1.3

3.9K 350 36
                                    

bol bol yorum gelirse bir bolum daha atabilirim🙏🙏

iyi okumalarr

" Jungkook hazır mısın? " yatağımın üstündeki ceketi de alıp odamdan çıktığımda kapıdaki annemin yanına yürüdüm.

Minhea noona bizi yemeğe davet etmişti. Özellikle Jihoon hyungu arayıp Seokjin'in gittiğini öğrenince bende gitmeye karar vermiştim. Seokjin gideli iki gün olmuştu ama iki gündür Taehyung bana yazmamıştı. Okul dışında başka bir şey konuşmamıştık yani.

" Çıkalım hadi. " kolumu annemin omzuna attığımda sinirli bir şekilde mırıldanıp kolumdan kurtulmuştu.

" Arkadaşın mıyım oğlum ben
senin? " yanağından kocaman öpüp kıkırdadım.

" Öylesin tabii yanımda annem değil arkadaşım gibi duruyorsun. " ona böyle iltifatlar etmemi sevdiğini biliyordum. Çünkü babam öldüğünden beri bir yandan depresyonla baş ederken bir yandan çalışmak zorunda kalmıştı ve o da annemi çok çökertmişti. Neyse ki son bir yıldır daha toparlanmış, yüzüne renk gelmişti. 

" Teşekkür ederim annem. " eğilmem için işaret verdiğinde güldüm ve öpmesi için yanağımı uzattım.

Sonra evden çıkıp Jihoon hyunglara doğru yürümeye başlamıştık. Kapıyı çaldığımızda ise kapıyı Minhea noona açmıştı.

" Hoşgeldiniz! " neşeli bir şekilde bizi eve davet ederken gözlerim hemen Taehyung'u aramıştı.
Onun yerine Jihoon hyungu gördüğümde gülümseyip ona sarılmıştım.

" Taehyung nerde? " Jihoon hyung derin bir nefes alıp yüzüme baktı.

" Odasında. Bugün çok garip davranıyor. Okuldan gelir gelmez odasına kapandı. Çıkmadı hiç odasından. Sizin geleceğinizi söyledim ama yemeği odasında yemek istediğini söyledi. Ne yaparsam yapayım anlatmadı da. " kaşlarımı çatarken etrafıma bakındım. Bir şey mi olmuştu acaba?

" Ben çıkartırım şimdi onu hyung sıkıntı
etme. " omzumu patpatlamasıyla Taehyung'un odasına doğru yürüdüm. Kapıyı birkaç kez tıklatıp beklemeye başladım.

İçerden tıkırtı sesleri geldiğinde sandalyesinin sesini duymuştum. Sanırım sandelyesine oturmuştu.

" Gel. " kapıyı açıp içeri girdiğimde önce etrafı süzüp Taehyung'a döndüm.

Masasında oturmuş önünde de kitaplar vardı. Ders çalışıyordu ya da benim öyle sanmamı istiyordu.

" Neden gelmiyorsun yemeğe? " yatağına oturduğumda o da sandalyesini döndürüp bana baktı.

" Çok ödevim var yemek yerken yaparım diye düşündüm... " yalan söylediğini anlayabiliyordum.

" Ben geldiğimde yatağındaydın ama hemen masana geçtin. " kaşlarını çattı.

" Yalan söylemiyorum Jungkook. " o sırada gözlerine giren saçlarını gördüğümde onları düzeltme isteği oluşmuştu içimde.

" Yemeğini yiyip tekrar ödev yapmaya çıkabilirdin. Hem okuldan geldiğinden beri böyleymişsin. Bir şey olmadığına emin
misin? " daha fazla dayanamayıp ayağa kalktığımda Taehyung'a yaklaştım.

" Bir şeyim yok- " saçlarını kulağının arkasına atmamla kafasını yere indirdi. Ne olduğunu anlatamamıştım bile.

" Ne oluyor? " meraklı bir şekilde sorduğumda istemsizce kaşlarımı çattım.

" Hiç... " sandalyesini kendime çevirip bakmaya çalıştım ama eliyle yüzünü kapatıyordu.

" Elini çek. " sesim emreder gibi çıktığında dilim yanağımın içine baska yapıyordu. O ise beni duymamış gibi hâlâ aynı pozisyondaydı.

glow in the dark | taekookWhere stories live. Discover now