11.Bölüm

609 465 13
                                    

Eğlenceli ve komik bir bölümle karşınızdayız. Kah üzüldük kah güldük ama güzel üzüldük. Bu bölüm güzel anılarımızın toplandığı hoş bir bölüm:)

Eylül'den
"Knkkk gördün dimiii nasıl kalabalıktı, sanki sınır dışına gönderiyorlar asker çocuğu dedi" Şeyda "offf Şeyda tamam hem yaptıkları şeyin elle tutulur bir tarafı yok magandalar işte" dedim. Teneffüs çalmıştı aşağıya inmek için on ikilerin katından geçiyorduk çünkü biz en üst kattaydık.

İnerken Berzanı gördüm yine baktı baktı bana, farklı bakıyordu bana. Berzana bakarak gülümsedim Şeydada hemen koluma vurup "yengesi bak nasılda bakıyor sana" dedi. Kendimi Berzanın yengesi olarak hissediyordum doğru ama o beni pek yenge olarak görmüyordu sanırım.

Aşağıya kantine indik kantinde bizimkiler vardı kabullenmiştim artık. Seyirlik tayfa oturmuş muhabbet ediyordu.

Bu seyirlik tayfa dediğim, her gün dizi izler gibi benle Mehmeti izleyen, bizi shipledikleri on metre öteden belli olan, Mehmetle kötü bir gün yaşadıysak hem bana hem Mehmet'e trip atan bizim konuştuğumuz şeyleri Mehmet'e, Mehmetin konuştuklarını bize yetiştirmeyen sadece kendi arasında bunu konuşan, boyları bir doksan ama davranışları üç yaşındaki çocuk gibi olan kalabalık bir erkek gurubuydu.

On kişi falan varlardı her seferinde Mehmetle beni öyle heyecanla izliyorlardı ki şaşırıp kalıyordum. Bu gurubun başındada Melih diye bir çocuk vardı. Mehmetle samimilerdi bayağı çıkışta çekirdek alıp on tanesinin birden benle Mehmetin bakışmalarını izlediklerini gördükten sonra bu tayfaya kanım ayrı ısınmıştı.

Komik çocuklardı okuldaki her dedikoduyu bilirlerdi. Bana karşı melek olsalar da şeytan tarafları da vardı bizi görünce hemen toparlandılar bir kaç tanesi yayılarak oturmuşlardı beni görünce düzelttiler oturuşlarını. Oturup Mehmetin gelmesini bekledim her teneffüs kantinde buluşuyorduk.

Mehmet içeri girerken beni görüp sırıtmaya başladı. Hemen bakışlarımı çektim "bi tek bu çocuğun gözlerinin içine bakamıyorum gerçekten Şeyda" dedim fısıldayarak. Şeyda da "o da senin ayıbın olsun" diyip kahkaha attı.

Bir anda bütün gözler bize çevrildi çok utanmıştım. "Off Şeyda offf" hemen çirkeflik yapıp bağırdı "ne bakıyorsunuz beee gülemez miyiz" dedi o bağırınca kafamı biraz daha yere eğdim. Salak Şeydacığım bu sefer koluma vurup "utanma knk bir şey olmaz ben kızdım zaten herkese" dedi.

"Aynen knk herkes bizi izliyor Allah cezanı versin" dedim. Kafamı kaldırıp baktığımda Mehmet bize gülerek bakıyordu. İyi ben olsam gülmekten altıma ederdim buda bir şeydir, içeriye o sırada emin girdi emin de Mehmetin çok yakın bir arkadaşıydı.

Bir elli beş boyu vardı ama sakalları da vardı. Çok değişikti işte ama seyirlik tayfanın dediğine göre icraati de vardı. Berzanla da çok samimiydi emin geldiğine göre Berzanda gelirdi şimdi. Mehmet emini görünce kolunun altına aldı "gelicen mi lan gece" dedi.

Ahaaa nereye gidiyorlardı gece gece. Emin konuşmaya başladı "konuştun mu sen Halitle ne dedi çocuk" dedi Mehmet'te hemen "ne diyecek oğlum tamam dedi kapatıcak mekanı biz içerde işimizi görürüz" dedi. O kadar dikkatli izliyordum ki ikisini artık nasıl bakıyorsam emin Mehmet'e işaret verip beni gösterdi.

Mehmet benim o bakışlarımı görünce "spor salonu lan" dedi "gündüz vakit bulamıyoruz diye gece gidiyoruz arkadaşımızın salonu ne tribe girdin" dedi bana bakarak. Ohaaaaa bana açıklamamı yapmıştı o bütün seyirlik tayfa susmuş bizi izliyorlardı.

İsimsiz çocukTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang