Bölüm 8

351 29 6
                                    

Hagrid yaramla ilgilenmek için pelerinimi çıkartmamı istedi. Ben pelerini çıkartınca üstümdeki askılı bluz yüzünden yanık olan kolum açıkta kalmıştı. Ama artık umursamıyordum çünkü bu benim ne kadar güçlü olduğumun kanıtıydı.

Hagrid bir anda "Aman tanrım nasıl oldu bu?" dedi sadece omuz silkmekle yetindim cidden yaramı tedavi etmemek için bahane mi arıyorlar onca yol yürüdüm birde üstüne bunlarla uğraşıyordum.

...

Hagrid yaralarımı tedavi ettikten sonra şöminenin yanında oturmuş ve ateşi izliyordum. Derin bir iç çektim ve "Hagrid bizi yalnız bırakabilir misin acaba?" dedim Harry'ye her şeyi anlatma kararı almıştım. Hagrid kafa salladı bir şeyler söyledi ve gitti. Ne söylediğini duymamıştım ve şuan bunun sırası olduğunu da düşünmüyordum.

Harry yanıma bir sandalye çekti ve benimle birlikte ateşi izlemeye başladı. Konuşmam gerektiğini biliyordum bu yüzden gerilmiştim "Harry beni dinle lafı dolandırmayı sevmem bu yüzden direkt konuya giricem!" dedim.

Bana baktı ve ben hala ateşi izlerken konuşmaya başladım "Benim adım Lydia. Lydia Ava Potter."dedim gözleri kocaman açıldı ve "Nasıl yani? Yani biz şimdi akraba mıyız?" dedi ve bende ona "Ben senin halanım Harry." dedim.

Donup kaldı boş boş yüzüme bakıyordu. Gözlerimi kapattım ve bana bağırmasını bekledim. Ama bir anda etrafımda hissettiğim kollarla gözümü açtım.

Şaşırmıştım ama bende ona kollarımı sardım. Gözlerim dolmuştu. Harry benden ayrılınca beklediğim soruyu sordu."Bunca zaman neredeydin?"

İç çektim ve "Uzun hikaye ama güven bana bu ikimizi de korumak içindi" dedim kafası karışmış bir şekilde bana bakmaya başladı ve "Ama neyden korumak içindi ?"dedi biraz alınmış gibi duruyordu. Ona o gün olanları anlatmaya karar verdim.

Sadece Voldemort ile aramızda geçen konuşmanın ne olduğunu söylemeden ona o günü anlattım. 

Ortama derin bir sessizlik hakimdi. Korkuyordum. Yıllar sonra ilk defa korkuyordum. Hem de sadece bu çocuğun benden nefret etmesinden. Ağzımı açtım ve "Biliyorum bir özür yeterli değil ama özür dilerim Harry... Gerçekten çok üzgünüm." dedim gözüm dolmuştu.

Yıllardır içime attığım göz yaşlarım bana ihanet edip akmak istiyorlardı. Tutmaya çalışsam da boşunaydı yılların acısı vardı. Göz yaşlarım akmaya başladığı zaman bakışlarımı yere indirdim ve durdurmaya çalıştım ama durmuyorlardı. Bir anda etrafımda hissettiğim kollar ile bakışlarımı yerden kaldırdım ve o an Harry "Hiçbir şey için seni suçlamıyorum. Hem asıl senden özür dilemesi gereken benim, benim yüzümden onca şey yaşadın ver benim bu konu hakkında hiç bir fikrim yoktu" dedi sonlara doğru sesi kısılarak.

Kollarımı ona sardım ve ağlamaya başladım. Ensemde hissettiğim ıslaklıkla onun da ağladığını anladım. Ne kadar süre o şekilde kaldık bilmiyorum ama biz bu sefer ağlamayı kesmiş sadece sarılırken içeri Hagrid girdi.

Ve sonra "Umarım bölmemişimdir."dedi gülümsedim ve kıkırdadım. "Sorun değil Hagrid sadece hasret gideriyorduk." dedim kafamı Harry'e çevirip gülümserken. Oda bana gülümsedi ve Hagrid burnunu çekti ona dönüp baktığımızda gözünün dolmuş olduğunu gördüm "Her zaman ki gibi çok yufka yüreklisin Hagrid" dedim gülümseyerek.

Gelip bir anda bana ve Harry'ye sarıldı.

All's fair in love and warDove le storie prendono vita. Scoprilo ora