2.0

3.6K 366 130
                                    

" Formülleri ezberlemessen zorlanabilirsin o yüzden ezberlemeni tavsiye ederim. " kalemi kitabın üstüne bırakıp Taehyung'a döndüğümde bakışları masanın üstündeki su bardağındaydı. Dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir nefes aldım.

" Taehyung neden dinlemediğini anlayamıyorum. " hafif irkilip kısa bir süre göz göze geldiğimizde kafasını indirdi.

" Özür dilerim dalmışım. " bunu bir türlü aşamamamızı anlayamıyordum.

" Sürekli dalıyorsun zaten boşa anlatıyormuş gibi hissediyorum. " gerçekten bugün ekstra özenli davranmaya çalışmıştım. Aramız kötüydü, ikimizde gergindik bu yüzden sakin olmaya çalışmıştım. Ama o böyle beni dinlemedikçe sinirleniyordum.

" Anlık daldım zaten ne dediğini dinliyordum. "
kafamı sallayıp kitabı kapattım.

" Ne dedim en son? " yerinde rahatsızca kıpırdandı.

" Soruları anlayarak oku falan diyordun işte. "
yaklaşık yirmi dakika önce söylediğim cümleydi.

" Bugün ayrı bir dalgınsın. Bir saattir ders anlatmama rağmen elli beş dakikasında farklı şeyler düşündüğüne eminim. Böyle mi devam edeceğiz? Yoksa sen bir şeylere odaklanmak ister misin? " onu bu şekilde uyarmak, üzüldüğünü görmek istemiyordum ama gerçekten onu uyarmam gerekiyordu.

" Dersi sonra yapsak olur mu dedim. Kabul etmedin. " bunu neden yapmadığımı bende bilmiyordum. İstememiştim işte sonra yapmak falan.

" Sorun ne? " tamamen ona döndüğümde kafasını bana dönmüş çekingen bir şekilde bana bakıyordu. İçimde saçma sapan bir sızı, ellerimdeki karıncalanma hissiyle kaşlarımı çatarken ne olduğunu bilmiyordum.

" Bir şeyleri çözebildin mi? " yutkunup bir süre etrafı taradım. Bunu sormasını beklemiyordum.

" Bunun sırası değil bence. " sırtımı sandalyaye yaslayıp kollarımı birleştirdim. Bu saçma sapan hallerim sadece bir yere çıkıyordu ve bu kesinlikle olmaması gereken bir şeydi. Birkaç gündür her şeyden kaçmış, düşünmemek için elimden geleni yapmıştım.

" Ne zaman sırası o zaman? Seninle böyleyken anlattıklarına odaklanamıyorum. " sinirle güldüğümde tekrar ona döndüm.

" Bahanen bu mu yani? Sen sadece istemiyorsun, bilerek dinlemiyorsun. Çünkü hayatını düzeltmek umrunda değil. " gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

" Böyle mi düşünüyorsun gerçekten? " olumlu
anlamda kafamı salladım.

" Böyle düşünüyorum. " o da kafasını salladıktan sonra bir hışımla sandalyeden kalkıp odadan dışarı çıktı. Gözlerimi sıkıca yumup bir süre olanları idrak etmeye çalıştım.

Kendimi anlamıyordum, açıklayamıyordum ve bu beni sinirlendirdiği için garip tepkiler veriyordum. Gerçek düşüncelerimi değil, aradan sıyrılmak için bir şeyler söylüyordum sanki.

Bende sertçe sandalyeden kalktığımda Taehyung'un odasından çıkmış ve gelen sesler yüzünden mutfağa doğru ilerlemiştim.

" Salak... Manyak işte. " kesme tahtasının üzerinde muz kesen Taehyung'u görmeyi beklemiyordum. Bir de söyleniyordu, kafayı yedirtecekti bana.

" Taehyung napıyorsun? " bana kısa bir bakış atıp gözlerini sildi hemen.

" Sana ne! " ilk defa bana bağırması beni şok ederken bir süre daha yaptığı şeye anlam vermeye çalıştım. Ağlayarak muz doğraması beni istemsizce gülümsetmişti işte.

" Neden ağlayarak bunu yapıyorsun şimdi? "
burnunu çekip başka bir muz soymaya başladı.

" Acıktım çünkü. " ona biraz daha yaklaşıp suratına eğildiğimde tekrar gözlerini sildi.

glow in the dark | taekookWhere stories live. Discover now