2.2K 273 122
                                    


⟨ ۝ ⟩

Hyunjin pastaneye girip bir köşeye oturduktan sonra bir garson siparişlerini aldı. Kahvesi geldi, sunumlara göz attı derken göz açıp kapayıncaya kadar bir saat geçti, ama Felix hiç görünmedi.

Başına bir şey gelmiş olabileceğini düşünürken, ürperdiğini hissetti. Garson çocuklardan birisi masadaki boş bardağı almaya geldiğinde, Hyunjin çocuğa baktı. "Felix diye birisi çalışıyor mu acaba burada?"

Garson çocuk gülümseyerek Hyunjin'e baktı. "Ah, patronun arkadaşı mısınız? Öyleyse hemen onu çağıracağım efendim."

Garson masadan ayrılırken Hyunjin kendi kendine güldü. Paraya ihtiyacı olan bir üniversite öğrencisi olduğunu düşündüğü bu kişi, ‘patron’ muydu şimdi?

Tezgahın arkasına bakarken, Felix'i gördü. Felix üstü başı un içindeydi. Belindeki önlüğü çıkarıp tezgaha bıraktıktan sonra, yüzünde kocaman bir tebessümle Hyunjin'in yanına gitti. İzin isteyerek oturdu. "Hoşgeldiniz. Bir şey içmek ister misiniz?"

"Hayır, yeni kahve içtim. Bir an gelmediğini düşündüm."

"Size geleceğimi söylemiştim." Felix konuşurken çok sevimli bir şekilde utandığında, Hyunjin gülümsemeden edemedi. "Sabah saatlerinde taze tatlılar çıkartmam gerekiyor, bu yüzden arkada duruyorum."

"Bir garson olduğunu düşünmüştüm, patronmuşsun."

"Ah..." Felix elinin tersiyle saçını kulağının arkasına attıktan sonra devam etti. "Birkaç yıl önce, kendim açtım burayı. Birkaç yıllık emek sonucu... Buradayız işte."

"Sıfırdan mı başladın? Sıfırdan bir pastane açmak zor olmalı."

"Sıfırdan sayılmaz, babam da destekledi. Zaten o olmadan imkansızdı."

"Baban ne iş yapıyor?"

"Babalarımdan biri finansla ilgileniyor..." Hyunjin tamamen dikkat kesilmiş, özenle dinliyordu. "Öbürü ise pasta şefi. Ben doğduğumda ilk pastanesini açmış. Zamanla başka şubeler de açtı. Ben de bildiğim her şeyi ondan öğrendim. Dedem ve büyükannem de tatlıcıymış, aile geleneği gibi yani. Gerçi, benden küçük iki alfa kardeşim de pasta konusunda başarılı değiller."

"İki tane mi baban var?"

"Evet." Felix gülümsedi. "Garip, değil mi? Eski nesillerin omega ve alfa olsalar da eşcinsel ilişkilere bakış açısı biraz farklı, bizimkiler için değil tabi. Severek, ailelerine karşı çıkarak evlenmişler. Alfa babam ne kadar güçlüyse, omega babamın karakteri de öyleymiş. Benim de ona benzediğimi söylerler."

"Haklılar." Hyunjin gülümsedikten sonra öne doğru biraz eğildi. "Öyleyse neden kendi yaptığın bir tatlıyı bana ikram etmiyorsun? İyi bir pastacı olup olmadığını görmek istiyorum."

"Öncesinde... Senin ailen hakkında bilmek istiyorum; aynı senin benim ailemi öğrendiğin gibi."

Hyunjin, ailesi hakkında dürüst davranıp davranmama konusunda kararsızdı. Ama Felix'in yüzüne baktığında, onu asla yargılamayacağını hissetti. İçindeki sıcaklığa güvenerek konuşmaya başladı. "Benim babam alfa, annemse omega. Küçük bir kız kardeşim var. Herkes Jih'in anneme, benimse babama benzediğimi söyler. Ama karakterlerimiz ikisine de benzemiyor."

"Kötü mü?"

"Bilmem. Onları kötülemek zor ama babam soğuk bir adam. Katı kuralları var ve bunlara uyulması konusunda çok ısrarcı. Disiplinli ve... Konuşması zor birisi."

"Olsun." Dedi Felix gülümseyerek. "Alfa babalar her zaman çocuklarına karşı biraz mesafelidir. Ama anneler, bu soğuk babaları dengelemeyi iyi bilirler." Ardından Hyunjin'in kulağına eğildi. "Alfa babamın izin vermediği bazı şeyleri gizlice yaptığımızı biliyorum." Sonra aniden ayağa kalktı. "Öyleyse sana en güvendiğim tatlımdan ikram edeceğim."

Omega Loves His Alpha | Hyunlix [Omegaverse] ✓Where stories live. Discover now