9- VAZGEÇTİM

973 55 4
                                    

Medya: Julia Roberts

Şarkı- Talk: Salvatore Ganacci

-VAZGEÇTİM

Sözlerin yarım kaldığı bir dünyadayız. Gözün gördüğü kalbin sızladığı dilin anlatamadığı dünya. Küçük çocuğun oyuncağı kırıldığında hissetiklerini şimdi kendim deneyimleyerek hissediyordum. Bırak sadece hissederek sadece yaşayayım.

(Loris Esta Kate)

Karşımda Julia'yı görmeyi beklemiyordum. Kendisi en iyi arkadaşımdı. Ancak uzun zamandır işler yüzünden görüşmemiştik.
Ona yaklaşıp kollarımı ona sardığımda ne kadar özlediğimin farkına varmıştım. Kendisi hemşireydi yani çocukluk arkadaşıydık aslında her zaman en yakınım olmuş ondan ayrı gayrı bir şeyim olmamıştı.

Cafeterya da kahve içerken ellerini tutmuş hararetli bir şekilde ona olanları anlatmıştım yani tabi ki bir şeyler olduğunu sezmişti ve bu ondan asla kaçmazdı. Ellerini benden çektiğinde parmakları tam olarak çenesinin altındaydı ve düşünüyordu. O esnada cafeteryaya giren kişi ile insanları bakışları onu bulmuştu, her yerde dikkat çeker ancak o kahve gözleri buz gibi hissetirirdi, öyle ki kutuplar bile daha az soğuk gibiydi.

Julia'nın bakışları beni bulduğunda evet dercesine başımı sallamıştım. O an gözlerinin içi parlamıştı. Ava'nın geldiğini görünce susmuştu onu tanıyordu, tabi çok değil. Ava yanımıza geldi izin isteyerek yan tarafımıza oturduğunda gülümsedim.

"Rahatça konuşabiliriz, lütfen kızlar rahat olun" demiştim o an da gözlerimiz kesişmişti Bay gizem ile, tam karşımda yanında ki kızla kahve içiyordu. Gözlerimi kaçırdığımda dün akşamdan olan kesitler aklımda belirmişti. Adı dilimde dolanıyor ellerini sanki şuanmış gibi bacaklarımda hissediyordum. Kafamı salladığımda Ava'nın konuşmasıyla düşüncelerimi bir kenara bırakıp ona döndüm.
*Önünde saygıyla eğiliyorum, böyle bir adam ile baş ettiğin için, kahve istedi getirdim, soğuk deyip kendim alırım dedi, halbuki sıcaktı içtim sabrına hayranım bu gün içindeki tek şey değil " elinde ki kahvesini gösterirken gülmeden edemedim.

Julia ile Ava anlaşmaya başladığında kafamı masadan kaldırıp etrafımda bakışlarımı gezdirdim, üstümde hissetiğim bakışların Linda olduğunu görünce sadece gülümsedim. Asla yakın arkadaşı olmamıştı bildiğim kadarıyla çünkü yakın arkadaşlarından bile (çocukluğundan itibaren) kendini üstün görür. Tamamen ezikler, zorbalar ama bunu tamamen altan sözlerle yapardı.

Küçümseyici bakışlarını es geçip Julia ve Ava ile ayağa kalkmış, işlerin başına dönmek için Julia ile vedalaşırken Bay Gizem'in de yanındaki kıza sarıldığını gördüm yanında sevgilin varken neden başka bir kadına bakarsın ki aşağılık herif işte. O esnada Julia' nın sözleri beni onun bakışlarından alı koymuştu.

"Bende burada işe başlayacağım yarından itibaren çünkü işe alındım!"
Sevinçle söylediği sözler ile gülerek ona sarıldım Ava da ellerini brileştirerek gülümseyerek bize bakıyordu ona da kollarımız açtığımızda bize sarılması tamamen bir ekip olduğumuzu hissetirmişti.

Julia'yı gönderdikten sonra işe koyulmuştum. Hasta odalarını gezip ihtiyaçları ile ilgilenirken, 401'e girdiğim anda odada bulunan hasta kriz geçiriyor olmalıydı çünkü elleri ayakları titriyor yatakta oturuyordu genç adam. Henüz 20'lerinin sonunda 30'larının başında olmalıydı. Göz altları mosmor bu da madde bağımlısı olduğunu gösteriyordu. Kriz için arkama dönüp iğne alacağım sıra oda da yalnız olmadığımzıı fark ettim karşımda siyahlar içinde ki adam elinde ki bıçakla tam dibimde bana doğru tuttuyordu. Daha tepki veremeden elinde ki bıöağı boynuma doğru tutmuş benim geir geri gitmeme sebep olmuştu geri geri ilerlemeye çalışırken sçaımdan tutup boynumda soğuk demiri hissetirmeye çalışmıştı. Asla konuşmuyor sadece bakışlarıyla emir veriyordu.

"Lütfen sakin olun elinizdekini indirin"
"Sence ben buradan çıkabilir miyim hemşire"
Hemşireyi bastırarak söylediğinde tırsarak susmaka istemiştim ancak hastanın titremeleriyle adamın daha sesini dahi çıkaramasından krizin büyük olduğunu anlamıştım. O an hastanın titreme nöbeti ağızından köpükler çıkınca müdahale etmek zorunda olduğumu hissetim.

"Bari adama müdahale edeyim"
"Bak hemşire ölümü zaten gelmişti bu hastanede seninde karşında birazdna ikinizde geberceksiniz haberin var mı?"

Ölüm kelimesi ile tüylerim diken diken olmuş dudaklarımın korkudan titrediğini hissetmiştim. Hastanın ağzından kan akmasıyla tamamen soluğum kesilmiş gibiydi o esnada telefonumun sesi her şeyi bölmüştü. Cebimden telefonumu çıkarıp yere fırlattığında paramparça olan telefonumla nefesimi tutmuş göz yaşlarımı akıtmıştım. Adamın artık nöbetti kesilip nefesi kesilince öldüğünü anlamıştım yüzünün rengi bembeyaz olduğunda her şeyin bittiğini hissetmiştim. Boynuma dayadığı bıçak soğuğu ile ince bir sızı hissetirmişti. Kapının aniden açılma sesi ile o tarafa dönmüştük. Andre İçeri girince endişesini tamamen yüzünde hissetmiştim.

Katil adamın dikkati dağıldığı gibi elindeki bıçağa vurup düşürmesini sağladım ama o saçlarımdan tutarak beni öyle bir itmişti ki bedenimi tamamen yerde bulduğumda canımın ne kadar acıdığını anlamamıştım çünkü kafam yatak kenarına çarpmış bilincimin kendimde yan etki yaratmasını sağlamıştı.

Bay Gizem'in onun üstüne yumrukları ile atlaması sonucu ikisinin birbiri ile boğuşmasını izlemiştim kafamı kaldıramıyordum sadece ağlayarak olanları izliyordum. İkiside yeri bulduğunda katilin bıçağa ulaşmaya çalıştığını anlamıştım yalpalayarak kalktığımda bıçağı o ellediğinde elimle itmiş parmaklarını ezmiştim. Gözlerim ölen adama gidince, midemin bulanmasına,başımın dönmesini umursamadım. Acil yardım butonuna bastığımda katilin surat ifadesi tamamen değişmişti. Bay Gizem fırsattan istifade ederek yumruklarını yüzüne geçirip adamım yüzünü kan gölüne çevirmişti. Kapıda gelen sesler ile şükretmiş yumruk olan ellerini görmemek için başımı çevirmiştim. İçeri giren hemşire ve güvenlikler ile dizlerimin bağı çözülmüş yere düşüp hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım yerden kalkan Bay Gizem'in bakışları beni bulduğunda hızlıca yanıma yaklaşıp önümde eğilerek ellerini omzularıma koyarak beni sarsmıştı. Asla işe yaramıyordu aklımda ki kan dondurucu görüntüler midemin bulantısı ile harmanlandıkça ağlamam şiddetleniyordu.

Elleri bacakları ve sırtımın altına gidince derin bir nefes aldım o kadar çok titriyordum ki kendimi o adam gibi hissetmiştim. Beni kaldırdığı an itibaren asla ona karşı bir temasta bulunmuyordum, sadece ağlıyordum. O esnada gözlerim kapanmıştı. Sadece kendimi karanlığa teslim etmiştim..


+Bölümler azıcık geç geliyor çünkü okul zorluyor...
+Yeni bölüm nasıldııı?
+Sizce bizim kızlar nasıl?
+ O katil kimdi? Kim gönderdi?
Teorilerinizii dinlemek istiyorum

İMGE {LOTUSUN KOKUSU}>Where stories live. Discover now