49- Biten Acılar

Start from the beginning
                                    

"Kapa gözünü abi."

Başımı salladım, tam gözlerimi yumucakken bakışlarım anlık Güngör'e kaydı.

Kollarını iki yana doğru açıp oturduğu koltuğun baş kısmına koydu ve gevşekçe gülerken göz kırpıp dudaklarını sessizce oynattı.

"Dım dım dım aşıksın."

...

Koridordan dönüp asansöre doğru adımladım. Adımlarım hızlıydı, ellerimi devamlı yumruk yapıp açıyordum.

Kontrol edemediğim bir heyecan vardı içimde ve Affan'a yaklaştıkça daha da çoğalıyordu. Asansöre bindim.

Ona, onu sevdiğimi söylemiştim.

Ve şimdi onu görmeye gidiyordum.

Affan itirafımı duyduğu an put gibi donup kalmıştı. Ben ise saklanma dürtüsüyle, sanki ondan saklanmıyormuşum gibi yüzümü boynuna gizlemiştim.

Sessiz ve hareketsiz geçen bir kaç dakikanın sonunda dayanamayıp yüzüne bakacakken bir anda kapı açılmış ve içeri doluşan doktorlar yüzünden hızlıca ondan uzaklaşmıştım.

Tepkisini görmek için yüzüne bakmak istemiştim ama bir türlü cesaret edememiştim.

Koca bir ülkeye meydan okuyacak cesarete sahip, büyük bir adamdım ben ama onun gözlerine bakmak söz konusu olduğunda küçük bir çocuktum ben...

Zaten sonrasında bütün doktorlar etrafını sarıp görüş açımı kapattı ve müdehalelere başladı.

Onlar Affan'la ilgilenirken hemşirelerden birisi bana yaklaşıp çekingen bir şekilde 'Ziko bey dilerseniz önce bir duş alın, sonrasında elinize pansuman yapalım.' Derken kanlı ellerime ve dağılmış kıyafetlerime bakmıştı.

Ancak o bakınca üzerimdeki harabe görüntünün farkına varmıştım.

Ama yinede gitmek istemememiş ve Affan'a kaymıştı gözüm. Hemşire bakışımı takip edince anlamış gibi yine çekingen bir ifadeyle gülümsedi ve ikna olacağım o cümleyi kurdu.

'Affan beyin yaraları sebebiyle steril bir ortama sahip olması gerek, elinizdeki kanlar dışında, üstünüzdeki tozlar bile onun için tehlike arz ediyor. Dediğim gibi, yanlış anlamayın lütfen ama temizlenirseniz daha sağlıklı olur.'

Dediklerinden sonra bir saniye bile beklemeden odadan çıkmıştım zaten. Sonrasında hızlıca duşa girmiş ve tenimi neredeyse kazıyarak yıkamıştım, temiz olması için.

Ellerime pansuman yapılırken devamlı dizimi sallamam ve 10 saniyede bir sabırsızca 'ne zaman bitiyor bu?' Diye sormam herkesin bıyık altından gülmesine sebep olmuştu.

İnsanların bu hallerimi görmesi rahatsız ediciydi, asansörün kapısı açılınca umursamazca omuz silkip hızlıca Affan'ın odasına yöneldim. Koruma ordusunun önünden geçip kapısının önüne geldiğimde kalp atışlarım iyice hızlandı.

Heyecanım içeri girmeme engel olacak kadar fazlaydı ama onu görme isteğim ve özlemim çok daha fazlaydı.

Bu yüzden terleyen avucumla kapıyı açıp içeri girdim.

ZİKO (bxb)Where stories live. Discover now