35 ❄️ Güzelim

Start from the beginning
                                    

Heyecanla yerimde kıpırdanırken gözlerim küçük pencereye gitti. Perdesi pembe ve şirindi. Başımı Muhammet Çağlar'a çevirdim gülümseyerek. Gülen yüzünü bana çevirdi.

"Ne kadar kalacağız burada?"

"İstediğin kadar." deyip yanağımdan öptü büyükçe. İstediğim kadar mı?

"Senin iznin ne zaman bitiyordu ki?"

"Çıkmaz ayın son çarşambası." deyip diğer yanağımdan da öptüğünde yerimde kıpırdandım. Başımı göğsüne yaslayıp kollarını sardı bedenime. Hiçbir şey umrunda değil gibiydi. Bana olan sevgisini derinden hissetmek yüreğimi okşuyordu ama devam eden hayat düzeni kafamı kurcalıyordu işte.

Hem hep de benimle ilgilenemez ya? Çok da yoruluyor. En azından izninin son günlerinde güzel bakmalıyım ona. Onun karısıyım, sorumluluğum var benim. Evet yapmalıyım.

"Sana yemek yapayım mı? Ne yemek yemek istersin?" deyip başımı kaldırdım. Kapalı olan gözlerini aralayıp gözlerime baktı. Dudaklarına bulaşan gülümseme ile çok hoş duruyordu.

"Çorba içelim. Tarhana çorbası."

Gülümsedim. Yanağına uzanıp öptüğümde muzip sesini duydum.

"Kar yağıyor."

Dudaklarımı yanağından ayırdığımda başımı çevirdim hemen. Pembe şirin perdeden az da olsa gözüküyordu. Heyecanla yerimde kıpırdanırken Çağlar'ın kucağında buldum kendimi. Elimi boynuna sardığımda gülüyordu. Yataktan indi. Beni taşımaktan sağlığına bir şey olacak diye korkuyorum. Sanki beş kiloluk çuvalmışım gibi taşıyor beni. Çok da zayıf bir kız da sayılmam.

Pencerenin önüne geldiğimizde beni kucağından indirdi. Yüzüm pencereye bakıyorken perdeyi araladım yavaşça. Ellerini karnımda hissettim. Ve biraz terlemişim. Arkamdan sarılıyordu. Çenesini sağ omzuma yasladığında dikkatimi dışarıya vermek istedim. Yanımda olması huzurlu hissettirirken canım yanıyordu. Ben ne zaman alışacağım, bilmiyorum.

Aralık bıraktığım perdeden gözlerimi dışarıya diktim. Beyaz karlar çok güzel yağıyordu. Onlara dokunmak istedim. Benim bir kar tanem var. Her mevsim yanımda olmasını istediğim.

Elimi karnımdaki ellerine sardım. Kokumu içine çekerek öptü omzumdan. Her hareketi heyecanlandırıyordu sanki beni. Bir eli karnımdan belime doğru hareketlenirken sesini duydum.

"Sıcaktan terlemişsin." deyip atletimi yukarı doğru sıyırdı. Üzerimde kazak yoktu zaten. Soba yanıyorken kazakla durmam bunaltırdı beni. Önüme döndüğümde kolları bana sarılı duruyordu hâlâ. Bir çırpıda atletimi çıkardı. Beni yatağa oturttu sonra. Temiz bir aletle yanıma geldiğinde başımdan geçirdi hemen. Atleti giydirirken ben de elimden geldiğince yardım ediyordum. Üstüm atletle örtülürken başımı kaldırabildim.

"Hiç tişört koymamışsın bavuluna güzelim."

Uzun kollu kıyafetler giymek istiyorum.

"İnce bluz vardı siyah. O terletmez beni. Üst taraflara koymuştum." dediğimde yanımdan ayrıldı. Bavuluma bakıyordu. Siyah bluzu eline aldığında onayladım onu. Sonra bavulun içine koydu ve kapağını kapattı. Bu hareketi beni şaşırtırken kendi bavulunu açtı. İnce beyaz tişörtüyle yanıma geldi.

"O tişört kocaman." dedim umursamaz görünerek. Tişörtü başımdan geçirdi. Kokusu burnuma dolarken kendimi iyi hissettim. Biraz büyük gelmişti bana. Omuzlarımı açık bırakıyordu. Sağ tarafım da kapanmadı.

"Vallahi çok güzel oldu." dediğinde ciddi misin bakışı attım. Elbise niyetine giyerim bunu.

"Güzelim benim." deyip birden beni öptüğünde şaşkınlıkla gözlerim aralandı. Kollarını belime sardı sonra. Kalbim çok sert çarpıyor. Elim boynuna uzanırken göz göze geldik. İçimden geçeni söyledim.

Kar TanemWhere stories live. Discover now