mmh

3.3K 392 384
                                    

-lee minho

[yetişkin içerik, +18, nsfw]

kendimizi benim evime nasıl attık bilmiyorum. tek bildiğim ona benim evime sürmesini söyledikten sonra aramızdaki elektrik arttıkça arttı. uzun ve şehvetli bir öpüşme sonunda yol boyu dudaklarını ısırdı, vitesi kontrol etmek zorunda olmadığı her an eli bacağımda duruyor, olduğu yeri sıkıyordu.

ikimiz için de zorlu bir yolculuk oldu, apartmana girip kendimizi asansöre attığımız gibi benim dudaklarıma kapandı. heyecandan nefes dahi alamıyordum, tek yapabildiğim boynumdaki elini tırnaklayıp dudaklarına karşılık vermekti.

asansör durduğunda onu resmen ittim üzerimden. anca öyle ayrılabilirdik çünkü birbirimizden. eve girmeyi bile bekleyecek sabrımız yoktu.

kapıyı açmaya çalışıp birkaç kez deliği tutturamadığımda güldü bana. o da farkındaydı ellerimin heyecandan tir tir titrediğinin. ama kapıyı açabildiğim ilk anda elimden gelen en hızlı şekilde aldım onu evin içine. dudaklarımızı bile ayıramadan sırtımdaki ve sırtındaki montlarımızı çıkartıp kapının karşısındaki askılığa fırlattım. bu kadar aceleci olmama gülmesini falan beklemiştim ama hayır, eve girdiğimiz anda daha çok dokunmaya başladı vücuduma.

ve beklediğimin aksine keşfeder gibi değil, sever gibi dokunuyordu. ilk kez bir erkekle beraber olacaktı, vücuduma alışkın değildi ve garipsemesi normaldi. garipsemesini bekliyordum ama o sanki yıllardır benim vücuduma hakimmiş gibi dokunuşunun en hoşuma gideceğini bildiği yerleri seçiyordu okşamak için.

dudaklarımızı dahi ayırmadan onu adım adım yatak odama, yatağıma götürdüm. anın heyecanına kapılarak onu omuzlarından ittirdiğimde yatağa oturup dengesini sağlamak için ellerini arkasına yasladı. onu bu halde görmek her ne kadar hoşuma gitse de fazla uzun sürmedi. sağ diz kapağımı kasıklarına bastırdığımda içine derin bir nefes çekerek doğruldu olduğu yerde. fırsattan yararlanarak tişörtünü çıkarmasını sağladım. çıplak üst vücudu derin bir nefes almamı sağlarken bir dakika bile düşünmeden kucağına oturup o geniş omuzlarına sarıldım.

dünya sahiden de dönüyordu.

ya da zevkten benim başım dönüyordu.

belki ikisi de birden.

elleri vücudumun her bir zerresini milim milim okşuyordu sanki, sevildiğimi hissediyordum. dudakları ise dudaklarımı eziyor, nefes bile almak istemeden onu öpmek istememe sebep oluyordu.

sanırım birkaç dakika sonra nasıl davranacağını merak ettiğimden dudaklarında nefessiz kalarak can vermedim ama. geri çekilip başımı geriye yatırdım. ama o mesajı yanlış anladı, ya da belki ben ona yanlış anlamasını istediğimi gösterdim. bilmiyorum, önünde olan boynuma sulu öpücüklerini bırakırken bir yandan da iki yanındaki bacaklarımı sıkı sıkıya kavradı.

istemsizce kasıklarının üzerinde yaylanıyordum şimdi. sertliğini ve sertliğimi hissediyordum.

"chan..." hem boynumdaki dudakları, hem de belli belirsiz hissetmekten deliye döndüren aletiydi benim bu ses tonuyla konuşmamı sağlayan, muhtaç.

"daha net hissetmek ister misin?" tüm vücudumun kasılmasına sebep oluyor sorusu. bu işin nereye gideceğini bilmediğimden değil, bunun, onun dilinden dökülmesini duymaktan.

bad news! minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin