3.Bölüm

733 527 16
                                    

Bölüm şarkısı:
Rota: İyi Uykular Peder
Ceza: Medcezir
Arkadaşlar bölümü şarkılarla okuyun lütfen. 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Mehmet Kartal'dan
Yine kavga gürültü sesleri geliyordu aşağıdan. Sesleri duydukça kum torbasına daha hızlı vuruyordum bu eve gelmek ölüm gibiydi bana. Ramiz Kartalın oğlu olmak böyle bir şeydi işte, kendisiyle beraber bizi de yakıp kavuruyordu babamın ateşi, insanlara güvenmemeyi, kötülüğü ondan öğrenmiştim ben.

Gençleri zehirleyen bir adamdı o neyse ona göre benim özüm kötüydü. Zaten akşam yemeği saati gelmişti nefret ediyordum bu evde yemek yemekten. Sofraya indim sevgili Cem abim, Gökhan abim, kız kardeşim Gül hepsi sofradaydı yani Selma hanımın takımı. Tabi eksik vardı orası ayrı 6 çocuğu vardı Ramiz beyin 5'i öz 1'i üvey yani ben benim bir takımımda yoktu yani tek tabanca:)

Mehmet kartal demek Ramiz kartalın kirli eli demek. Ben Ramiz kartalın eli temiz kalsın diye kendi ellerimi kirlettim bütün kir benim elimde. Tabi diğerlerinin anneleri vardı tertemiz büyüdüler, en iyi okullarda okudular Selma hanım onların kirlenmesine izin vermedi.

Benim bir annem olsaydı belki o da aman mehmetin eli kirlenmesin sabıkası temiz kalsın der çeker kurtarırdı beni. Bir an kendimi Cem gibi volkan gibi Gökhan gibi düşündüm gülesim geldi.

O kadar uzaktım ki onlar gibi olmaya hastalıklıydım ben uzak durulması gerekendim. Selma hanım bakışlarıyla ve tavırlarıyla yine beni istemediğini belli etti sağ olsun alttan alttan babama benim çocuklarına zarar verebileceğimi söyleyip duruyordu.

İnsanoğlu gerçekten nankördü ben onun oğulları en iyi okullarda okusun diye, kendisi en güzel kıyafetleri giyip takıp takıştırsın diye kendimden vazgeçmiştim. Kimi kandırıyordum ben babamın gözüne belki biraz olsun girerim diye diğer oğullarının sırtını sıvazladığı gibi benimkini de sıvazlar diye girmiştim babamın bu kirli işlerine. Sevginin koşullu olucağına inandırmıştım kendimi.

"Kesin geleceksin dimi Gül çok heyecanlı uzun zamandır bu tiyatro oynunun üzerine çalışıyor" dedi Selma hanım. Evet Gül tiyatro okumuştu, Cem mühendislik, Volkanın kendine ait spor salonu vardı, Gökhanında gece kulübü hepsi nasılda temiz çocuklar.

Bir kere yüzüme bakmayan babam bana "yarın okul çıkışına gelip alsınlar seni adamlar yarın ki işleri sen hallet ben Gülün yanında olmalıyım yarın" dedi kafa salladım eyvallah baba:)

Kalkıp çıktım evden selma hanım yüzünden bir şey yiyememiştim zaten. Tayfanın yanına gittim babam oturduğumuz semtin en zengini, en zalimi, bu çocuklarda en mazlumuydu. Yine hiçbir şey yememişlerdi zaten çoğu karton toplayıcısıydı. Yaşları küçüktü, biraz yemek alıp yanlarına gittim onların yanında o kadar mutluydum ki ailem bildiğim insanların yanında çok yabancıydım ben.

Buradaki çocuklar kimsesizlerdi bende kimsesiz olduğum için mi kendimi buraya ait hissediyordum acaba. İçlerinden biri yanıma geldi "sigara versene Kartal abi yemeğin üstüne iyi gider" diyip güldü daha on ila on bir yaşındaydı çıkarıp verdim. Karşılıklı sigara içtik gerçek kartalda buydu hem yemek ısmarlayan hemde yaşını düşünmeden sigara veren Kartal.

Bugün ailecek tiyatro izlemeye gideceklerdi o yüzden bütün iş bana kalmıştı. Okulda yine uzaktan uzağa izlettirdim onu yani Eylülü, en yakın arkadaşım can kardeşim Zagor geldi yanıma ona benimle gelmesini söyledim onsuz çok sıkıcı geçecekti yoksa. Eylül hakkında haber verdi bana bir çocuk varmış sürekli yanında.

Bu kız beni deli ediyordu. Beni gerçekten tanısaydı başka bir erkekle göz göze bile gelemeyeceğini bilirdi. O sinirle okuldan çıktık adamların gelmesini bekliyorduk Zagorla Eylülle Şeyda'da çıktı okuldan.

Birşeyler vardı ikiside çok telaşıydı biriyle konuşuyordu Eylül telefonda bugün gerçekten sınırları aşmıştı kimdi o konuştuğu. Ayrıca beni görmesine rağmen suratıma bile bakmadı doğru düzgün.

O sinirle belimden silah çıkartıp üç el havaya ateş ettim okulun önündeki herkes bir anda bana döndü. Zagora da haber vermediğim için sıçradığını gördüm "ne yapıyorsun abicim yaa" dedi ama benim gözüm sadece Eylüldeydi. Eylülün yanındaki kız biraz salak mıydı Şeydaydı adı silah sesini duyunca üstünü kontrol etmeye başladı. Eylülde çok korkmuştu sırıtarak bakmaya başladım eylüle.

Benim sıktığımı görmeden bağırmaya başladı "hangi orospu çocuğu sıktı o silahı" diye sonra arkasını döndü göz göze geldik elimde silahı görünce şaşırdı. Anladığım kadarıyla korktuğunda küfürle belli ediyordu bunu yalnız küfür etmesi bile hoşuma gitmişti. Bu kız beni gerçekten tanımıyordu inşallah tanımazdı da.

O sırada adamlar geldiler öz annemin fotoğrafını gösterdiler annem başka bir adamla evliydi iki tane de oğlu vardı ikiside hemen hemen benimle yaşıttı. İki oğlunun ortasına geçmiş, sarılıp gülerek poz vermişti. İşte bu koymuştu bana 18 yaşındaydım bir kere görmek istemedi beni, babamda görmek istemiyor zaten ama Cem'e, Volkan'a, Gökhan'a zarar gelmesini istemediği için kullanıyordu beni.

Uzun uzun fotoğrafa baktım sonra cebime attım ikisi de çok mutluydu annemde babamda evlatlarıyla, eşleriyle çok mutluydu o yüzden ikisinin gözüne de çok batmıyordum.

Aslında annemi görmeyi çok istedim anne yemeği, anne kokusu bilmediğim şeylerdi bilmek istedim ama görmek istemedi beni açık açık yüzüme benden nefret ettiğini söyledi. Babanın gücü,baba güveni, baba sevgisi bunlarda bilmediğim şeylerdi bir kere dokunmadı bana babam:)

Zagor ve Asya biri kız kardeşim biri erkek kardeşim tek güvendiğim kişiler. Kardeşliğin kan bağıyla değil can bağıyla olduğunu öğreten insanlar iyi ki varlar. O sırada adam anlatmaya başladı bir şeyleri nerden başlayacağımızı anlattı arabalara binmeden son kez eylüle baktım bir şey vardı bu kızda beni kendine çeken bir şey.

Eylül'den
Salak Şeyda telefonun şifresini unutmuştu yeni almıştı telefonu iPhone'larda şifre unutulunca zor açılıyordu. O göt korkusuyla telefoncu bulup aradık benim telefonumdan. Çıkış olmuştu şeydanın kafasına vura vura zorluyordum "hatırla şu şifreyi" diye o sırada onu gördüm göz göze geldik ama hemen çektim gözümü şuan ilgilenmem gereken başka bir şey vardı.

Zaten o sırada silah sesi duyduk üç el Şeyda üstüne bakıyordu vurulup vurulmadığını kontrol ediyordu. Bende çok korktum bir anda düşecekti elimden telefon ama Şeydaya da gülemeden duramadım. O sinirle küfür ettim kimdi bu gerizekalı arkamı dönünce onunla göz göze geldik elinde sırıtarak bana bakıyordu bu çocuk vallaha normal değildi bir tedavi olması gerekiyordu.

Yanındaki arkadaşları da korkmuştu onlarda beklemiyordu demek ki böyle bir şeyi. Bana baktı yine uzun uzun sonra üç araba yapıp arabalara binip gittiler.

Salak Şeyda'nın aklına da şimdi şifre geldi şifreyi girip telefonu açtık. Dolmuşa bindik eve gidene kadar Şeydaya hem vurdum hem küfür ettim hem de hakaret. Salak bunlardan hiçbirine takılmayarak bana isimsizin yaptığını anlatıp durdu "sen bakmadığın için yaptı aşık herhalde sana" diyip güldü. Allah'ım sen benim aklıma mukayyet ol.

...

Başrolümüzün adı Mehmet ama herkes soyadıyla hitap ediyor. Yazarken bende çok üzülerek yazdım. Mehmet'in iyi bir ailesi olsaydı nasıl olurdu diye düşünemeden edemedim.

İsimsiz çocukDove le storie prendono vita. Scoprilo ora