima'ya doğru kükremeye başladı ve ona doğru adım attığında iki aslan da önüne geçti ve en sonunda Jace dönüşerek insan halini aldı.

Bir elini cadıya doğru uzattı ve gözlerini aslanın gözlerinden ayırmadan yavaşça bedenini aşağı eğdi. Aynı şeyi yapması için Maxima'ya da yol gösteriyordu. Genç kadın, onu takip edip aşağı doğru eğildi. "Kral'a söyle" dedi Jace oldukça duyulabilir bir sesle. "Bizden ona zarar gelmez. Ondan da bize gelmesin"

Ah, bunu unutmuştu kesinlikle. Lotus ve Jace arada sırada birbirleriyle bu şekilde konuşmaya devam etmişlerdi hep. Aslan krala güvenilirliğini bildirip ondan da aynı şekilde güvence istiyorlardı. Magnus ve Yvette savaşta bile bunu dile getirenleri öldürmeme emri vermişti.

ASLAN KRALNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ