15. UMUT

206 46 9
                                    

Gözler her zaman gerçekleri değil görmek istediklerini görür. Kulaklar her daim yalanları işitir. Ancak günün birinde mutlaka önünüze öyle biri çıkar ki bütün gerçekleri en acı verici gerçekliğiyle yüzünüze vurur.

Ben kendi acımı kendi yüzüme vurabiliyordum. Fakat beni gerçeklerden kurtarmak isteyen biri vardı. Beni umutlarla dolu bir dünyaya çekmek istiyordu.

O Kim Taehyung'du. O umuttu.

Haftada üç gün görüşmemiz vardı. İki tanesi tıpkı bundan iki gün önce yaptığımız gibi ikimizin ayrı odalarda olduğu ve aramızda bir camın olduğu görüşme şekliydi.

Ve haftanın sadece bir günü aramızda herhangi bir engel olmadan görüşebilecektik. Tabii ki benim ellerim kollarım yine bağlı olacaktı.

Açık havada olacaktık ve görüşmemizi o ortamda gerçekleştirecektik. Bugün ki görüşmemiz açık havada olacaktı.

İki gündür onu görmüyordum. Ve kendime itiraf etmek istemesem de iki gündür onu düşünüyordum.

Ellerimizin birbirine aramızda cam olmasına rağmen dokunuşunu hissetmiştim. Hem de en saf duygularımla.

Onda çözemediğim bir şeyler vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Onda çözemediğim bir şeyler vardı. Onu hiçbir zaman görmediğime emindim fakat o bana sanki senelerdir birbirimizi tanıyormuşuz gibi hissettiriyordu.

O bana ev gibi hissettiriyordu.

Ancak bana ev gibi hissettiren bu adam, evin alev alev yanacağını bilmek istemiyor gibiydi. Sanki yaşama karşı aptal bir umudu vardı. Ben ise bütün gerçekliğiyle hayatla olan bağımı koparıyordum.

"Jeon Jungkook!" diye bağırdı gardiyan birden. Ardından hücremin kapısının açıldı. İçeriye doğru bir zarf fırlattı.

"Bu sana gelmiş." dedi ve ardından hızla kapıyı örttü. Merak ve heyecanla zarfı elime aldım. Belki de bu zarf meleğimden gelmiştir.

Bunu düşünmek bile kalbimin deli gibi atmasına yetiyordu. Heyecandan titreyen ellerimle zarfı naifçe açtım ve içerisindeki mektubu aldım.

Maalesef mektup düşündüğüm gibi meleğimden gelmemişti. İçimdeki o aptal hevesin kırılmasıyla kalbim parçalara ayrılmıştı.

Kalbim o kadar çok parçalanmıştı ki artık cam parçaları da kalbime batmaya başlamıştı.

Derin bir nefes verdim ve moralim bozulmuş olsa da en azından dostumdan, yani Hope'dan gelmiş mektubu okumaya başladım.

Selam Kook!

Mahkemen bir ay sonrasına ertelendiği için çok mutluyum. Bu senin için hala bir umut olduğunu gösteriyor dostum.

İnanıyorum ki canın bağışlanacak. Kim Jeon Jungkook'a kolay kolay zarar veremez!

Yarın seni ziyaret etmeye geleceğimden emin olabilirsin. Üstelik sana çok sevdiğin çilekli pastadan da getireceğim. Annemin pastasına bakıldığını biliyorum.

GRAVE | taekook ✔️Where stories live. Discover now