4.5K 317 241
                                    

⟨ ۝ ⟩

Hyunjin, artık çok bunalmıştı. İnsanların onu yanlış tanımasından, zoraki takındığı sert surat ifadesinden, yıllarca ördüğü duvardan çok sıkılmıştı. Rastgele insanlarla tanışması, eğlenmesi hatta gülmesi bile yasaktı. Böyle olmuştu, böyle olmalıydı.

Erken bir alfaydı Hyunjin. Yani yaşıtlarından çok daha erken uyanışı gerçekleşmiş, daha ergenliğe girmeden etrafındaki insanlardan ilgi toplamıştı.

E tabi, öyle olmalıydı. Koskoca Hwang ailesinin ilk oğlu, baskın bir alfa olmalıydı. Tanrı da, ailesi de böyle istemişti, kimse Hyunjin'in fikrini sormamıştı.

Başta her şey güzeldi. Üzerine düşülmesinden, yoğun ilgi görmekten memnundu. Ama beklediği ilgiyi, babasından hiç görmedi. "Tabi, başka ne olacaktı?" Diyen babası, umursamazca onu bir iş makinesi olmaya hazırlamıştı.

Evde babası varken, henüz 12 yaşında olan Hyunjin'in gülmesi yasaklandı. Parka gidip yaşıtlarıyla eğlenmesi, bilgisayar oynaması, arkadaşlarıyla görüşmesi yasaklar arasına katıldıkça, Hyunjin kendini eve kilitlemek zorunda kaldı.

Annesinin zoruyla biraz olsun aktiviteye ihtiyaç duyduğuna ikna olan babası, ona bir piyano hocası tutmuştu sadece, o da çok dayanamadı.

Yani anlayacağınız, Hyunjin neredeyse 12 yaşından beri yalnızdı. 18 yaşına geldiğinde, tek hedefi o evden ayrılıp babasından kurtulmaktı. Tabi, bunu düşünen 12 yaşındaki bir çocuktu.

Hyunjin o evden ayrılamadı. Hatta öyle acı ki, zamanla konulan yasaklara alıştı, bunları yaşam biçimi haline getirdi. 24 yaşına gelip şirketin başına geçtiğinde, içinde en ufak bir sıcaklık kalmamıştı.

24 yaşındaki Hyunjin, 12 yaşındaki halini yıllar içinde ördüğü dört duvarın arasında yalnızlığa terk etti, aynı babası gibi. Sert, soğuk bakışlı, güçlü bir baskın alfa olarak hayatını sürdürdü. Babasından duyduğu yalanlara inandı, onun yolunu izledi...

⟨ ۝ ⟩


Rastgele bir gün, rastgele bir sabaha uyandı. Duşunu aldıktan sonra üzerini değiştirdi, hızla odasından ayrılıp alt kattaki büyük yemek salonuna gitti.

Annesi, babası ve küçük kardeşi masada oturmuş, çıt çıkartmadan onu bekliyorlardı. Hyunjin masaya oturduğunda babası ona sert bir bakış attı, ardından yemeye başladı. Diğerleri de onu izlediler.

Hyunjin'in hemen yanında oturan kardeşi, babasının bakmadığı bir anda sakince abisinin kulağına eğildi. "Bugün beni dans kursuna götürecek misin?"

Hyunjin kardeşinin anlayacağı şekilde göz kırptı. Dans kursuna gittiğini duysa babası delirirdi ama Hyunjin bunu asla babasına söylemezdi. Evet, kardeşi de Hyunjin gibi büyüyordu ama onun bir şansı vardı; abisi.

Hyunjin'in kardeşi, Ji-Hyeon, 17 yaşında güzeller güzeli bir kız. Aynı annesi gibi ufak tefek bir omega...

Hyunjin, hiç bozuntuya vermeden zor ve yoğun bir iş günü geçirdikten sonra şirketten ayrılır ayrılmaz arabasına atlayıp Jih'in okuluna gitti. Hava yağmurluydu, Hyunjin geç kalmıştı, Jih ıslanmıştı.

"Üzgünüm." Dedi Hyunjin, Jih arabaya binerken. Yüzünde en ufak bir mimik olmadığından gerçekten üzgün olup olmadığını anlamak imkansızdı. Ama Jih onu tanıyordu, anlıyordu.

"Babama ne söyledin?"

"Sana iş hakkında ders vereceğimi söyledim."

Jih bir kahkaha patlattı. "Bunu yedi mi?"

Omega Loves His Alpha | Hyunlix [Omegaverse] ✓Where stories live. Discover now