2.6

3K 250 44
                                    

" Hayır Jungkook unu o kadar koymayacaktık uf ya mahvoldu işte. " hayal kırıklığına uğramış bir şekilde suratıma baktığında kendime sövmeye başlamıştım. Kurabiyenin mahvolması umrumda değildi de Taehyung üzülmüştü biraz.

" Özür dilerim bebeğim. " temiz bir kaşıkla içine koyduğum fazla unu almaya çalışıyordu.

" Ben sana karışma demiştim ki neden dinlemiyorsun? " diye söylenirken fazla unu çöp kutusunda döktü.

" Yardım etmek istemiştim. " sesimi biraz daha üzgün çıkartmıştım bilerek. Hızlıca bana dönüp büzdüğüm dudaklarıma baktı. Tanrım, neden bebekleşiyordum ben?

" Olsun Jungkook bak zaten kurtardım üzülme sakın. " elindeki kabı bana gösterdiğinde kafamı salladım. Hâlâ rol yapmaya devam ediyordum.

" Benim hatam işte. " olumsuzca kafasını sallayıp kabı tezgaha koyduktan sonra yanıma geldi.

" İlk defa kurabiye yapıyorsun sonuçta, mesela bende yemek yapamıyorum ama sen yapabiliyorsun. Muhtemelen yemek yapıyor olsaydık ben yanlış bir şeyler yapacaktım. "

" Öyle mi diyorsun yani? " ellerini omzuma koyup yanağımı öptü.

" Hıhım. Hadi şimdi şekil vereceğiz kurabiyelere. " arkasını dönüp tekrar tezgaha yöneldiğinde istemsizce gülümsedim.

Bende yanına yaklaşarak yoğurduğu kurabiye hamurunu temiz tezgaha yaymasını izledim.

" Kalpli şekilde yapacağım. " arkasından beline sarılıp kafamı omzuna koydum.

" Belki bende becerebilirim. " kıkırdadı.

" Zaten şekil var, sadece hamura bastıracağız. "
nazikçe kollarımı belinden çekip buzdolabının yanındaki çekmeceden şekilleri çıkarttı.

" Hadi ilk sen yap. " diyerek bana uzattığında dikkatli bir şekilde hamura bastırdım. Gayet güzel olmuştu.

" Mükemmel yaptın. " elimdeki şekli alıp kendisi yapmaya başlamıştı. Daha sonra da tepsiye dizdiğimiz kurabiyeleri fırına atmıştık.

Birlikte hızlıca tezgahı da toplayarak oturma odasına geçtik.

" Kurabiyeler pişene kadar oyun oynayalım
mı? " kaşlarımı çatarak suratına bakarken koltuklara yerleştik.

" Ne oynayacakmışız bakalım? " kolumdan tutunup bana biraz daha yaklaştı.

" İtiraf oyunu oynayalım. Birbirimize sorular soralım işte. " çok güzel fikirdi.

" Tamam başla bakalım. " gülümseyerek biraz düşündü.

" Ben bu eve ilk geldiğimde benim hakkımda ne düşündün. İyi veya kötü ne düşündüysen onu söyle tamam mı? " o gün gözümün önünde canlanmıştı resmen.

Random bir günde getirmişti Jihoon hyung, Taehyung'u. O kadar beklemiyordum ki, aslında bana bu konudan hep bahsediyordu ama ben yapacağını düşünmüyordum.

Ben yine oturma odasında uzanmış bir şekilde televizyon izliyordum. İçeri giren yabancı çocukla kalbimin güm güm attığını hatırlıyordum. Ama bunun sebebi tamamen meraktandı. Gerçekten Jihoon hyung bunu yapmış mıydı yani?

" İçeri girdin, önce suratını inceledim. Çok korkmuş görünüyordun. Tatlı bir suratın vardı ve inkar edemeyeceğim bir şekilde güzeldin. Bense biraz kötü hissetmiştim, çünkü neden orda olduğunu biliyordum. Ve o sıra içimden geçen tek şey ne kadar tatlı olursa olsun ona karşı iyi olmayacağımdı. Ama sonuç belli işte. "
Taehyung kıkırdayıp hafifçe koluma vurdu.

" Beni o kadar incelemiştin ki biraz korkmuştum açıkçası. Ve bakışlarından anlaşılıyordu beni beğendiğin. " ani bir haraketle eğilip boynundan öptüğümde kafasıyla boynunu kapatmaya çalıştı.

" O zaman ben soruyorum şimdi. Benden ne zaman hoşlanmaya başladın? "

" Spesifik bir zaman yok ki sadece kendime itiraf ettiğim gün senin bana ilk nasılsın yazdığın gündü. Çünkü ilk defa beni merak etmiştin ve bu beni çok heyecanlandırmıştı. "
yani o zamandan beri benden hoşlandığını biliyor muydu?

Ona sürekli aptalsın, yapamıyorsun, anlayamıyorsun derken asıl aptalın ben olduğumu anlamam zor olmamıştı.

" Ben çok daha geç anladım. Neyse geç olsun güç olmasın bebeğim. " kendimi avutuyordum resmen.

" Peki sen neden beni o gün aniden öptün? "
o anki durum o kadar karışıktı ki şimdi ki aklım olsa çekinirdim ve muhtemelen yapamazdım.

" Kendimden sıkılmıştım, bir şey yapmam gerekiyordu ve ayrıca elini benim yüzümden kesmiştin yani sinirden mantıklı düşünemiyordum. Sen eline yarabandı yaptıştırmaya çalışırken o kadar öpülesi gözükmüştün ki, öptüm bende. Ayrıca yaranı da ben sarmak istedim. "

" Jungkook alt tarafı elime yarabandı yapıştırıyordum nasıl öpülesi gözükebilirim? "
keşke kendini benim gözümden görebilseydi.

" Seni öptüğümde ne hissettin? " gözlerini kırpıştırdı hemen sanırım ikimizinde gözünün önünde o anlar belirmişti.

" Ben.. ben çok heyecanlandım. Bi ara düşecektim zaten fark etmişsindir. Daha önce hiç yaşamadığımdan ne yapacağımı da bilmiyordum. O an bunu düşünmedim ama sonrasında kendimi biraz kötü hissettim. Ya beceremediysem diye. " güldüm.

" Bir bakayım. " eğilip alt dudağını kavradığımda bana ayak uydurmuş öpüşüme gayet iyi karşılık vermişti.

" Gayette beceriyorsun, o günde iyiydin. Bu konuda böyle hissetmeni istemiyorum. "

" Pekala... " bir süre göz teması kuramayacağını biliyordum çünkü utanıyordu.

" Daha önce kaç ilişkin oldu? " sonunda gözlerime bakmıştı.

" Sevgilim hiç olmadı ama konuştuğum insanlar oldu. Sayısını da bilmiyorum çokta umrumda da değil. " dudaklarını birbirine bastırdı. Sonra kaşları çatılmıştı bir süre. Ne düşünüyordu merak ediyordum.

" Ne oldu? Ne düşünüyorsun? " omuz silkti.

" Kurabiyelere bakalım. " hızlıca ayaklandığında bende arkasından gitmiştim.

" Biraz daha oyalansaydık yanabilirlerdi. " önce fırını kapatmış daha sonrasında eline giydiği eldivenle tepsiye uzanmıştı ama hemen durdurdum.

" Ben yapayım zarar görmeni istemiyorum. "
yutkunarak geri çekildiğinde eldiveni alarak tepsiyi çıkarttım. Güzel görünüyorlardı.

" Güya ben sana yapacaktım ama o kadar çok yardım ettin ki beraber yapmış olduk. Oysa sadece ben, senin için yapmak istemiştim. "

" Ben erken geldiğim için öyle oldu ayrıca beraber yaptık daha iyi olmadı mı işte. "
dolaptan bir tabak aldığında tepsiye eğilip dudaklarını büzerek üfledi.

" Öyle diyorsan... " tabağa bir tane kurabiye koyup hemen elini çekti.

" Taehyung soğusun biraz elini yakacaksın. "
tabağı elinden alıp tezgaha koydum.

" Çok düşünüyorsun beni. " yanaklarını sıkıştırıp burnundan öptüm.

" Balımı düşünmek benim görevim. "

Günün geri kalanında kurabiyelerin soğumasını beklemiş, daha sonra yemiştik. Biraz film izlemiştik ama ben sürekli Taehyung'u rahatsız ettiğim için yarıda kesip biraz öpüşmüştük.

Her şey çok güzeldi, o gün orda kalmaya karar vermiştim.

Fakat günün sonu o kadar da iyi bitmemişti. Çünkü ne ben sinirime hakim olabilmiştim, ne de orada kalabilmiştim.


***

bu bolumu boyle bitirmem hakkinda

glow in the dark | taekookWhere stories live. Discover now