yasaksın bana

2.9K 524 564
                                    

- bang chan

sert ol, sorumluluğunu bil, şımarma, abiliğini yap, erkek adam ol, mesleğini eline al ama istediğin mesleği değil, benim sana söylediğimi yap, esnaflık yap, insanlarla aranı iyi tut, düzenli gelirin asla olmasın, benim için bu iyiliği yap, borca girsen de sorun olmaz, borç yiğidin kamçısıdır, güzel bir kız bul kendine, evlen, aşk çok gerekli değil, soyumu devam ettir yeter, bang soyadı ilerlesin, ben seni nasıl hayata getirdiysem sen de aynı öyle bir erkek çocuk getir dünyaya, ona bak, onu büyüt, onun üzerinde hak sahibi olduğunu iddia et çünkü o çocuk senden bir parça taşıyor içinde, tüm hayatını kontrol edebilirsin, benim senin hayatını kontrol ettiğim gibi.

nefes alamıyorum.

aptal bir özel günde boynumu sıkan, nefes almamı engelleyen sıkı bir kravat gibi boynuma yapışıyor, nefes almamı engelliyor sanki bu düşünceler.

kim benim hakkımda ne düşünür, babam bu yaptığımı onaylar mı, annemin yüzünü güldürebilir miyim, kardeşlerimin gözünde dayanıklı birisi olabilir miyim, arkadaşlarımın gözünde yeterince aptal mıyım, benim aslında ne düşündüğümü anlıyorlar mı, beni önemsemelerine gerek yok, beni düşünmelerine de gerek yok, beni düşünüyorlar mı?

bir tanesi düşünüyor.

düşünüyor-du yani en azından. yaklaşık bir ay öncesine kadar. onunla aramda olan güzel ilişkiyi de berbat ettim. beni ilk defa dinlemek isteyen kişiyi kaybettim, kendimden nefret ettirdim.

iyi olan tek şey o değildi belki ama benim iyi olmamı isteyen tek kişi o'ydu sanki hayatımda, o gittikten sonra her ne kadar kısa süreliğine de olsa onun olduğu gibi rahat hissetmedim kendimi. önemsendiğimi hissetmedim. önemsenmedim de zaten. tam olarak istediğim gibi. insanlara kendimi göstermezsem sorunlarımdan da haberdar olmazlar, beni umursamazlarsa kimseye açıklama yapmak zorunda kalmam.

kimsenin hayatında önemli bir yer edinmezsem kimse benim duvarımdaki çürükleri görmez, kimse beni düşünmez, kimse beni düşünmek istemez. yan karakter olurum herkesin hayatında, istedikleri zaman yanlarında olurum ama kimseyi ihtiyacım olduğunda yanıma çağırmam. doğru dürüst dertleşemem bile, çünkü dertlerim öyle herkese anlatılacak şeyler değil. kimse yirmi altı yaşındaki bir adamın babasının onu hiç sevmeyişini dinlemek istemez.

bir tanesi istiyor.

istiyor-du yani en azından. onu kaybettim. bir daha bana dönüp bakmayacağı şekilde hem de, onu kendimden bıktırarak kaybettim. onun yerinde olsaydım kendime yüz defa rest çekmiştim mesela.

o yapmadı.

dinlemek istedi beni, sabırla bana nasıl ulaşabileceğini arayıp buldu, benimle dertleşti, bana teselli veremese bile beni anladığını hissettirdi o. o, o kadar şevkatli birisi ki ben ilk defa birisinin geçmişimle veya geleceğimle ilgili sorduğu tüm sorulara cevap verebileceğimi hissettim. ben ona ne anlatırsam anlatayım onun tarafından kabul görecekmişim, başım okşanacakmış gibi hissettim.

farklıydı. lee minho gerçekten farklıydı. bana katlanabilen tek kişiydi ama ben onun değerini bilemedim. günlerce onun yüzünden uykusuz kaldım, spor salonunda onu bekledim, evine defalarca kez gidip ne diyeceğimi bilemediğimden kapısını bile tıklatamadan tıpış tıpış kendi evime döndüm.

bad news! minchanМесто, где живут истории. Откройте их для себя