Bölüm 1: Yine yanlızlık

63 20 67
                                    

Selam!!! Yeni bölüm yayında. İyi okumalar ya da krizler mi demeliyim. Ona siz karar verin neyse.

"Baktım sana kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim, kısacası artık ben sana "hiçbir şey" değilim..."

~Cemal Süreya


Havaalanına geldim. Hızlıca uçağa binmek için pasaportumu çıkardım. Neden bilmiyorum ama içimde değişik bir his vardı.

Uçağa bindiğimde çantama koyduğum kulaklıkları çıkardım. Ve şarkı dinledim. İzmir'den İtalya'ya kaç saat sürdüğünü bilmiyordum. O yüzden oraya yetişene kadar uyumayı tercih ettim.

Gözlerimi açtığımda uçakta kimse yoktu. Tedirginlik ile etrafı konturol ettim. Pencereye baktım, hala yukarıdaydım. Hızlıca ayağa kalktım. Gerçekten hiçkimse yoktu. Bir anda karşıma hostes kıyafetli bir kadın çıktı korkuyla geriye sendelendim.

"Sen de kimsin?" Korktuğumu belli etmemeye çalışıyordum. "Ve herkes nerede?"

"Zarfı almışsın demek Ada." dedi otuzlu yaşlarının başında görünen kadın.

"O mesajı yollayan sen miydin?" diye sordum. Bu kadın beni nereden tanıyordu? Ve asıl soru az önce herkesin olduğu uçak neden şimdi bomboştu?

"Evet," benim gözlerime benzeyen açık yeşil gözleri etrafta döndü. "İkinci soruna gelirsek..." Elini havaya kaldırdı ve baş ve orta parmağını bir birine değdirerek şıklattı.

Ne, ne ve ne!? Herkes gelmişti. Şaka mıydı bu gerçekten rüya mı görüyordum. Kadın bana doğru döndü. "Şaka da değil rüya da."

Şaşkınlıkla kadına baktım. Düşüncelerimi nasıl duymuştu? Yoksa sesli mi konuşmuştum? Kafayı yiyorum galiba...

Parmağını bir daha şıklattı. Herkes tekrardan gitti. "Sesli konuşmadın." dedikleri karşısında ağzım bir karış açılırken onun dudakları yukarı doğru kıvrıldı. "Babanı çok mü özledin, annesinin güzel Mira'sı?"

Derin nefes aldım. Gözlerimi kapatıp tekrardan açtım. Gerçekten de rüya değildi."Babamı nereden biliyorsun?"

Bana doğru yaklaşırken konuştu: "Aslında beni nerdeyse seni tanıyan herkes tanıyor sen de dahil." Gözleri kısılırken tam önümde durdu. "Ama kimse beni bilmiyor."

Aklım hiçbir şeyi algılayamıyordu. "Babam nerede peki?"

"Baban iyi değil. Deden onu başkası ile evlendirecek bugün." Kadının dedikleri ile tökezledim. Nefes borusuna bir şey kaçmış gibi öksürmeye başladım. Yanımdaki koltuğa tutundum. Kadın yanıma geldi. "Sana bu yüzden mesaj attım." Dedi. Kolumu tuttu ve koltuğa oturdu beni. "Belki seni görünce aklına gelir anıları."

"Deden hep kötü biriydi..." kadının gözleri sanki bir şey hatırlamaya çalışır gibiydi. "Emir'in asla Nalan ile evlenmesini istemedi. Oğlu ünlü bir piyanisti kız ise normal lise öğrencisi." Öksürmem durmuş kadını dinliyordum. Karşımdaki olağanüstü olaya alışmaya çalışıyordum. Kadın önümdeki koltuğa yan oturdu. "Anneni bir şekilde kabul edebilirdi deden: Opera sanatçısı olursa."

"Ve annen bunu kabul etti." Buna şaşırmıştım. Annemin sesi güzel olduğunu hatırlamıyordum. Aslında hiç şarkı söylediğini hatırlamıyordum.

"Annem bir opera sanatçısı mıydı?"

"Bir zamana kadar," dedi sanki canını sıkan bir şey vardı. "Annen on sekizli yaşlarındayken bir kaza geçirdi." Bu bilgileri bilmiyordum. Ya kadın yalan söylüyordu ya da annem bana olanları anlatmamıştı. "Ses tellerine zarar geldiği için artık şarkı söyleyemiyordu."

Belki DeWhere stories live. Discover now